chapitre huit: Medusa

58 3 20
                                    

Sizi çok boşladım, ama çok iyi bir mazeretim var ki o da şu; mental anlamda öldüm mes chéries cjbfndhkvf

Ciddi ciddi. Duran su şişesine bile ağlar güler oldum, tanrım Mona kulunu düzelt lütfen.

Biraz da Medusa'ya bakalım mı??? Bakalım bakalım...

Uyarı: İntihar girişimine atıfta bulunma, kafayı yeme, kabuslar/uyku sorunları, aile bireyleriyle gerginlik falan filan

Gerçi tanıtım bölümünü okusanız uyarıya gerek kalmayacak ama :((

~

Erna Medusa Saraç, tamı tamına dört yıl önce, henüz 20 yaşındayken reddedildi.

Engel olabilirdi. Mirasını isteyebilir, yeni varis olarak haklarını arayabilirdi ama yapmadı.

Annesi Hera bundan dolayı kızgındı ona. Babasız büyüttüğü biricik kızı soyadlarını hor görmemeli ve sonuna kadar savaşmalıydı.

Çekip gitmemeliydi belki de.

Ya da Arges öldükten hemen sonra tüm nefretini kustuğu o mektubu Eros'a postalamamalıydı.

Ama çok sarhoştu. Kalbi yanmıştı. Önemli değil miydi bunlar?

Belki de değildi.

Zaten umursamamıştı, ardına bakmadan gitmişti.
Para annesinden bir şekilde gelmeye devam edecekti ve açıkçası reddedilmek, Saraç olmanın getirdiği uğursuzluktan kurtulmak demekse o kadar süre ne için çabaladığını sorgulamış, kendini aptal gibi hissetmişti.

Çünkü ne zaman rahat bir uyku uğruna gözlerini kapatsa tekrar o odadaydı.

Yine bir pazar günü.

Ve yanında oturan Arges durgun.

Kabus gördü.

Kabus gördü ve Medusa bunu biliyor.

Arges elini uzatıyor ve Medusa elini tutuyor.

"Erna" dediğini duyar gibi.
Sesi taptaze, okyanusları aşıp gelen ses nasıl bu kadar canlı kalabilir?

Parlak ela gözlerindeki o umutlu bakışla Medusa'ya doğru eğiliyor ve alev rengi bukleleri Medusa'nın yüzüne sürtünüyorlar. Arges güzel, Arges kırılmış.

"Neden," diye sorduğunu duyar gibi.

"Neden Erna, neden ben?"

Medusa cevaplayamıyor. Medusa teselli edemeyen tek kişi, Arges bunu bile bile her seferinde geliyor ve panzehiri ondan istiyor.

Medusa'da hiç teselli yok, Medusa 12 yaşında.

Medusa kollarını boynuna doluyor, böylece Arges ağlayabilir.

Medusa ağlamayı bilmiyor.

Medusa hiçbir şey bilmiyor artık.

-Ödemen gereken bedelin bu olacağını hiç düşünmemiştim, diyor Medusa sadece, sonunda boğazını yakan kelimeleri kusabilmenin rahatlığını duyumsayarak.

Eros Saraç iş yerine geldi. Ayağına kadar geldi ve dönmesini söylüyor. Eve dönmesini.

Ortada bir ev yok bile.

Çünkü ev Arges.
Arges öldü ve ev onunla beraber gömüldü.

Artık ev denen şey uyku, anılar, rüyalar. Arges neredeyse orası.

-Seni neden kovdum biliyor musun, diye soruyor İmparator.

Taşlaşmış suratında mimik oynamıyor. Medusa kırmızı rujlu dudaklarını duygularına perde yapmakla meşgul.

-Sen beni kovmadın, ben kendim gittim.

-İstemesem gidemezdin güzel kızım. Arges gidebildi mi?

Bilerek yapıyor.

-Narsist piç, Medusa elinde gelen ilk şeyi, magazin dergilerinden birini fırlatırken tereddüt dahi etmiyor ama bunun yem olduğunun kendisi de farkında. Zayıf olmaktan tiksiniyor. "Defol. Defol git, siktir git."

Eros taştan edalarla ayaklanmış, hâlâ gülmeye cüret edebilir çünkü o Eros Saraç. Zehirli okları var.

Sevgisini çaldı.

Sevgilisini çaldı...

-Ya dönersin ya da tutman gereken sözleri tutamazsın. Ölü insanlara verilen sözler tutulmalı güzel kızım.

-Git Dayı, diyor Medusa. "Git."

Eros'un yüzünde bir şeyler değişiyor. Bastonunu kavrayışı bile kibirli. Adımları yavaş, uyumlu ve sert.

-Hayaletlerle yaşama Medusa, son damla zehir o lanet olası sivri dilinden damlarken Medusa kanlı kadehten anılar dolusu yudumlar almayı kesemiyor. "Ölüleri yaşatmak acizlerin yapacağı şey. Yaşam ölüler için solmuş çiçekten ibaret. Arges'in hayaletini rahat bırak."

-Git, diyor Medusa, yalnız kalması lazım. "Git artık. Öl artık."

"Erna neden ben?"

Bilmiyor, Medusa bilmiyor.

"Sevgiden korkan kimseyi görmedim."

Ben varım Arges, ben varım.

"Ares'i korursun değil mi? O daha çocuk. Bizim gibi değil o. Korkuyu gözü görmüyor."

Sen de çocuksun. Sen de korkaksın. Çok korkaksın.

Hayır, hayır çocuk falan değil. Arges öldü. Ölenler çocuk olamazlar bir daha.

Ölenler toz olur, ölenler mezar olur.

Dayı dedi, Eros'a dayı dedi. Dayısı da değil artık. Çünkü bir dayısı varsa, dayısının iki torunu da var demek bu. Ve sonra oralarda bir yerlerde buzlanmış mezarlık var.

Burç Arges Saraç'ın kanlı bilekleri var ve Ares'ın acı dolu haykırışları.

Geçmişinde sadece ölüm var. Ares'in ölü ailesi, Arges'ın öldürülmüş ailesi... Arges'ın sessiz çığlıkları...

Medusa korkuyor. Gözlerini kapatıyor belki ama uykuya dalamayacağını o da biliyor.

Hayaleti tüm yükünü omuzlarına bırakmışken değil.

İmparator haklıyken değil.

Ares'i ondan kurtarması gerekirken değil.

Hayaletine verdiği sözleri tutmadan değil.

Sevgilisini zihninde öldürmeden değil.

~

Eveet bdhfhjdkf

Linç yemeden açıklayalım, anlamadıysanız Arges'ın babası ve Ares'in annesi kardeşler. Eros babaları.

Medusa, daha önceki bölümlerde okuduğunuz gibi, Hera'nın kızı ve Hera, Eros'un kız kardeşi.

Yani bana kalırsa Medusa ve Arges'ın tam olarak ensest sayılabilecek türden bir ilişkileri yoktu ama buna rağmen çifte sıcak bakan bakmayan herkesin fikrine saygım var.

Zaten dogru bir iliski olsun olmasin o da fark etmez, cünkü kime göre neye göre, baska bir deyisle kendi dogrularimi yazmiyorum mes chéries. Bu Dünya'da, kenarda kösede varolabilen şeyler yazıyorum cünkü ben yazarim, istedigimi yazabilmeliyim.

Umarım beğenmişsinizdir, full melankoliyle yazdım yine gecenin bir yarısı xfhggjj En kısa ama en yoğun bölüm bence bu oldu.

Medusa, Arges falan hikayeyle ne alaka biraz Havin Ares sahnesi görelim derseniz sunu da söylemeden gecmeyeyim: arka plandaki hikayeler olmadan dramatik karakter yazmanın tadi cikmiyor. Yapacak bir sey yok maalesef. Bir bölüm daha beklememiz gerek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kovulmuş MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin