Yaralarınızdan öpeceğim

1.9K 167 129
                                    

İyi okumalar efendim seviyorum sizi

Medya ile okumanızı tavsiye ederim!!

Genelde yaşamı boyunca her daim bir şeylere bağlı kalma ihtiyacı duyar insan. Bazıları Tanrıya bağlıdır bazıları ailesine bazıları da gönlünün kıyısında gezintiye çıkan o kişiye. Fakat bazı insanlar vardır ki hiçbir koşulda hiçbir şeye bağlı değildir. Onlar Tanrının yalnız bıraktığı, kimsesiz ve yakarışlarını duymadığı yetim ve öksüz çocuklardır. Kendi kendisini büyüten, yetimliği iliklerine kadar hisseden çocuklar. Bazen kimsesizlik koca bir yalanın içerisinde mesken tutmuş bir hayattır, bazen anne babası olmasına rağmen sevgisiz büyümüş çocuklardır bir kayba gerek duymadan sevgiden uzak büyütülen her bir çocuk aslında yetim ve öksüzdür.

Onca mal varlığının içinde büyümüş koskoca bir yalanın ortasında boğulan Kim Taehyung anne babası olmasına rağmen sevgisizliği ve yokluğu kader edinmiş silinmeyecek bir kalemle içini kanata kanata yazmıştır.

"Özür dilerim, çok özür dilerim"

Jungkook Taehyung'un kesik kesik hıçkırıklarına eşlik ediyor nefessiz kalıncaya dek ağlıyor avuçları arasında sakinleşmiş olan Taehyung'un artık akmamaya başlayan gözlerini siliyor okşuyordu.

"Annem de çok özür diledi benden, özür bu dünyada duymak istemediğim tek şey Jungkook."

Jungkook dudaklarını ısıyor neden bu kadar üzüldüğünü sorguluyordu. Belki de empati yapıyor kendisini avuçları arasındaki adamın yerine koyuyordu.

Taehyung iki eliyle Jungkook'un ellerini indirip tuttu. Jungkook sakinleşmeye çalışıyor ara ara hıçkırarak titriyordu.

"Şşh yapma böyle, seni üzmek için anlatmadım ben bunları. Hem sana hayatımın çok ufak bir kısmını anlattım."

Taehyung karşısında gözleri kıpkırmızı olan genç ile göz göze geldi, ona bu kadar yakın olduğu her an kanı kaynıyor içinde yeşeren ormanı görmezden gelemiyordu.

İşaret parmağını başını eğen Jungkook'un çenesine atıp kendisine bakması için kaldırdı. Boğuk sesiyle fısıltıdan uzak konuştu.

"Ağlaman beni çıldırtacak Jungkook."

Jungkook anlamadan şaşkın bakışlarla gözlerinin üstünü örten tutamlarla oynayan Taehyung'a bakıyor dokunuşuyla mayışıyordu.

"Özür dil- ah üzgünüm özür dilemeyecektim."

Taehyung dalgınca işaret ve orta parmağının arkasıyla Jungkook'un yüzünde bir gezintiye çıktı. Parmaklarını gözüne yaklaştırdığı an gözlerini yuman Jungkook'a bakıp tebessüm etti. Göz kapakları titriyor sessizce yüzüne dokunan Taehyung'u sabırla bekliyordu.

Taehyung gözlerini yuman Jungkook'un gözüne birkaç saniye dokunup yavaşça yüzünü oğlanın yüzüne yaklaştırdı ve derin bir nefes çeken oğlanın tepkisine aldırış etmeden göz kapağının üzerine sıcak dudaklarını kapattı. Birkaç saniye gözünün üzerinde dinlendikten sonra dudaklarını çekip oğlanın tepkisine baktı.

Jungkook kızarmış fakat gözlerini açmıyor titreyen elinin birisiyle yerden destek alıyordu.

Taehyung fısıltıyla konuştu. "Gözlerini açtığın an oyunu bozacağım."

Jungkook titremekten başka bir tepki vermiyor sükunetle sessizliğini koruyordu.

Taehyung parmaklarını bu sefer Jungkook'un çene kemiğine götürüp tekrar birkaç saniye okşadıktan sonra dudaklarını oraya bastırıp derin bir nefes çekti. Jungkook'un kokusu tüm ormandaki çiçeklerin kokusundan daha muazzam gelmişti o an.

İMPARATOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin