Merhabalar Efendim nasılsınız umarım iyisinizdir, sizinle görüşmeyeli birkaç hafta olmuş fakat yb'yi daha hızlı atmak istesem bile hep bir şeyler oluyor o yüzden atamıyorum. İyi okumalar hatam varsa affola
Öptüm çehrenizden
"Fevkalade görünüyorsunuz efendim, gerçekten bordo size mutlulukla itaat eden bir renk."
Namjoon süratli yürürken bir yandan da önünde yürüyen Kral Taehyung'un vakarlı yürüyüşüne hayran olmadan edemiyordu.
Görevli korumalar ile beraber davetli odasına yürüyen Taehyung güçlü durumundan taviz vermeden önüne bakıp dik omuzlarıyla yürüyordu. O yürüdükçe koridor boyu insanlar ona boyun eğiyor ve Kral Taehyung'a hayran olmadan edemiyorlardı. Zaten şu krallıkta ona hayran olmayacak birisinin olması da imkansızdı. Kral kimse ile göz teması kurmuyor önüne bakıp süratle yürümeye devam ediyordu. Yanından geçtiği her bir kadın ona bakmaya zar zor cesaret ediyor fakat gördüğü yüzle baygınlık geçirecek gibi hissediyorlardı.
Hepsinin aklından geçen şey birdi. Kralın zevcesi olmak. Çünkü Kral Taehyung yeryüzünde belki de en iyi sevecek adamdı. Kralın odasına girmeye hak kazanmış kadınlar her daim Kral ile bir gece geçirmenin ne kadar güzel olduğundan bahseder ve böbürlenirlerdi.
Aralarından bazıları kralın eşcinsel olduğunu söyleyip bu durumu yalan olarak görse de kimse henüz bir şeyi bilmiyordu.
Bazıları kralın odasından gece vakti yüzünün güzelliği kadınları kıskandıracak şekilde güzel olan genç oğlanların çıktığını söylese bile dedikodu fazlaca olduğu için yine kimse inanmıyordu.
"Elenore baksana sence kralımızın görüştüğü birileri var mıdır? Sen Kralımızla yakınsın, eminim sana söylemiştir."
Genç kadın omuz silkip yerleri silmeye devam etti.
Geveze ve meraklı kadın kendisini umursamayan kadının omzuna sertçe vurdu.
"Elenore seninle de hiç dedikodu yapılmıyor. Söylesen ölecek misin hem Kont ile de yakınsın o net biliyor ve sana da söyler"
Etrafından onları duyan birkaç genç kız da konuşmaya dahil olup genç kadını darlamaya başladılar, hep bir ağızdan.
"Evet Elenore söylesene ne olacak sanki"
" Yaa hadi ama merak ediyoruz, hiçbir şey anlatmıyorsun bize biz senin arkadaşın değil miyiz?"
Sabrı tükenen genç kadın elinde bulunan süpürgeli sopayı sertçe yere çarptı ve derin bir nefes çekti ciğerlerine sanki boğazında bir yumru vardı.
"Sizin derdiniz ne acaba? Olsa size ne olmasa size ne? Kralımız bu şekilde aylaklık ettiğinizi duyarsa canınıza okur. Herkes işinin başına, ayrıca kralımız ile bu mevzuları konuşmak benim haddime değil. Gelip de efendim bugün kimlerle görüştünüz diye soracak bir yetkiye sahip değilim anlayın artık şunu. Beni rahat bırakın!"
Sabrı tükenen kadın daha fazla konuşmadan işine döndü, onu gören diğer genç kızlar da işlerine döndüler.
***
Sürgülü kapıdan davet odasına giren Kralı gören tüm mensuplar ayağa kalkıp büyük bir mahcubiyetle kralın önünde eğildiler. Kalplerine sakladıkları haset, kin ve sığdıramadıkları kıskançlıkları ile birlikte. Büyük masanın başına geçen kral tebessüm edip konuşmaya başladı.
"Hoş geldiniz değerli konuklarımız. Öncelikle sarayıma gelip beni şereflendirdiğiniz için tüm içtenliğimle sizleri selamlıyorum."
Eli ile oturun işareti veren Kral davetlilerin oturduğunu görünce bordo uzun pelerinini düzeltip boğazını temizledi ve büyük koltuğuna oturup arkasına yaslandı. Yüzündeki tebessüm yerini sahici bir ciddiyete bırakıyor, söz için kalkanların nefesini titretiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMPARATOR
JugendliteraturHalk tarafından sevilen ve bir o kadar da korkulan İmparator Kim Taehyung'un kendisine göre yasaları ve cezaları vardı. Bu cezaları vermekten çekinmeyen Kral hayatında ilk defa bir çocuk tarafından bozguna uğrayacaktı. Bildiği her şeyi unutturan çoc...