chapitre sixième: Ares

57 4 17
                                    

Bonjour bébés,
Sizce ben aşka inanmazken varolan en gereksiz ve melodramatik aşklardan birini yazıyormuyumdur?

Şaka bir yana ufak bir uyarı!!

Kitabın en başındaki tanıtımı okuduysanız zaten biliyorsunuzdur ama yine de sanırım birileri okumamış ve kitabıma tepki göstermiş, o yüzden tekrardan belirtelim;
iki karakter, Ares de Havin de intihara meyilli ve sürekli buna atıfta bulunuluyor. Rahatsız oluyorsanız veya tetikleniyorsanız lütfen okumayın. Sonuçta siz bu saçma hikayeden daha kıymetlisiniz.

Evet, uyarı bitti.

Bu arada ne kadar umurunuzda bilmiyorum ama burası günlüğüm gibi oldu, o yüzden söylemeden geçemeyeceğim ben baya baya uyumayı unuttum galiba. Yanlışlıkla vampir falan olmamışımdır diye ümit ediyorum. Günlerdir uykum gelmiyor şaka gibi.

Yine gecenin dördünde bölüm yazıp kendi kendime konuşuyorum Tanrım akıl fikir bahşetsin bana kffjhfld

Neyse, ben şimdi yazayım siz de makul bir saatte okursunuz artık. Sıkıntı değil.
İyi okumalar dilerimm.

~

"Zamanım yok."

Çok güzel bir yalandı. Her türlü teklifi geri çevirmeye yetecek türden bir bahane. Eski okul arkadaşlarının hepsini görmezden gelmeye yetecek türden bir bahane.

Oysa Ares'te zamandan bol hiçbir şey yoktu.

Kan ter içinde uyandığından olsa gerek üşüyordu.
Ya da belki içi donmuştu artık. Arges'ın günlerdir omzuna yaslı olan ölü bedeni Ares'i de soğutmuş olabilirdi.

Edi'nin getirdiği buz gibi suyun da bu duruma pek bir faydası dokunmuyordu. Ares aniden köpüren bir baş kaldırıyla Edi'ye baktı ve elindeki bardağı hırsla duvara fırlattı.

Perili Köşk, kırılan cam bardağın sesiyle inlemişti.

-Kendimi kesecek değilim, defol git artık başımdan.

Edi yerinden bir santim dahi kıpırdamadı.
Ares gideceğini düşünmemişti zaten. Günlerdir kabus görüyordu ve çığlıklarıyla dedesini tatlı uykusundan uyandırdığı gece bütün bu karmaşanın tuzu biberi olmuştu.

Uzun ve detaylı bir azardan sonra dedesinin onu peşinden sürükleyerek zorla götürdüğü psikolog, Ares'in sevdiklerinin desteğine ihtiyacı olduğu kanısındaydı.

"Yalnız kalmasın."

"Tedbirli olmaya çalışın."

İmparator'un tedbirden ve sevgi göstermekten anladığı hücresinin başına gardiyan dikmekti.

Dedesinin emrini aldıklarından beridir iki yaşlı uşak, ya da Ares'in deyimiyle
Edi ile Büdü, dönüşümlü olarak geceleri Ares'in başında bekliyorlardı.
Böylece kabus gördüğü veya "sevgiye" ihtiyacı olduğu takdirde yalnız hissetmeyecekti.

Ares ölmek istiyordu.

Ares hep Arges gibi olmak istemişti ve buna kendi hayatını umarsızca bitirme dürtüsü de dahildi.

Ares ölmek istiyordu ve İmparator bunu biliyordu.

Deli gibi korkması da bundandı zaten. Hera'nın kızı Medusa'dan nefret ediyordu ve geriye kalan son varisini kaybetmekten korkuyordu, Ares'i de Arges gibi kan revan içinde bulmaktan korkuyordu.

Zamanında aynısı Arges için de geçerliydi, yatma saatine kadar Edi ile Büdü sürekli peşinde dolanırlardı ama Arges onun gibi diklenmezdi veya şikayet etmezdi. Korka korka pazar günlerini bekler, Ares'le saatlerce sohbet ederek kuzenini lanetli Perili Köşk'ün zehrinden korumaya çalışırdı.

-Deli değilim ben, diye tısladı Ares. Yaslandığı yastığı aldı ve yatağının yanındaki sandalyede oturan Edi'ye vurdu. "Ben deli değilim, deli muamelesi yapma bana."

-Uyumanız gerek, Edi yastığı Ares'e usulca geri uzattı. "Lütfen sakinleşin."

-Siktir git o zaman, siktir git odamdan.

-Yapamayacağımı biliyorsunuz, dedenizin sıkı talimatı var.

-Gerizekâlı.

Ares yapacak başka bir şey olmadığı için yastığı alıp geri uzandı ve Edi'ye arkasını döndü. Edi, Ares'in tekmeleyerek yere savurduğu battaniyeyi üstüne geri örtüp üşüyen omuzlarını biraz olsun ısıtmıştı.

-Masal anlatmamı ister misiniz, eskiden masal dinlemeyi severdiniz.

Ares bir an ne diyeceğini bilemeyerek güldü. Kafayı yemek üzereydi.

-Yirmibir yaşındayım Edi.

-Biliyorum efendim. Yirmibir yaşında masal dinlemeyi sevdiğiniz aramızda kalabilir.

Ares susmayı tercih etti ve bu evet demekti.

Edi, Arges'a yüzlerce kez anlattığı masallardan birini dingin bir sesle dudaklarından dökerken Ares gözlerini kapattı, uykuya dalması kısa sürmüştü.

~

Biliyorum çok kısa oldu, üzgünüm mes chéries :((

Ama Havin'i yazacak mentali kendimde pek bulamadım, bunu hep beraber ufak bir geçiş bölümü olarak kabul edelimm. Diğer bölümü de elimden geldiğince hızlı paylaşacağım.

Sevgilerimle,
Yazarınız Mona ♡♡

Kovulmuş MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin