Secret Document ¦ Seungin

9

"Daha iyi misin?" Jeongin bakışlarını omzunda uzandığı Felix'e çevirdi.

"Hm?"

"Sindirdin mi her şeyi?"

"Sanırım, sadece Jisung'u düşünmeden duramıyorum. Ya Minho geç kaldıysa?" Birkaç polis arabasının yanından geçtiklerinde Seungmin gergince direksiyonu sıktı.

"Kalmamıştır, biz vampirler yeterince hızlıyız." Felix Jeongin'in saçlarını okşadı.

"Hiç soru sormadın."

"Şu an sormak istemiyorum, Jisung'un iyi olduğunu gördükten sonra benden kurtulabileceğinizi sanmıyorum ama." okşadığı saçlara nazik bir öpücük bırakırken Felix bir an dikiz aynasından Seungmin ile göz göze geldi.

Bu biraz korkutucu olsa da o an onu umursamayacak kadar yorgun hissediyordu.

Üçünün de daha önce biç görmedikleri bir evin önünde durduklarında Seungmin arkasını dönüp ikiliyi süzdü.

"Kolay kolay iyilik yapmam, karşılıksız da yapmam. Jisung dediğiniz arkadaşınızın iyi olduğundan emin olduğumuzda konuşacağız." Seungmin'in arabadan inmesinin ardından Hyunjin de arkadaki ikiliye kısa bir bakış attı.

"Size zarar vermeye çalışacağını sanmıyorum ama böyle bir şey yapmak isterse izin vermeyeceğim."

"Zaten öyle bir şeyden korkmuyorduk."

"Yine de söylüyorum, hadi inin." üçü de sessizce arabadan inip Seungmin'in kapısını açtığı büyük malikanesine ulaştılar, içeri girdiklerinde Jeongin hemen etrafı incelemeye başlamıştı.

"Vampirlerin evleri böyle mi oluyor..?"

"Vampirlerle alakası yok, Kim Seungmin lüksü bu. Aç mısınız?" Hyunjin ağzını açmıştı ki Seungmin elini kaldırdı. "Sen değil Hyunjin." Hyunjin'in göz devirmesini izlerken Felix hafifçe gülümseyip tekrar Seungmin'e döndü.

"Bir vampir evinde ne kadar insan yiyeceği olabilir ki?"

"Hm..." Seungmin adımlarını mutfağa çevirince üçü sessizce onu takip ettiler. "Bir bakalım..." buzdolabını açıp farklı şişelerde veya tüplerde konulmuş kanlardan birini eline aldı. "Bu A RH+, bakın negatif de var." Hyunjin mırıldandı.

"Normal insanların kan içmediğini bilmiyor musun?" Seungmin bir süre duraksadı.

"Ama o kırmızı sıvı..."

"Şarap o, içki. Kan yok içinde." Jeongin'in küçük kıkırtısı kulağına dolarken Seungmin elindeki kan şişesini Hyunjin'e uzattı.

"O zaman biz bunları neyle besleyeceği-bekle buldum, onlar bizi beslesinler." Seungmin'in dişlerini çıkarması üstüne Felix istemsizce gerilemiş, Jeongin ise hayranlıkla onun dişlerine bakmıştı.

"Woah, vampir dişleri~" Hyunjin Seungmin'in omzunu tuttu.

"Onları yiyebileceğimizi sanmıyorum."

"Neden ya? Jeongin'in kanı eminim çok güzeldir..."

"Biraz ciddi olup ikisine yiyecek bir şeyler bulsak ya?" Seungmin oflayıp buzluğu açtı.

"Aa burda dondurulmuş kan da var!" Hyunjin'in göz devirmesi üstüne korkutucu bir havayla kıkırdadı. "Dalga geçiyorum, açsanız pizza söyleyebiliriz. Hayır dalga geçmiyorum, alın kan için. Protein." Seungmin elindeki şişeyi onlara uzattığında Felix yüzünü buruşturarak geri çekildi.

Fakat Jeongin'in bu vampir şeylerine fazlaca merakı olduğu için Jeongin itiraz etmeden şişeyi ondan aldı.

"Ne kanı bu?"