(2 gün sonra)
Furkanların mafya olduğunu öğrenmemin üzerinden iki gün geçmişti ve ne olmuştu hiç bir şey dememi bekliyorsanız biraz yanılıyorsunuz beyefendi bir türlü bana güvenemediği için beni bir dakika olsun yanlız bırakmıyordu sabah telefonumun çalması gözlerimi zar zor olsun açtım akşam yediğim dayaktan ötürü her yerim ağrıyordu kalkmaya üşendiğim için komidinin üzerinden telefonuma uzanmaya çalıştım bir yandanda söyleniyordum
"Hayır yani sabahın köründe kim arar ki?"diye söylenirken fark etmeden yatağın ucuna kadar gelmiştim biraz daha uzanmam yeterli derken yere düşmem bir oldu acı ile inledim komidin tam kafamın üstündeydi telefonumu aldım ekrana baktım sabahın yedisinde kim arar sizce? Tabikide furkandı
"Ne var lan sabahın köründe rüyanda mı gördün beni?"diye konuştum öfkeyle arkadan gülme sesleri geldiğinde dediklerimin onlara göre komik olduğunu düşünüyorlardı gülme sesleri kesildiğinde Furkan'ın sesi kulakları mı doldurdu
"Aşağı in seni bekliyoruz"dedi yerden kalkıp dizlerimin üzerine oturdum
"Gerek yok kendimde gidebilirim"dedim
"Seda yirmi dakika sonra aşağıda ol"dedi telefonu suratıma kapatı dağ öküzü hiç mi kibarlık dersi almamış bu? Yerden kalktım dolabımın önünde durdum süt kahvesi tonlarında bol pantolun ve kahverengi bluzumu giyidim aynı renk ceketimide aldım yüzümdeki yaraları kapatmak için makyajimida yaptım sonra elimdeki yanığa merhemimi sürdüm, sardım saçlarımı düzleştirdim ve bunların hepsini çok yavaş bir şekilde yaptım ki aşağıdaki dağ öküzü kudursun..
Her şeyim tamam olunca çantamı aldım kapıya beyaz spor ayakabılarımı giyerken telefonum çaldı Furkan olduğunu düşünerek telefonu açtım"Geliyorum lan çatlama"dedim
"Buyur gel ama yemek hazırlamadım ona göre"dedi bulut şaşkınca anlıma vurdum o ise gülmeye devam etti
"Pardon ben seni dağ öküzü sandım"dedim daha çok güldü dayanamayıp bende güldüm ayağa kalktım merdivenlerden aşağıya inmeye başladım
"Kimmiş bu dağ öküzü"dedi
"Hayvanın biri boş ver"dedim "eeee senin kızla nasıl gidiyor" bulut uzun bir süredir bir kızla çıkıyordu ve gayet mutlu gibiydi karşı taraftan ses gelmedi sonra
"Ne yapacan lan kızı"dediğinde piç gülüşüm yüzümde belirdi
"Cebime koyucam"dedim merdivenlerden inmeyi bitirdim apartmandan çıktım ilerde oğuz siyah arabaya yaslanmış beni bekliyordu ben ise bulutla konuşmayı sürdürüyordum arabanın yanına geldiğimde ben hala muhabbet çeviriyordum oğuz arabanın kapısını açtı binmemi bekledi yüzüne baktım bir yandanda kulağım bulutdaydı arabaya bindim oğuz kapıyı kapattı kendiside arabaya binip yola çıktık ben bulutla konuşurken Furkan ise dik dik bana bakıyordu Bulut'un dediklerine kahkahalar ile gülüyordum
"Kapat artık şu telefonu"dedi ona döndüm
"O zaman indir yürüyim"dedim
"Ne oluyor orada?"diye sordu bulut
"Yok bir şey Furkan sadece" dedim bulut bir kaç saniye sustu
"Haaa şu dağ-"cümlesini bitirmeden Furkan telefonumu elimden aldı kapattı
"Napıyorsun sen"dedim yüzüme öyle bir baktı ki yerimde çivilenmiş gibi oldum bana doğru yaklaştı
"Bu bulut denen çocuk beni biliyor mu?"dedi kafamı salladım
"Bizim hakkımızda başka ne dedin o çocuğa"diye bağırdı refleks olarak ellerimle kulaklarımı kapadım küçükken babam ne zaman bağırsa bu hareketi yapardım artık benim için alışkanlık olmuştu Furkan bu hareketin ile tek kaşını kaldırdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORKİDE [TAMAMLANDI]
RomanceAcı neydi tam olarak? Vücudumuzda ki herhangi bir yerimizin morarması veya kızarmasından mı ibaretti? Sadece fiziksel olarak mı acı çekerdik? Tabii ki de hayır İçimizde ki acılar fiziksel acılarımızdan daha çok canımızı yakmaz mıydı oysa? İçimizde...