Uyandığımda saate baktım on birdi bugün cumartesi ve ben bu kadar uzun uyumuştum yataktan kalktım terliklerimi giyip odamdan dışarıyı çıktım mutfaktan bir takım sesler geliyordu gözlerimi kapadım nefesimi verdim, mutfağa girdim babam kahvaltı hazırlıyordu masaya oturdum onu izledim kendine tost yapıyordu işini bitirene kadar onu izledim tostunu hazırlayıp masaya oturdu önünde bir kaç dosya vardı yemeğini yedi bir yandan da onları incelediKalktım bende kendime tost hazırladım tost makinesinden tostu alacağım anda elim içerde iken tost makinesinin kapağı elime sert şekilde indi acı ile inledim kapağın üstünde bir el ve bu elin sahibi babamdan başkası değildi kaldırmayı denedim ama babam bileğimi tuttu bana engel oldu makinenin üstüne daha çok baskı yapıyor ve canımı yakıyordu elim yandıkça yanıyordu üç dakika sonra elini tost makinesinden kaldırdı
Elimi hızla çektim suyun altına tuttum yanıyordu suyun altında olmasına rağmen hala yanıyordu babam ise mutfak kapısına yaşlanmış yaptığı aptallığı izliyordu oda bir kaç dakika izledikten sonra kapıyı çarpıp gitti elimin yanması yavaş yavaş geçince suyun altından çektim merhem sürdüm ve elimi sardım bu yara uzun bir süre geçmiyecekti iştahım da kalmamıştı
Mutfağı topladım odama girdim siyah kot pantolunumu giyidim içine ince kısa kollu beyaz bluzumu ve onun üstüne siyah kısa kollu ceketimi giyidim saçlarımı tarafım ve topuz yaptım yaralarıma fondeten sürdüm çantama kitaplarımı doldurdum odamdan çıktım kapının önüne gelince beyaz spor ayakabılarımı giydim ve apartmandan çıktım kafamı dinlemek için kütüphaneye gidicektim
Bir kaç dakika yürümenin ardından metro istasyonuna geldiğim de bir çok kişinin olduğunu gördüm umarım panik atağım tutmazdı metro geldi herkes içeri doluşmaya başladı bende yavaşçsa kimseye temas etmemeye çalışarak metroya bindim etrafı incelemeye başladım ve oturacak bir yer gördüm ve hızla oturdum zaten metroda o kadar kalabalık değildi koltuğuma oturdum kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapadım
Sonunda biraz huzura erişeceğimi düşündüm ama her zamanki gibi yanıldığımı bir dakika sonra anladım telefonum çalınca gözlerimi açtım ve ekrana baktım gizli numaraydı telefonu meşgule attım tekrar gözlerimi kapadım bir kaç saniye sonra tekrar telefonum çaldı ekrana bakınca aynı numarayı gördün tekrar meşgule attım bu sefer hemen yine aradı artık sinirleniyordum bu her kimse çok ısrarcıydı sabır diliyerek nefesimi verdim ve telefonu kapattım bu sefer arayan kişi ulaşamayacaktı gözlerimi tekrar kapayıp arkama yaslandım yarım saatimi öyle geçirdim ineceğim yere son iki durak kala metro ilerlemesi gerekirken durakta durdu herkes konuşmaya başladı buda uğultu ya sebep oldu iki dakika sonra o sesi duydum
"Herkesten özür dilerim inatçı bir keçiyi aldıktan sonra metro ilerlemeye devam edicek"bu furkanın korumasından oğuzun sesiydi içimden küfür savururken ayağa kalktım metronun arka kapısına doğru ilerledim arkama baktığımda bir bedene çarpmam bir oldu kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktım hassiktir şans yine bizden taraf olmadı be seda ama diyim bu çocuk sana abayı yakmış kes sesini iç ses!
"Sobe"dedi Furkan bir adım geriye gittiğim de bileğimden tuttup beni kendine çekti kulağıma eğildi
"Uslu bir kız ol ve sesizce burdan çıkalım"sert otoriter sesi ile kulağımdan ayrılınca gözlerime baktı o bakışları beni gömüyordu çok öfkeliydi yutkundum kafamı salladım bileğindeki eli elime kaydı beni çekiştirerek metrodan çıkardı arkama baktığımda korumaları yani oğuz ve berke'yi gördüm metro istasyonundan çıktık siyah arabaya doğru ilerledik oğuz koşarak bizden önce arabanın yanına geldi arka kapıyı açtı beni arabaya soktu ardından kendisi bindi biz bindikten sonra oğuz ve Berke de arabaya bindiler oğuz gaza bastı ve bizi ordan uzaklaştırdı furkana baktığımda kendini sakinleştirmeye çalışıyordu ama bu pek işe yaramıyordu birden bakışları beni bulduğunda öfkeden delirmek üzere olduğunu gördüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORKİDE [TAMAMLANDI]
RomanceAcı neydi tam olarak? Vücudumuzda ki herhangi bir yerimizin morarması veya kızarmasından mı ibaretti? Sadece fiziksel olarak mı acı çekerdik? Tabii ki de hayır İçimizde ki acılar fiziksel acılarımızdan daha çok canımızı yakmaz mıydı oysa? İçimizde...