Telefon biraz çaldı sonra telefonu açtı.
Kerem: Alo Eylül.
Eylül: Alo kerem nasılsın
Kerem: İyilik vallahi sen nasılsın
Eylül: Bende iyiyim de not bırakmışsın?
Kerem: Ha gördün mü onu
Eylül: Evet ara yazmışsın aradım bir sorun mu var?
Kerem: Aslında benim evime gelsen daha iyi anlarsın.
Eylül: Kerem gelebileceğimi pek sanmıyorum efeler gelecek bugün bana akşam da yemeğe gideceğim.
Kerem: Efeler derken kaç kişi geliyor ki?
Eylül: 8
Kerem: Kim onlar?
Eylül: Aman kerem ya hiçbirini tanımıyorsun ki?
Kerem: Tanışırız?
Eylül: Evet yine kendi kendini davet mi ettiriyorsun
Kerem: Yok! Ama daveti sen etsen benim için daha iyi
Eylül: İyi Sende gel
Kerem: Aa ama bu hiç kibarca değil biraz daha nazik olun lütfen yoksa gelmem bak
Eylül: Keremciğim lütfen benim evime teşrif eder misiniz?
Kerem: Dur biraz düşüneyim.
Ay nazıda var bunun
Kerem: Tamam teklifin kabul ama şartım var öyle kolay kolay evine gelemem
Eylül: Ay kerem bi nazın var bir isteğin var ne istiyorsun söyle hadi işim var
Kerem: Tatlı yapsana hatta yardıma geleyim ben
Eylül: Anlaşıldı tamamdır.
Kerem: bes dakikaya oradayım.
Eylül: Tamam görüşürüz.
Dedim ve kapattım. Bu arada salı günü kamp olduğu için işim yoktu sadece hazırlanmam söylenmişti.
Telefonumu şarja taktım ve mutfağa girdim. İlk mutfağı toparladım herşey bir taraftaydı ve kapı çaldı.
Kerem: Selamlar Eylül hanım.
Eylül: Gel hadi.
Kerem: Ondan önce (kerem bana sarıldı sonra yanağımı öptü bende aynısını yaptım ve içeriye davet ettim.
Eylül: Eee nasıl gidiyor?
Kerem: Ne nasıl gidiyor?
Eylül: Her gün benim evimde olma vazifen diyorum nasıl gidiyor?
Kerem: Haa eğlenceli aslında ama sana birşey göstermem lazım
Eylül: Neymiş o?
Kerem: Bak bu (dedi ve bana bir kutu uzattı.)
Eylül: Bu ne kerem?
Kerem: Hediye. Açmayacak mısın?
Eylül: Açayım (dedim ve açtım içinde kolye vardı biraz daha inceledim kolyeyi ve kalp şeklinin içinde K&E yazıyordu.)
Keremden,
Kerem: Beğendin mi? (umarım beğenmiştir ya.)
Eylül: Evet güzelde bu sanki biraz şey gibi
Kerem: doğru ARKADAŞLAR için pek uygun değil biliyorum. Ama hatıra kalsın diye aldım belki takarsın.
Eylül: Belki mi? Niye takmayayım ki bence güzel