8

298 51 26
                                    

Sırtı sertçe yerle buluştuğu anda Jeongin bedenini kendisinin üstüne siper etmiş Felix'in çığlığını duydu, daha ne olduğuna anlam verememişken üstünde farklı bir ağırlık ve yüzüne damlayan bir şeyler hissetmişti.

Sıklaşan nefesleri eşliğinde istemsizce kapattığı gözlerini geri açtı.

Kandı bu.

Her yerine kan sıçramıştı.

"F-Felix?" Felix kendi sesli nefesleri arasından karşılık verdi ona.

"Odadan çıktığımız gibi kapıyı kilitle ve ben söyleyene kadar sakın çıkma, duydun mu Jeongin?" Jeongin tepki veremeden Felix üstündeki kişiyi itti ve onunla birlikte odadan çıktı, Jeongin onun ardından ayağa fırlayıp hızla kapıyı kapatmadan önce göz ucuyla onun Hyunjin olduğunu görmüştü.

Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra nefes nefese bir halde sırtını yasladı ve yüzündeki kanları titreyen elleriyle sildi.

Neler olduğuna anlam verememişti fakat deli gibi korkuyordu, ve her yerde kan vardı.

Her yerde kan vardı?

Her yerde kan vardı!

Hızla kapıyı geri açtığı anda gördüğü görüntüyle donakaldı.

Felix kanlar içinde yerde uzanıyordu, ve Hyunjin başında durmuş yüzüne bulaşmış kan eşliğinde Felix'i izliyordu.

Jeongin o an kalbi durmuş gibi hissetti, hele Hyunjin'in sivri dişlerini gördüğünde...

Neler oluyordu?

Tam Felix'in yanına koşmaya başlayacaktı ki beklemediği bir anda Felix derin bir nefes alarak doğruldu ve Jeongin'e baktı.

"Sana çıkmamanı söylemiştim." Hyunjin'in de bakışları kendisini buldu fakat Jeongin ona bakmıyordu

"Sen... Siz... Ne?" Felix zoraki ayağa kalkıp yüzüne bulaşmış kanı tişörtüyle sildi, gerçi tişörtünde daha çok kan vardı.

"Sikeyim, artık saklamanın anlamı yok. Sanırım Jeongin'e söyleme vakti Hyunjin." Hyunjin hala dönen başı yüzünden dengesizce sırtını duvara yasladı.

"Teşekkür ederim, kan için." Felix hala şoktan kurtulamamış olan Jeongin'in omuzlarını tutarken mırıldanarak karşılık verdi Hyunjin'e.

"Asıl Jeongin'e dokunmadığın için ben teşekkür ederim." Jeongin daha şoktan çıkamamış ifadesiyle gözlerini kırpıştırdı.

"Ne sikim dönüyor burada?" Felix derin bir nefes alıp ona nazikçe sarıldı.

"Anlatacağım, otur şuraya." Jeongin onu takip ederek kendi odasına geçip Felix'le beraber kendi yatağına oturdu, Felix onun ellerini tutarken Jeongin'in bakışları yerdeki kanları bulmuştu.

"Senin kanın mı bunlar? Ben... Öldün sandım." Felix onun çenesini tutup yüzünü kendine çevirdi.

"Kanı Seungmin'den aldık." Jeongin'in ilgili bakışları onu buldu.

"Seungmin?" Felix iç çekip tekrar onun ellerini tuttu.

"Jeongin, vampirler gerçek." Jeongin'in değişen bakışları eşliğinde Felix devam etti. "Dosyada gizledikleri şey buydu, vampirler hala yaşıyorlar."

"N-ne?" Felix sessizce onu izlemeyi sürdürdü.

Jeongin bunu tahmin ediyordu fakat böyle bir anda bunu duymak...

Derin bir nefes aldığı sırada Hyunjin de üstünü değiştirmiş bir şekilde içeri girdi.

"Vampirler dokuz yüz yıl kadar önce büyük bir katliam başlatınca insanlar da onlara karşı katliam başlatmışlar, vampirleri yakmaya ve zaten ölü olmalarına rağmen tekrar öldürmeye çalışmışlar. O kaostan sadece Seungmin kurtulmuş ve dokuz yüz yılın ardından şimdi tekrar vampirlerin soyunu devam ettirmeye çalışıyor." Jeongin'in önünde diz çöküp başını yana yatırdı ve boynundaki izleri açığa çıkardı. "Ortadan kaybolduğum o sürede ben de bir vampirin saldırısına uğramıştım ve Seungmin beni geri diriltti, yeni hayatıma alışabilmem için de yanında tuttu." Jeongin bir süre sessizce sindirmeyi bekledi.

Secret Document ¦ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin