ON BİRİNCİ BÖLÜM

58 48 31
                                    

ON BİRİNCİ BÖLÜM

Annemin eşyalarımı göndermesi çok işime yaramıştı. Tatilin bitmesine iki gün kala fazla olmasa da biraz bir şeyler bulmuştuk. Bulduklarımız:

· Cezaevinde sadece bir öğrenci var

· Geçici adı Sofya

· Bizim ailemizle doğrudan bir bağlantısı var

· Sofyanın kaç yaşında olduğunu bilmiyoruz ama tahminen 13- 14

- Daha her şeyin çok başındayız gece. Okulun açılmasına iki gün var

- Elimizden gelen ancak bu. Asıl bilgi okulda doğrudan cezaevinde saklı. Okul açılır açılmaz melek işini hızlandıracağım.

- Çok iyi olur dönem bitmeden bu işi halletmemiz gerek. Bu bana fazla uzadı gibi geldi.

- Farkındayım maalesef farkındayım... Araz...

- Yine fikir geldi zekâ küpünün aklına

- Var mısın okula gitmeye

- Şimdimi

- Evet belkide annemleri konuşurken ya da ne biliyim...

- Ceza evine giderken yakalarız. Gerçekten senin şu ani karaların olmasa halimiz ne olacaktı. Hazırlan çıkalım.

Ben annemlerin sonradan göndermesini istediğim eşyaların listesini çıkardım ve masaya bıraktım. Ben bu işleri hallederken araz bulduğumuz 13 anahtarı kopyalattı ve yerlerine geri bıraktı... taksiye bindik ve okula doğru yola çıktık vardığımızda sabahın ilk ışıkları yeni aydınlanıyordu. Okula vardığımızda ikimizde mutluyduk.

- Sence her zaman oturdukları çardaklardalar mıdır gece

- Bakmadan bilemeyiz.

Annemler garip bir şekilde çardakta değildiler. Odalarımıza bakmaya karar verdik ama orada da yoktular. Bu da demek oluyordu ki arjin hanımın odasındaydılar. 1 Arjin hanımın odasının kapısının önünde biraz soluklandık ve kapıyı dinledik. Çıt bile yoktu.

- Araz sen emin misin odanın içinde oda olmadığına

- Eminim gece yok.

- O zaman gireceğiz.

Olabildiğince sessiz bir şekilde odaya girdik. Kimse yoktu. Normalde garipsemezdik ama bugün odanın boşluğunu garipsemiştik. Araza fısıldadım.

- Masaya bak öne kaymış.

- Görüyorum.

- Masanın altında bir şey var mı normalde

- Varsa da belli olmuyordur. Yer tamamen beyaza boyalı çünkü.

Arazla anlaştık ve o sağdan ben soldan yavaşça masaya yaklaştık bir kapak vardı. Arazın dediği gibi bembeyazdı. Fark edilmesi imkânsız görünüyordu.

- Ne yapıyoruz gece girelim mi?

- Saçmalama yürü dedim sana

- Neden fırsatı bulmuşken girelim

- Ben gidiyorum gel çabuk arkamdan

Araz çocuk gibi itiraz ediyordu. Derinlerden annemin sesini işitir gibi olmuştum. Arazın kolunu tuttum ve çekiştirdim. Zar zor olsa da odadan çıkmış merdivenlerden aşağıya sessiz ama hızlı adımlarla iniyorduk. Gizli yere gittik. Kafama koymuştum araza her şeyi açıklayacaktım. Büyük panodaki her şeyi çıkardım. Yerine de sadece haritaları bıraktım.

- Sana her şeyi anlatacağım araz gel otur karşıma

- Her şeyi mi. Zaten biz beraber yapmıyor muyuz her şeyi.

Gece Ve GünışığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin