Bölüm 18

92 9 45
                                    

Bugün pazardı ve yapılacak hiçbir şey yoktu. Kendi halimizde takılırken alacaklı gibi kapı çalmıştı. Feyza "Birini mi bekliyordunuz?" dediğinde hepimiz aynı anda hayır anlamında başımızı sallamıştık.

Feyza aceleyle çalan kapıyı açtığında karşımızda nefes nefese bir Alperen görmeyi beklemiyorduk. Ayla hemen sevgilisin yanına gidip endişeyle ses tonu yüksek şekilde konuşmuştu.

"Sevgilim ne oldu? İyi misin? Alperen konuşsana!"

"Kızım bir dur zaten nefes nefese çocuk!" Pınar'ın bu dediğini hepimiz başımızla onaylamıştık. Feyza Alperen'i "Geçsene içeri, kapıda kaldın." diyerek eve davet ettiğinde Alperen bu anı beklercesine hızla içeri grip sert bir şekilde kapıyı kapattı. Sorar gözlerle hepimiz ona baktık ama konuşmuyordu.

"Ne oluyor be!" diye çemkirerek sorusunu yöneltmişti Melek. Pınar da sorunun devamını getirmişti.

" Niye bu kadar telaşlısın enişte?"

"Alperen konuş ya artık vallahi kıracağım kafanı! Yemin de ettirtiyorsun!"

Alperen, Ayla'nın son cümlesine cevap vereceği anda tekrar sert şekilde kapı çalmıştı. Hayır, yani bizim kapıdan ne isteniyordu? Ne suçu vardı kapının?

Nehir bu işte bir bok var. Bak, sonra Nazmiye demişti dersin!

Öğreniriz şimdi Nazmiye.

Hızlı! Merak ediyorum!

Tamam dedik ya!

"Ayla, açsana kapıyı. Kim bu alacaklı gibi çalan?" diyerek araya girdim bende. Alperen korkuyla gözlerini büyütüp "Hayır!" diye bağırdı ama Ayla çoktan kapıyı açmıştı.

Hepimiz kaşları şaşkınlıkla kısılırken ben "Senin ne işin var burada?" diyerek bir soru yönelttim. Barkın kapıda yüzü sinirden kıpkırmızı bir şekilde duruyordu. Kapıda duran Ayla'yı umursamadan içeri daldı.

"Nerede lan o it!"

Ayla şaşkınlıkla arkasından ona bakarken Alperen koşarak oturmaya kaçmıştı. Barkın da bizi umursamadan peşinden gidecekti ama önünde durmamla durmak zorunda kalmıştı.

"Nehir çekil! Şu iti alıp gideceğim!" dedi ve tekrar geçmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Çünkü ben tekrar önüne geçmiştim.

Barkın bıkkınca bana bakıp "Nehir senin derdin ne? Zaten sinirliyim, alıp gideceğim işte! Çekilsene kızım!" diyerek beni ikna etmeye çalıştı.

Kafamı ona kaldırdım ve diklenir bir ifadeyle "Birincisi, burada kızlar var. Dan diye dalamazsın bu eve. İkincisi, sen benim kardeşimi itemezsin. Üçüncüsü, o kapı babanın malı değil. Ne o öyle kıracak gibi vuruyorsun? Dördüncüsü, şimdi çık. İzin isteyerek tekrar gir." diye açıkladım ona.

Ne güzel konuştun be!

Araya girme, sonra gelirsin.

Barkın bana 'yok artık!' derecesine baktıktan sonra benim kararlı bakışlarımı görünce konuştu.

"Ciddi misin sen?"

"Gayet ciddiyim."

"Çıkıp tekrar mı gireceğim?"

"Bak, anlamışsın işte!"

Barkın bir süre yüzüme kararsızca baktıktan sonra oflayarak kapıya doğru yöneldi. "Belasın yemin ediyorum!"

"Evet, benim o!"

Barkın kapıyı açıp dışarı çıkmadan önce ters ters suratıma baktıktan sonra çıkıp kapıyı kapattı. Aradan birkaç saniye geçmemişti ki kapı zili çalmıştı. Yüzüme zafer sırıtışı kondurup kapıyı açtım.

SAHTE FİLMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin