Bu gece annemle okulun özel pansiyonunda kaldık. Araz ve Arjin Hanım da odamızın yanındaki odada kalıyordu. Hafta sonu olunca Araz evine gidiyordu.
Bizim odamızın balkonu ile arazların balkonu yan yanaydı. Ben balkona çıkmış şiir dinliyorken arazların konuşmasına kulak misafiri oldum. Tamam, kabul ediyorum kulak misafiri olmadım direk kulak kabartmış olabilirim. Konuşmanın nereye varacağını beklemeye başladım. Arjin hanım cesaretini toplamıştı ve Araz'a konuşmasını yapıyordu.
- Araz sana kaç kez söyleyeceğim bu kızdan uzak dur diye.
- Ama neden? Bir sebep söyle.
- Çünkü kızı sevmedim.
- Sen sevmemiş olabilirsin ama Gece gayet iyi bir arkadaş.
- Oğlum o kızda farklı bir şeyler var. Hissediyorum. Neden beni dinlememekte ısrar ediyorsun.
Tam o an Araz'aa mesaj attım. Arjin Hanım homurdanırken Araz annesine "bir dakika" diyip balkona çıktı. Ne şanslıyım ki beni görmemişti, farklı tarafa bakıyordu. Arjin Hanım'ın kendi kendine söylenmelerinden "yine mi o kız" lafını ancak seçebilmiştim.
- İyi akşamlar Gece.
- Arkana bak.
Araz beni gördüğünde beklediğimden fazla şaşırmıştı.
- Gece.
- Efendim.
- Sen ama buradasın.
- Arjin Hanım söylemedi mi?
-Hayır bilmiyordum. Ne zamandır balkondasın?
Sesinde mahcubiyet ifadesi vardı.
- Annenle konuşmaya başladığınızdan beri.
- O zaman bizi duymuş olmalısın.
- Kulak misafiri oldum diyelim. Ayrıca aynı konuşmayı sabah bana da yaptı Arjin Hanım.
- Ve sende dediğini yapmadın öyle değil mi?
Sesimin duyulmasını istemediğimden mesaj attım.
- Annenin, gizin, okulların sırlarını ortaya dökene dek aynı yolda yürüyeceğiz. Ben söz veriyorum. Sıra sende.
- Söz.
- İyi geceler Araz
- İyi geceler Gece.
***
Artık her şey rotasından sapmış kendiliğinden ilerliyordu. Arjin Hanım'ın beni istememesin başka bir sebebi olmalıydı. Belki de Arjin Hanım ve Araz bana bir tuzak kurmuşlardı. Belki de bu tuzağın ilk aşamalarıydı. Kendime hatırlatmada bulundum. Asla hedefinden şaşmadan, Araz'ı amaçların ve düşüncelerin için kırmadan kullan... Sabah uyanır uyanmaz soluğu Arjin Hanım'ın odasında aldım.
- Girebilir miyim Arjin Hanım?
- Gir.
Sesi sert ve soğuk çıkıyordu.
- Müsaadeniz olursa bugün okulu gezmek istiyorum.
- Tabi Gece bazı şeylerden çok okulla ilgilenmen çok güzel. Sana hemen bir rehber öğrenci ayarlayalım.
- Teşekkür ederim ama benim rehberim var.
Bu cümleyi söyler söylemez odadan çıktım. Arjin Hanım bana az önce laf mı sokmuştu yoksa ben mi öyle anlamıştım.
Araz da zaten beni söz verdiği gibi kapının önünde bekliyordu. Aynı zamanda içeriyi duymak için çabalıyor gibiydi de. Elinde haritaların en küçük hali vardı. Beraber aşağıya yani okulun o koca demir kapılarına kadar indik.
- Bak Gece burası tam annemin odasını görüyor ve bu kapıdan annemin izni olmadan kimse çıkamıyor. Ben dâhil. Burası okulun ön bahçesi yine annem görüyor. Herkes burada melek gibi davranır. Burası arka bahçe duvarları 3,5 metre. Hala nasıl atladın aklım almıyor.
Annemin odası burayı görmüyor ama kamera burada normalin iki katı fazla.
- Peki, bu kameralar ses alıyor mu?
- Hayır almıyor. Onu da sırası gelsin anlatacağım. Ve şu karşındaki duvar 12 metre. Burası Cesper Cezaeviyle birleşik olan duvar. O yüzden 12 metre. Şimdi soruna dönelim. Müdürlerin hayatına bakmışsındır.
Evet, anlamında başımı salladım.
- Asude Hanım, onun zamanında nöbetçi öğrenci kamera odasını temizlerken kayıtlardan çıkan sesler duymuş. Sesin nereden geldiğine dikkat edince arka bahçeden geldiğini fark etmiş. Zavallı Leyla senin gibiydi. Bu sesler Cesper Cezaevinden geliyordu. Acıyla bir kızın bağırışı gibi. Yani Leyla'nın söylediğine göre. Ama Leyladan sonra kimse ses duymadı. Bu yüzden kameralar
değiştirildi. Ses almıyorlar.
- Araz. Asude hanım iki okulu da yönettiyse biliyor olmalı.
- Oda ayrı bir şey zaten. Ne Asude Hanım nede diğer müdürler. Onlar varken Cesper Cezaevi kullanılmıyordu. Ses geliyordu. Ama herkes kullanılmadı biliyordu. Annem ne zaman müdire oldu o zaman kullanıma açıldı.
- Peki, neden annen daha öncede müdire değildi.
- Belli bir yaş sınırlaması vardı.
- Bu okulun yeri yani arsa kime ait?
- Anneme. Dedemler burayı satmadan cezaevi yapılmasına izin vermişler. Cezaevi kapatılınca da anlaşmalar yapıldı ve okul oldu.
- Eğer burası anneninse neden yaş sınırlaması var?
- Burası annemin evet doğru ama müfettiş gibi büyük insanlar kontrole geliyorlardı. Geçmiş yıllarda Asude Hanım yönetti. Ama annem söyledi Asude Hanım yaptı.
- Annen Asude Hanımı piyon yerine oynattı desene.
- Öylede denebilir.
- Her şey çok karıştı. Yoksa yanılıyor muyum?
Öğlen saati gelmişti. Herkes yemekhanelere koşturuyordu. Rahat rahat gezmek için aslında araz böyle ayarlamıştı.
- Giriş katın altında spor ve aktivite odaları var. Spor katının altında iki kat daha var ama en son kilitliydi. Giriş katın üstünde sınıflar ve kütüphane var. Bir üst katta yatakhane ve bizlerin kaldığı yerler var. En üst kat ise öğretmenler odası, müdire odası ve güvenlik artı temizlik odaları var.
- Şu spor odalarının altındaki katlara inebilir miyiz?
- Kilitli. Ayrıca orası annem okula müdire olduğundan beri bütün kayıtları barındırıyor.
- Leyla nasıl girmişti.
- Ne hikmetse anahtarı Leyla'ya vermişler.
İkimizde sustuk.
- Araz
- Efendim
- Leyla da annenin kurbanıydı.
Selammmmmlar. Nasılsınız değerli mi değerli okurlarım. Nasıl gidiyor bölümler? Bu bölümü sizi biraz arada bırakacak şekilde bıraktım. Düşünün durun. Sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Ve Günışığı
Ficção GeralHiç gerçekten karanlığın sizi çağırdığını düşündüğünüz zamanlar oldu mu? Benim çok oldu ama bu seferki biraz fazla garip. Ben Gece Ateş. Karanlık ruhun beden bulmuş hali derler bana. O kapıdan girerken fark etmiştim burada başıma iyi şeyler gelmeyec...