6

297 55 81
                                    

Elindeki bardağı incelerken Seungmin iç çekti.

"Jeongin'in kanı olsun istiyorsun değil mi?" yanında durup her zamanki gibi kendisini sinir eden Minho'ya ters bir bakış attı.

"Yakında seninki olacak."

"Yok ki." Minho kendi tırnağını koluna batırıp ona gösterdi. "Bak."

"Salak salak davranmaz mısın?" Minho her zamanki kötü kahkahasıyla Seungmin'in saçlarını karıştırdı.

"Jisung'umu görmeye gideceğim." Seungmin istemsizce güldü.

"O çocuğu ne zaman sömüreceksin merak ediyorum."

"Yapıyorum ki, sadece öldürecek kadar değil." Seungmin'in bakışları ilgiyle onu buldu.

"Bizi biliyor mu yani?"

"Yok ben fark ettirmeden sömürüyorum, tabii biliyor." Seungmin göz devirip tekrar elindeki bardağı yudumlamaya döndü, Minho çoktan çıkmıştı.

Evde masum masum pijamalarıyla oturmuş Jeongin çalışmak için gelecek diye hazırlık yapmak adına cips yiyen Jisung'un ise hiçbir şeyden haberi yoktu, sadece cipsini yiyip animesini izliyordu.

Telefonuna gelen aramayla telefonu eline alıp aramayı yanıtladı ve kulağına götürdü.

"Efendim?"

"Sincap deliğinden çıkmak ister mi?" gözlerini kırpıştırıp animesini durdurdu.

"Minho?"

"Neden bu kadar şaşırdın?"

"Şey-geleceğini bilmiyordum." derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Çok vaktim yok, çalışmak için bir arkadaşımı çağırdım."

"Ben bilirim o çalışmaları..." Jisung ayağındaki patikleriyle evden çıkıp yolun karşısında kendisini bekleyen Minho'ya el hareketi çektiğinde Minho'nun kıkırtısı telefondan kulaklarına dolmuştu.

"Geliyorum." telefonu ve evin kapısını kapatıp koşar adımlarla karşıya geçtiğinde Minho onun tatlılığı yüzünden gülümsüyordu. "Neye sırıtıyorsun?"

"Bebek gibisin, kim gelecek?"

"Jeongin diye bir arkadaşım." Minho hafifçe kaşlarını çatarken Jisung derin bir nefes alıp yavaşça onun omuzlarına tutundu. "Tanışıyorsunuz değil mi?" Minho usulca başını sallayıp onun ince belini kavradı.

"Tanışıyoruz denemez, bir kere gördüm sadece. Üstüne de kokusu sinmiş..." yavaşça eğilip Jisung'un boynunu kokladığında Jisung hızlanan kalp ritimleri eşliğinde gözlerini kapattı.

"Sizi biliyor mu?"

"Hayır ama tahmin ettiğinden eminim, siz nereden tanışıyorsunuz?"

"Jeongin benim patronum sayılır, yardımcısı olduğum dedektif o. Sizi tanıdığını bilmiyordum."

"Sizi?"

"Seungmin'i de tanıyor, hatta Seungmin sürekli gelip onu izliyor." Minho yavaşça onun boynunu ısırdı, bunu vampir dişleriyle yapmamıştı fakat Jisung yine de boynunu açığa çıkarmak için başını geriye yatırmıştı.

"Hyunjin bizi Jeongin konusunda uyarmıştı, ondan olabilir." Jisung mırıldandı.

"Jeongin bu ölüm vakalarından Seungmin'i sorumlu tutuyor, yani onun yaptığını düşüyor. Bu yüzden DNA'sını aldı." derin bir nefes alıp elini Minho'nun saçlarına çıkardı. "Umarım sana anlattıklarımı Seungmin'e iletmiyorsundur, Jeongin'in benim yüzümden yanmasını istemem. Tanısan çok seversin, çalışırken biraz ciddi durabilir ama çok tatlı birisi ve çok güzel gamzeleri var, bazen ısırmak istiyorum ama izin vermiyor. Bebek gibi." gerileyip Minho'nun yanaklarını tuttu. "Böyle mıncırasım geliyor onu." Jisung onun yanaklarını bebek sever gibi sıkıp Minho'nun yüzünü iki yana sallayınca Minho zoraki onun elinden kurtuldu ve yerlerini değiştirip sırtını duvara yasladığı küçüğünün dudaklarına dudaklarını bastırdı.

Secret Document ¦ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin