Medya LGS den çıkanlara gelsin💗💗
Bu arada nasıl geçti sınavınız? Yorumlara yazınn😚YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN<3
_______
Taehyung, sabah sabah çalan alrmıyla ürkünerek uyandı. Hızlıca yataktan kalkarken, hala çalan alarmına küfretmeyi de ihmal etmiyordu. Hızlıca kalkıp masadaki telefonu durdurdu. Çalışmaya başlamıştı yapacak birşey yoktu. 'Ekmek elden su gölden' yoktu artık. Özellikle patronu Jeon Jungkook iken.
Dolabından birkaç parça kıyafet çıkardı. Aldığı kıyafetleri yatağa atıp banyoya girdi. Çok sürmeden çıktı ve almayı unuttuğu boxerını çekmeceyi açıp giydi. Öyle hızlı davranıyoduki kendi aklı bile bedeninin hızına yetişemiyordu.
Tamamen giyindikten sonra boy aynasının önüne geçip kendini incelemeye başladı.
(Kravat yok)
Karşılaştığı görüntüyle kaşları çatıldı. Kendini şu güne kadar hiç incelememişti. En son ne zaman aynaya baktı onu bile bilmiyodu. Ama şuan fark etmişti. O gerçekten güzeldi. Bir erkeğe yakışamayacak kadar güzeldi.
"Ayh! Ne düşünüyorum ben böyle ya? Salak salak. Ruj felanda süriyimde daha güzel oliyim demediğim kaldı. " deyip aynanın önünden çekildi. Düşünceleri onu rahatsız etmişti. Bir erkek hangi akılla böyle şeyler derki?
Şifonyerinin üst çekmecesini açıp tarağını çıkaracakken gözü geçen sene kardeşinin ona aldığı küpelere takıldı. Cidden onu çok özlüyor, ve bir an önce görmek istiyordu. Ve hala küpeleri bir kez bile kullanmamıştı. Eli küpelere giderken ilk iş günü için uğur getireceğini içinden söyleyip duruyordu. Bir dakika..
Neden kendini avutuyorduki. Avutacak ne vardı? Alt tarafı bir küpe. İsterse takar isterse takmaz değil mi? Birine süslenecek hali yok. O bir erkek sonuçta-"Bu saattemi gideceksin işe? Saat daha 5.30 "
Yoongi'nin sesiyle ürkünüp arkasını döndü. İlk söylediği şeyleri algılamadı ama sonra Yoongi'nin cümlesi kulaklarını doldurdu. "5.30 mu? Siktir geç kaldım! " deyip hızlıca kapıya yöneldi. Eline gelen bir spor ayakkabı alıp hemen çıktı. Orman yolunu koştururken bir yandanda taksiyi arıyordu.
_____________
Gün daha yeni doğarken şu sessiz sokağın manzarası bir efsane olmalıydı. Taksiyle lüks binaların arasından geçerken hava turuncuydu. Ve karşıdaki deniz manzarası cidden güzeldi. Denizin ardında ise koskoca hala uykuda olan Seul duruyordu. Dışarıda insan yok. Sadece o ve sessizlik..
"Onun gibi kibirli biri ne diye burda yaşarki? " diye mırıldandı.
"Geldik evlat burası. "
"Oh. İyi günler" derken arabadan indi ve güzel oksijeni içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KART OYUNU |taekook|
Fanfiction"Yalan söylüyorsun, yok öyle bir şey!" "Kader, genç. Hiç duymadın mı? "