Secret Document ¦ Seungin

2

Girmesine izin veren sesten sonra Jeongin odaya girip kapıyı arkasından kapattı ve dosyalarla boğuşan Felix'e baktı.

"Vakayı bana verdiler!" Felix bağırması yüzünden irkilerek ona döndü.

"Ne sikim..?" Jeongin onun masasına ellerini dayadı.

"Vakayı bana verdiler ve şimdi gidip barı araştıracağım."

"Bekle-Jeongin, bana her şeyi baştan anlatman lazım. Ne vakası? Ne barı?" Jeongin ona olanları kısa bir şekilde özetleyince Felix iç çekti.

Bu biraz... Tatsız bir iç çekişti.

Merakla büyüğünün rahatsız yüzünü izlemeyi sürdürdü, Felix konuştuğunda sesi huzursuzdu.

"Jeongin, belki de bu işten çekilmelisin." Jeongin duraksadı.

"Ama hyung-"

"Aması yok, çok tehlikeli." Felix ona doğru eğilip kulağına fısıldadı. "Dosyayı gördüğünü bilirlerse seni öldürürler." Jeongin sertçe yutkundu.

"Ama belki de... Dosya-" Felix onun ağzını eliyle kapattı.

"Şşt, sessiz." Jeongin anlam veremeyerek ona bakmayı sürdürdü.

Felix'in bakışları onun arkasındaki bir noktayla kendisi arasında gidip gelince Jeongin az çok anladığı şey yüzünden onaylar gibi gözlerini kırptı.

Felix elini çektiğinde Jeongin başını hafifçe geriye çevirip arkasındaki kameraya baktı, küçük kırmızı bir ışık yanıp sönüyordu.

Sertçe yutkunup ona döndü, Felix derin bir nefes alıp devam etmişti.

"Bu iş tehlikeli Jeongin, lütfen geri çekil. Sana zarar gelmesini istemiyorum." Jeongin bir süre etrafa baktıktan sonra ayağa kalktı.

"Ben de çekilmek istemiyorum, bu hayatımın fırsatı." Felix de onunla aynı anda ayağa kalktı.

"Jeongin hayatının fırsatı falan değil, kendini öldüreceksin!" Jeongin onu dinlemeden çıkmıştı bile.

Onun gidişinin ardından yanındaki telefon çalınca Felix istemsizce titredi.

Kimin ne için aradığını biliyordu.

*~*

"Nereye?" Jeongin deri ceketini de giyip arkasında duran Hyunjin'e baktı, bakışları ona kızgın olduğunu belirtir gibi soğuktu.

"Seni ilgilendirmez." sertçe kapıyı çarpıp evden çıktığında Hyunjin derin bir nefes aldı fakat arkasından gitmedi, Felix ile buluşacağını düşünüp sessizce odasına döndü.

Tabii Jeongin'in farklı planları vardı, artık arama ve sorgu izinleri olduğuna göre o bara gidebilirdi.

Arabasına binip kısa zamanda barın oraya vardığında gelen müzik sesleri yüzünden istemsizce yüzünü buruşturup derin bir nefes aldı, biraz ilerideki polis şeritlerini görebiliyordu.

Kapıdan içeri girdiğinde yüksek ses yüzünden istemsizce ellerini kulaklarına dayadı, cidden tüm bedenini titretmişti bu ses.

Fakat tuhaftır ki içerisi diğer barlara kıyasla daha az ter, daha çok alkol kokuyordu.

Bir süre öylece sese alışmayı bekleyip sonra zoraki doğruldu ve dengesiz adımlarla etrafta bir şeyler servis eden bir garsona yanaştı.

Garson ona içki dolu tepsiyi uzattığında Jeongin eliyle ona yaklaşmasını işaret edip kulağına doğru uzandı, içerideki sesten dolayı fazlaca bağırması gerekmişti.