7

316 52 53
                                    

Jeongin yine olay yerindeydi ve yine Seungmin onu izliyordu.

"... Bu sefer boynundaki izlerin yanında bir de birisinin onu zorladığına dair olduğuna inandığım bu morluklar var, baksana?" Jeongin eldivenli eliyle Jisung'un yapmaktan çekindiği bir şekilde cesedin üstündeki tişörtü hafifçe sıyırdı ve karnındaki morlukları, bazı kanayan yaraları ortaya çıkardı.

"Cesedin konumunu, duruş biçimini ya da ciddi bir şeyleri değiştirmediğin sürece bu küçük şeyleri yapmanda sakınca yok, giydiği kıyafet bolsa böyle vücudunu gösterecek şekilde açabilir ya da cesede dokunmadan kapatabilirsin. Bunları eldivenle yapmaya dikkat et sadece." Jisung başını salladı. "İzlere gelirsek... Daha eski de olabilirler, ya da katille fantezi yapmaya çalışmış olabilir."

"Olabilir."

"Dediğin gibi zorlama da olabilir, duvardan duvara çarpıp kendini çizmiştir belki..." Jisung ayağa kalkınca Jeongin de kalktı.

"Bugün erken gitsem sorun olur mu?"

"Bir sorun mu var?"

"Hayır, kaç gündür yorgunum sadece." Jeongin bir süredir sürekli bu cesetlerle ilgilendikleri için olduğunu düşünse de onları uzaktan dinleyen Seungmin Jisung'un bu dediğinin sebebini biliyordu.

Minho kanını içtiği için yorgundu.

Jeongin onun alnına nazikçe dudaklarını bastırdığında Jisung gözlerini kırpıştırdı.

"Bu ne için?"

"Ateşin var mı diye baktım, iyisin iyi. Neyse, yorgunsan git dinlen."

"Sen nasıl döneceksin?"

"Bulurum bir yolunu, belki Bay sözde çok profesyonel Park'la dönerim." Jisung kıkırdayıp ona kısa bir sarılma verdi ve arabasına bindi, o uzaklaştıktan sonra Jeongin de adımlarını yine gölgelere saklanmış halde onları izleyen Seungmin'e çevirmişti.

Seungmin'in karşısında durduğunda Seungmin yavaşça ona yaklaştı ve yakından inceledi yüzünü.

"Yakından da uzaktan da güzelsin." Jeongin hafifçe geriledi.

"Yine neden buradasın? Bekle tahmin edeyim, çalışırken çok seksiyim bla bla..." derin bir nefes alıp ellerini Seungmin'in omuzlarına koydu. "Burada olmanın tehlikeli olduğunu sana kaçıncı söyleyişimde anlayacaksın?" Seungmin onun bileklerini tutup Jeongin'i kendine çekti ve tekrar yaklaşmasını sağladı.

"O güzel dudaklarınla bir şey söylediğin zaman tek odaklanabildiğim dudaklarının hareketleri." Seungmin yavaşça yüzünü onun boynuna yaklaştırdı. "Sadece meraktan soruyorum... Bir ihtimal, benimle bir gece geçirmek ister misin?"

"Şimdi mi? Hayır, hatta belki asla." Seungmin hafifçe gülümseyip onun boynuna dudaklarını bastırırken Jeongin istemsizce gözlerini kapattı.

Bu adam neden bu kadar çekiciydi? Jeongin tehlikeli tipleri sevmezdi ki...

Ama vampirleri severdi ve Seungmin'de bir vampirden fazla vampir havası vardı.

"Eve tek döneceksen seninle beraber yürüyebilir miyim? Okul projem için yanlış anlama." Jeongin farkında olmadan ufak bir mırıltıyla onayladı onu.

Seungmin usulca dudaklarını onun belirgin damarlarının çizdiği yoldan çekip son kez derin bir nefesle kokusunu içine çekti ve geriledi, Jeongin'in kokusu ona tekrar nefes alma isteği veriyordu.

Jeongin bir süre duraksayıp sonra gözlerini kırpıştırarak kendine geldi.

"Neden bana böyle yaklaşıp durduğunu bilmiyorum ama hoş değil."

Secret Document ¦ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin