4

346 57 71
                                    

Çıkan yeni bir ceset sorunu yüzünden gerekli dosyaları almak için bir iş arkadaşının ofisine gittiği yolda Felix'in ofisinden gelen öksürük seslerini duyunca Jeongin oraya girmeye karar verip yavaşça kapıyı açtı, Felix kapı açılınca öksürmekten yaşarmış gözleriyle ona bakmıştı.

"İyi misin hyung?" Felix başını salladı.

"Hasta olmuşum sanırım, iyiyim." Jeongin yavaşça odaya girerken kameraya kısa bir bakış atıp Felix'e döndü tekrar, sorgular gibi kaşlarını çattığında Felix başıyla onayladı.

Bu aslında ufak bir şeydi fakat ikisi de birbirlerinin ne demek istediklerini anlamışlardı, Jeongin Felix'e dinlenip dinlenmediklerini sormuştu ve Felix de onu onaylamıştı.

"Başka var mı?" Felix tekrar onayladı.

"Her yerde, ama ağrı kesiciye ihtiyacım yok." Felix'in attığı uyarı dolu bakışla onun bu konuşmanın asıl amacını gizlemeye çalıştığını çok net anlamıştı Jeongin.

"Ateş düşürücü mü lazım?"

"Bilmiyorum, baksana ateşim var mı?" Jeongin onun alnına nazikçe elini bastırdı.

"Hm... Biraz var sanırım, izin alabilirsek seni eve götüreyim. Biraz dinlenirsin." Felix usulca başını sallayıp yandaki telefonu eline alırken Jeongin geriledi. "Benim almam gereken bir dosya var, sonra ben de izin alıp geleceğim. Beni burada bekle."

"Tamam." Jeongin dediği gibi dosyayı aldıktan sonra müdürünün odasına girip ondan çıkış için izin almış, daha sonra Felix'in yanına dönmüştü.

İkisi birlikte binadan çıktıklarında Felix onun kulağına eğildi.

"Etrafımızda bir sürü dinleme cihazı var, üstümde de var ama sadece fısıltı gibi düşük desibelli sesleri algılayamıyor. Seninle olan konuşmamız yüzünden dokuz saat boyunca sorguya çekildim ve tüm gözler üstümde, bu konuyu bir kere daha bizden duyarlarsa senin de benim de fazlaca peşimize düşecekler." Jeongin başını salladı.

"Tamam." fısıldadığı şeyden sonra kendi arabasını açıp şoför koltuğuna oturdu ve Felix'in de oturması üstüne arabayı çalıştırdı.

İkisi kısa sürede Felix'in evine vardıklarında Felix'in duşa girmesi üstüne Jeongin de ona yiyecek bir şeyler hazırlamış, Felix'in adım seslerini duyunca tepsiyle birlikte salona geçmişti.

"Teşekkür ederim bebeğim, bebiş halinle bile benimle ilgileniyorsun." Felix yanaşıp ona sıkıca sarılırken Jeongin sıkkın bir nefes alsa da itmedi onu, Felix'in hastalandığında ne kadar hassas ve kucak isteyen bir bebeğe dönüşebileceğini biliyordu.

"Rica ederim hyung, otur yemek ye de sonra ilaç iç." Felix yine onun kulağına yanaştı.

"Evde de dinleniyoruz." Jeongin onun bunu aslında daha çok sarılmak için yaptığını biliyordu, yine de bozuntuya vermeden aynı şekilde kulağına eğildi.

"Sana bir şey anlatmalıyım, sanırım böyle anlatacağım." Felix dinlediğini belirtir gibi sessizliğini koruyunca Jeongin onun kulağına doğru önceki gün olanları anlattı, fısıldadığı şeyler aslında Felix'in bir kulağından girip öbüründen çıkıyordu çünkü Felix'in o anki tek derdi Jeongin'e sarılmaktı.

Jeongin'in anlatması bittiğinde mırıldandı.

"O bara bir daha sakın gitme."

"Gitmek istemiyorum zaten, bana verdikleri içki aşırı kötüydü."

"Tek derdin içki olsun be Jeongin..." Jeongin gerileyip onu koltuğa oturttu zorla.

"Ayrıca o adam elini boğazıma soktu, iğrençti." Felix hafifçe gülüp tekrar ona yılışırken Jeongin derin bir nefes verip tepsiyi kucağına çekti. "Bebek gibi ilgilenmem lazım seninle sanırım."

Secret Document ¦ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin