İMPARATOR

Çocukluk arkadaşları

Merhabalar merhabalaar yine ben, umarım günleriniz güzel geçiyordur havalar sıcak yanıp kül olmamanız dileğiyle

Yorum yapmayı ve voteyi unutmayalım seviyorum sizi

Öptüm çehrenizden

Güneş doğup yavaş yavaş odaya nüfus ediyor ve kırmızı saten çarşaflar arasında yatan bembeyaz sütten tene ulaşıyordu. Dudakları şişmiş, saçları dağılmış beden kollarını iki yana açmış ve keyifli, huzurlu uykusundan uyanmıştı.

Esneyip yüzüne vuran güneşi engellemek için elinin birisini kaldırıp gözlerine siper etti. Daha fazla güneşin ona açtığı savaşa karşı koyamayan genç zorla da olsa uykusundan uyanıp dağınık saçlarını kaşımış ve yatakta oturur pozisyona gelmişti.

Yeni yeni kendisine gelen genç bir anlık şoka uğrayıp hızla üstüne bakmış ve yorganı kaldırıp baktığında gördüğü çıplak uzvuna karşılık çığlık atmıştı.

"Siktiir siktir bu, bu ne böyle! Ne yo yo olamaz hayır, hayır! Jungkook sikeyim ne yaptın sen?!"

Hızla ayağa kalkmak için yeltenen genç altına düşünmeden pantolonunu giyip boy aynasının karşısına geçmeyi akıl etti.

Vücudu morluklarla dolan genç daha fazla çığlık attı.

"Yüce İsa, ne yaptım ben!"

Elini boynunun ve göğsünün üzerinde duran morluklara atıp bir süre dokundu. Hemen buradan gitmeliyim diye panik olurken haber vermeden de gidemem diye düşündü.

"Çalıştır saksıyı, ne yapacağım ben hadı Jungkook düşün düşü-"

"Sencede fazla panik olmadın mı Jungkook?"

Arkasından gelen sese baktı odaklanamıyordu ses Taehyung'un sesiydi fakat neredeydi etrafa bakıyor ve stres sebebiyle duran beynini çalıştıramıyor başını avuçları arasına alıp nefes alıp verdi.

"Giysi odasındayım Jungkook, gel buraya."

Jungkook sesin geldiği yöne gidip Taehyung ile karşılaştı. Utanıyor ve dudaklarını kemirmeden edemiyordu.

"Efendim ben-"

Taehyung yarı çıplak altında kumaş pantolonun düğmesini bağlıyordu.

Taehyung anlamayan gözler ile jungkook'a yaklaşıp dağılan saçlarına ellerini atıp düzeltti.

"İyi uyudun mu Jungkook?"

Jungkook kendisine gelmek için büyük bir çaba sarf ediyor ve yarı çıplak olan Kralın kaslı vücuduna bakmadan edemiyordu.

Taehyung, Jungkook'un düzelmiş olduğunu düşündüğü saçlarından ellerini çekip kendisinden kısa olan gence cevap bekler gibi baktı.

"Konuşmayacak mısın Jungkook?"

Jungkook derince bir nefes alıp Taehyung'a baktı.

"Evet efendim, iyi uyudum. Fakat dün gece, yani ben üzgünüm."

Taehyung arkasını dönüp dolaptan bordo renk saten gömleğini giymek için yeltendi. Kollarını gömlekten geçirip düğmelerini bağlamaya başladı.

"Hmm ne için üzgünsün, ne oldu ki?"

Jungkook duymayı beklemediği şeyle şoka uğrayıp durumu düzeltmek istedi. Elinin birisini ensesindeki saçlarına atıp karşıdı.

Taehyung düğmelerini bağlayıp kenarda fincanda duran bitki çayından bir yudum alıp yatak odasına doğru yürüdü.

"Acele et Jungkook, acıktım yemeğe geçeceğiz."