HİZMET'Çİ (BXB) +18

⁶

Ey ahali, kalkın uyanın bir günde iki bölüm gelmiş.

Bir arkadaşımız çok zırladı ondan yoksa ne işim olur benim JDJSMDGSMHDMSHD

Şaka maka bı yana bin olmuşuz.

SAKASİZ BİN OLMUSUZ LAN DAHA SABAH YEDİ YUZ FALANDİK NE CABUK BUYUDUK BOYLE GOZUM YASLİ HEOİNİZİ YİYESİM VAR COK TEŞEKKÜR EDERİM SİZİ COK SEVİYORUM LAN 💗

O zaman daha fazla tutmayayım ben sizi. Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın bebeklerim.

Siz yorum yapınca çok mutlu oluyorum, vallaha💗

O zaman iyi okumalar küçük tavşanlar🤍

⁶

"Hapşu!"

"Hapşu!"

"Hapşu!"

Serpil teyze bacağına vurdu. "O yağmurda dışarı çıkılır mı hiç?!" dedi yakarır bir biçimde. Ayşe abla "Hele ki bıçakla tehdit etmek." dedi inanmaz gibi. Anlaşılan hala şokun etkisindeydi.

Güldüm ama gülmemi öksürükler kapladı. Serpil teyze çalan telefonunu çıkardı. Bu kadının bile telefonu vardı lakin benim yoktu. Somurttum.

Serpil teyze aramayı açtı ve kulağına koydu. "Evet Efendim." dedi. Efendim demesi ile hızla dikleştim. Anlaşılan Alperen'di.

"Hayır, ateşi yükseliyor ve öksürükleri artıyor. Durumu iyi değil." 

Telefonun karşı tarafından konuşan kişi ile "Doktorun verdiği ilaçları içirdik." dedi.

Sonra derin bir nefes verdi ve "Peki Efendim." dedi. Telefonu kulağından çekti ve eteğinin cebine koydu. "Alperen Bey geliyormuş."

Sevinçle geri yatağa yattım. Onu bekleyecektim lakin onun gelmesini beklerken uyuya kaldım yeniden.

&

Sıcak tüm bedenimi kaplarken yaslandığım göğse sürtündüm. Çok yumuşak göğüslerdi.

Yavaşça dudaklarımı değdirdim yanağımı kaplayan göğse. Gülme sesi ile yavaşça gözlerimi araladım. Gözlerimi üst üste kırptım. Yavaşça mırıldanırken saçlarımda gezinen parmakları hissettim.

"Alperen?" dedim kısık sesle. "Küçük tavşan." diye fısıldadı. Belimdeki eli hissettim. Eli belimi okşuyordu. Yavaşça başımı kaldırdım ve bana bakan kahvelere baktım.

Göz bebekleri o kadar büyüktü ki gözleri resmen siyahtı. Onu görmem ile yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Gözlerim hala kısıktı.

Bakışları gülüşüme gitti. Yavaşça öksürdüm. Kollarımı kaldırdım ve yavaşça gerindim. Sonra havadaki kollarımı boynuna doladım. "Efendim," dedim neşeyle.

Bu halime güldü ve dudaklarıma öpücük kondurdu kısaca. Gözlerimi kapattım, açamıyordum, çok yorgundum.

"Efendim, öpmeyin." diyince gözlerimi açtım ve bana çatılı kaşları ile bakan kişiye baktım. "Ne demek öpme?" dedi ve tekrar dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

Bu öpücük öncekinden uzundu lakin dudaklarını hareket ettirmemişti. "Hastalık." dedim gözlerim yeniden kapanırken. "Sizde hasta olursunuz." dedim bilincim tekrar kapanmadan önce.