Bölüm 17

83 8 7
                                    

Ortamda çok derin bir sessizlik olmuştu. Babam ve ben öylece birbirimize bakarken hızla yanıma gelip kolumu tutup çekiştirmeye başladı.

"Yürü! Ben seni orospuluk yapacaksın diye büyütmedim!"

"Bırak beni!" diye bağırıp kendimi geri çekmeye çalıştığım anda kolumdan tutup çekilmemle benim çabama gerek kalmamıştı.

Melek ve Ayla beni çekip arkalarına almıştı. Babam tekrar bir sinirle bana yürüyordu ki karşısında Barkın ve Alperen'i görmesiyle durmak zorunda kaldı.

Baban onlara bakıp "Siz kimsiniz! Çekilin, kızımı alacağım!" dedi ve onları itti ama gram oynamamışlardı. O sırada kızlar da yanımda duruyordu ve babama ateş saçan gözleriyle bakıyorlardı. Ben ise tepkisizdim. Öylece olanları izliyordum.

"Çekilsenize lan!" diyerek Barkın'a elini kaldırdı babam ama Arda'nın arkadan gelip sertçe kolunu tutmasıyla indirmek zorunda kaldı.

"Hop! Yavaş ol!"

Barkın babamın karşısına diklenip "Bu kız istemeden hiçbir yere götüremezsin!" diye sessiz ama tehlikeli bir ses tonuyla konuştu. Babam o sıra gözün kısıp Barkın'a bakmıştı.

"Ben buradan kızımı almadan gitmeyeceğim!"

Babamın ısrarları erkekleri artık sinirlendirmişe benziyordu. Alperen "Sen buradan çıkıp gideceksin ve Nehir burada kalacak!" diyerek dişlerinin arasından tısladı.

Babam etrafına baktıktan sonra koltukta rahat bir biçimde oturan Emre'yi gördü. Bacaklarını açmış tehlikeli bir sırıtmayla babama bakıyordu. Babama döndüğümde Emre'yi gördükten sonra yüzü bembeyaz olmuştu.

Kaşlarımı çatıp olayı anlamaya çalışırken babam bir kez daha bana bakıp "Seninle sonra görüşeceğiz Nehir Hanım!" dedi ve arkasını dönüp çıktı.

Kızlar rahat bir nefes verirken erkeklerin siniri dinmişe benzemiyordu. Aralarında bir tek Emre rahattı.

Ayla yandan "Nehir?" diyerek bana seslendi. Ona dönüp zorlukla gülümsedim ve "Efendim?" diyerek yanıtladım.

Ayla yerine bu sefer Feyza "İyi misin aşkım?" diyerek önümde durdu. Ona başımı sallayıp diğerlerine döndüm.

"Hepinize teşekkür ederim. Bizi eve bırakabilir misiniz?" diyerek sordum mahcup bir ifadeyle. Şuan burada benim için yaptıkları şey çok değerliydi.

Barkın yanıma gelip "Bırakırım ben de. Sen gerçekten iyi misin?" diyerek sordu yumuşacık bir sesle. Başımı sallayıp koltuğun kenarına bıraktığım montumu giyindim. Ardından gülümseyip herkeste göz gezdirdim.

"E hadi! Gitmiyor muyuz?" deyip kimseyi beklemeden dışarı yöneldim. Barkın arkamdan "Beklesene kızım!" diyerek peşimden geldi. Omuz silkip merdivenleri inmeye başladım. Yetişirdi o bana.

Kızlar da birazdan gelirdi peşimden. Barkın'a dönüp "Yürüyelim mi biraz?" diye sordum. Şaşkınca bana baktıktan sonra anlayışla kafasını salladı.

"Kızlar?"

"Diğerlerinden biri bıraksa?"

"Tamam, ben ararım şimdi." dedi ve telefonunu çıkarıp kızları onların bırakması gerektiğini, bizim biraz yürüyeceğimizi söyledi. O sırada ise yavaş yavaş kaldırımda yürüyorduk.

"Arda bırakacak kızları."

Barkın'a başımı salladım ve ellerim cebimde yürümeye devam ettim. Onların yanında babamın beni böyle bir duruma düşürmesi utanç vericiydi.

"Sahile doğru gidelim mi?"

Barkın'ın sorduğu soruyla birlikte sahilin bana iyi geleceğini düşündüm ve onu onayladım. Birlikte sahile çıktık.

SAHTE FİLMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin