ON YEDİNCİ BÖLÜM

68 42 10
                                    

Günışığı hayranlıkla kayalıklar yalılarını izledi durdu. Her gördüğü yalıya bizimki mi diye soruyordu. Kim bu güzeller güzeli minik kız çocuğun pamuk şekerini elinden almak isterdi ki, ama istemişti.

- günışığı sokağı dönünce yalıya geliyoruz.

Günışığı bir anda durdu. Bana baktı. Dokunsam ağlayacaktı.

- Son üç yıldır sadece her yıl 1 kere gördüğüm annem, şuan şu sokağın dönüşünde. Ne kadar garip değil mi gece.

Ben günışığının adına acı çekiyor, üzülüyordum. Günışığı gözlerini kapattı ve bana tutundu.

- Yalının önüne beni sen götür gece. Gözlerimi orada açıp yalıyı o zaman görmek istiyorum.

- Yavaş adımlarla. Gel bakalım.

Normalde bu şapşal şeyi isteyen kim olursa olsun yapmazdım. Ama bunu isteyen kayıp ikizim günışığı olunca dünyanın en mantıklı şeyi olarak gelmişti.

- Günışığı geldik. 3 deyince aç gözlerini.

- Tamam

- 1,2 ve 3

Günışığı gözlerini açtı. Büyülenmişti. Benim için sıradan şeyler günışığı için mükemmel geliyordu.

- En son buraya ne zaman geldin günışığı

- 3 yıl önce

- Okula arjin hanım müdire olduktan sonra mı girdin

- Evet

- O zamana kadar neredeydin

- Odanın gizli odasında

Taşlar şimdi yerine oturmuştu. Kıyafetler, porselen bebekler günışığınındı.

- Gece senden bir şey isteyeceğim

- Ne istersen

- Planı iptal etsek. Sadece doğallık istiyorum.

- Sen nasıl istersen.

Günışığı zile bastı. Kapıyı emine abla açtı. Kapıdan önce ben sonra günışığı geçti.

- A, gece geleceğinden haberim yoktu. Hoş geldin... İkinci bir gece.

- Emine abla uyan.

Emine abla korkudan mıdır, heyecandan mı bilinmez bayılmıştı. Emine ablayı mutfaktaki koltuğa oturttuk. Üst kata çıktık. Annem sanırım odasındaydı. Ben geri çekildim. Günışığı kapıyı çaldı. Ve açtı. Annem elindeki fotoğrafları yastığın altına saklamaya çalıştı. Tabi gözündeki yaşları da. Hepsini buradan görebiliyordum.

- Gece

- Anne

Günışığı anneme sarıldı. Annemde sarılırken günışığının dirseğine bastırdı. Günışığı bir çığlık kopardı. Neler olduğunu anlayamadan sessizce izlemeye devam ettim.

- Gece iyi misin? Koluna ne oldu bir bakayım mı?

- Hayır, anne gerek yok iyiyim.

Günışığının canı acıdığı belliydi. Acı çekmesine dayanamamıştım.

- Gece açar mısın kolunu.

Günışığı istemese de kolunu açtı. Buradan göründüğü kadarıyla kolunda siyah bir kolluk vardı. Hiç fark etmemiştim. Ve de dövmesi vardı. Günışığı ve... Bende de aynı dövme vardı. Hem de aynı yerde. Bendede gece ve... Vardı. Annem günışığının önce koluna sonra dövmesine baktı.

- Günışığı

- Anne

Günışığı sarılmak için öne eğildi ama annem mesafesini koruyunca aynı şekilde bekledi.

- Senin burada ne işin var. Ya biri gelirse. Nasıl kaçtın okuldan. Nasıl geldin buraya.

Sıkılmıştım ve tüm suçun günışığına kalmasını istemiyordum. Olaya dâhil olmaya karar verdim.

- Ben kaçırdım anne. Varsa bir diyeceğin dinliyorum.

Annem ayağa kalktı. Sendeleyerek düşmek üzereyken günışığı onu tuttu. Annem bir anda ağlamaya başladı.

- Hadi anne ağlamayı bırak. Bize açıklama yapmak zorundasın.

Annem cevap vermedi. Daha çok ağladı.

- Gece bir su alıp gel annem çok kötü.

- Annemi yatır hemen getiriyorum.

Koşa koşa mutfağa gittim. Emine abla ayılmıştı.

- Emine abla su ve ilaç annem kötüleşiyor.

Emine abla annemin sakinleştirici ilacını ve suyu verdi. Hemen yukarı götürdüm. Annemin suyu içince ağlaması durdu ve nefes alıp verişi düzeldi. Ağzından bir kelime döküldü annemin.

- Şule...

Hemen şulenin odasına koştum. Şükürler olsun sesleri duymamıştı. Ona aldığım bez bebekle oynuyordu. Beni görünce koşarak sarıldı. Bende ona sarıldım. Emine ablayı çağırdım. Emine abla hızlıca şuleyi hazırladı ve dışarı çıkardı. Bende annemin yanına döndüm. Gittiğimde annem uyumuştu. Ve ben o an bir şey fark ettim. Araz... Saatler olmuştu. Ne o beni aramış ne de ben onu aramıştım. Hızlıca arazı aradım. Cevap vermedi. Birkaç denemenin sonunda, nefes almakta zorlanan sesini duydum. İçim biraz olsun rahatlamıştı.

- Alo gece

- Araz iyi misin?

- İyiyim

- Nerdesin

- Taksideyim

- Nereye gidiyorsun.

- Bilmiyorum sadece annemden kaçmaya çalışıyorum.

- Araz doğru bizim yalıya geliyorsun itiraz istemiyorum.

- Ama...

- Âmâsı falan yok. Geliyorsun dedim o kadar

- Tamam.

Günışığı annemin uyandığını haber verdi.

- Yaklaşınca ara. Şuan gitmem gerek

- Tamam, kendine iyi bak

- Sende araz

Son cümlemde sesimin titrediğini fark etmemiştim. Ya araza bir şey olursa. Bizi kurtarmak için kendini ölüme atmıştı. Ona bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim. Annemin yanına döndüm. Daha iyi görünüyordu ama tam olarak iyi diyemezdim. Şimdi bize bir açıklama yapmak zorundaydı.

Kar tanelerim hepinize selamlar.  Günışığı hakkında ne düşünüyorsunuz. 4-5 bölüm sonra bitecek kitap ama sizi yoklukla sınamayacağım ve beria ya 1-2 hafta sonra başlayacağım. Bir sonraki bölümde Görüşürüz《♡》

Gece Ve GünışığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin