Bölüm 26

78 11 58
                                    

"Ayla! Valla kafandan aşağı bir sürahi suyu boca ederim! Kalk lan!"

En sonunda işe tehdit koyduğumda Ayla yapacağımı bildiği için homurdanarak kalkmıştı. Kalkmasaydı Pazar gününü evde geçirecektik her halde!

Ayla tek kelime etmeden kabarmış saçlarıyla banyoya giderken oflayarak telefonumu elime alıp Marjinale girdim. Sabahtan beri bildirimler durmamıştı.

Pınar: Ne oldu pek bir keyfin yok, düşlediğin gibi olmadı mı?

Melek: Yakıştı ama mor renk çok! Gelen yerimi doldurmadı mı?

Ne yanı sabahtan beri bu ikisi buradan şarkı mı söylüyordu? Bunun için mi uyanmıştım ben?

Nehir: Allah sizin belanızı vermesin! Sabah sabah ne bu enerji?

Barkın: Cadı lafı ağzımdan aldı. Sabah sabah size söverek uyandık.

Pınar: Aşk olsun enişte!

Melek: Ayıp ayıp!

Nehir: Uf tamam! Trip moduna girmeyin şimdi! Bugün tatil günüm bir şeyler yapalım.

Pınar: Nerede buluşacağız?

Melek: Ben gelemiyorum. İşim var.

Nehir: Ne işin var?

Melek: Ay iş işte Nehir! Hadi görüşürüz!

Nehir: Melek!

Pınar: Gitti kanka.

Nehir: Neyse, sonra öğreniriz. Hadi Feyza'yı kap sahildeki kafe de buluşalım.

Pınar: Tamamdır, Feyzoş'u alıp geliyorum!

Barkın: Bizde gelelim mi Cadı?

Nehir: "Gelelim mi?" derken?

Barkın: Alperen, Arda, Koray, ben.

Pınar: Beşinciniz nerede?

Barkın: İşi var.

Kaşlarımı çatarak Barkın'ın mesajına bakıyordum. Melek ile aynı anda ne işleri vardı acaba?

Aman Nehir!

Ne?

Her şeyde de bir bağlantı bul zaten!

Uf, Nazmiye! Yine kafa ütüledin!

Tamam be! Sustum.

Ben düşünürken Pınar, Barkın'ı konuşmaya tutmuştu. Onların konuşmalarını okumayıp hızla yazmaya başladım.

Nehir: Hadi Pınar!

Pınar: Tamam, Nehriyem! Çıkıyorum şimdi!

Pınar'ın mesajıyla gruptan çıktım ve dolabı açtım. Dün giyindiğim mavi elbise dolabın köşesinde duruyordu. Muhtemelen bir daha giymezdim. Ayla zorla giydirmişti.

Dün ki gerginliğim aklıma gelince yine o anki gibi gerilmiştim. Kafamı iki yana sallayıp hızla aklıma gelen şeyleri def ettim ve altıma lacivert dar pantolon, üzerine beyaz tişört ve beyaz saten gömleğimi üzerime geçirdim.

O sırada Ayla da lavabodan çıkmıştı. Saçlarını tepeden sıkı bir atkuyruğu yapmıştı. Benim hazırlandığımı görünce kaşlarını çatarak "Nereye gidiyorsun?" dedi.

"Gidiyorsun değil, gidiyoruz aşkım. Hadi, hazırlan!"

Ayla bu dediğimle oflayarak "Hayır ya! Ben gelmeyeceğim, uyuyacağım ben!" dedi.

SAHTE FİLMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin