Bölüm-8: Aptal Gülümsemeler

132 25 8
                                    

Yakamoz Güzeli - Yaşlı Amca

Yarışmaya bir gün kala

...Rüzgar'ın anlatımından...

Sabah hazırlanıp evden çıktığımda uzun süre Mert'i beklememe rağmen gelmemişti. Sonunda dayanamayıp aramıştım. Telefon bir süre çaldıktan sonra açıldı.

"Alo, Mert? Neredesin? Niye hala gelmedin? İyi misin?"

Ben soruları ardı ardına sıralarken Mert bir süre sessizliğini koruduktan sonra konuştu.

"İyiyim, merak etme." Sesi kısık geliyordu. "Grip olmuşum sadece. Sen bensiz git okula."

"Peki, dikkat et kendine. Yarına kadar iyileşmezsen bozuşuruz ona göre!"

Telefondan bir kıkırdama sesi geldi.

"Tamam iyileşirim, hadi görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bu, bugün yapmayı planladığımız son provayı yapamayacağımız anlamına geliyordu.

Görüşmeyi sonlandıran kırmızı tuşa bastıktan sonra güzel bir şarkı açtım. Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve ellerimi ceplerime koyarak yürümeye başladım. Şarkının sözleri kulaklarıma dolmaya başladığında gülümsedim.

Sıcak bir aralık gecesi, ıslatır yanmış tenimi...

İlk dersin başlamasına daha süre olduğu için yavaş yavaş yürüyordum. Bir yandan da şarkının sözlerine mırıldanarak eşlik ediyordum. "Yaklaşır o güzel bedeni, kendisi yakamoz güzeli."

Bu şarkıyı ne zaman dinlesem aklıma Bahar'ın gelmesine engel olamazdım. Şarkı bittiğinde ben hala onu ve mavi gözlerini düşünüyor olurdum.

Sahi ya, şarkı demişken;  Mert'le yarışmada çalacağımız şarkıyı çoktan seçmiştik. Bahar'ın  da çok beğeneceğini umuyordum.

Okulun kapısına geldiğimde kulaklıklarımı çıkardım. Bahar çoktan okula gelmiş olmalıydı. İçeri girdiğimde hızla merdivenleri çıktım. Kimi görmek için bu kadar acele ettiğimi söylemeye gerek var mıydı?

Sınıftan içeri girdiğimde gözlerim heyecanla onu aradı. Sonunda çoğu sabah olduğu gibi gözlerimiz buluştu. Fakat bu sefer gözlerini kaçırmamış, hafifçe tebessüm etmişti. Ben de gülümseyerek ona karşılık verdim ve ardından yürüyüp sırama oturdum. Çenemi elime yasladım ve bir süre öylece sıranın üstünü inceledim.

Gülümsemesi de bir gelişmeydi, değil mi?

"Ne oldu Rüzgar? Niye aptal aptal gülümsüyorsun?"

Yüzünde keyifli bir sırıtışla sırama doğru yaklaşan Eslem'in sesiyle kendime geldim. O söyleyene kadar gülümsediğimin farkında bile değildim.

"Bir şey yok Eslem. Aklıma bir şey geldi de."

Gözlerimle hafif yana bakınca Bahar'ın bakışlarının üzerimde dolandığını gördüm. Bu içimde bir şeylerin kıpır kıpır olmasına yol açmıştı.

"Haa, öyle mi? Peki birine abayı yakmış olma gibi bir ihtimaliniz var mı acaba Rüzgar Bey?" dedi Eslem alayla. Gülerek başımı iki yana salladım.

"Anladım ben seni. Kimmiş bakalım yengemiz?"

Bu kız ortalığı karıştırmayı neden bu kadar seviyordu?

"Söyleyeyim de bütün okula yay değil mi? Yemezler."

Eslem zafer kazanmışçasına iki kolunu birden yukarıya kaldırdı. "Biliyordum! Birisine aşıksın işte! Kim o? Bizim sınıftan mı?"

O sorularını birbiri ardına taramalı tüfek gibi söylemeye devam ederken ben ise gözlerimi devirmekle yetindim. Bu kadar merak bir insan için fazlaydı.

Cevap vermemeyi tercih ederek kafamı kollarımın arasına gömdüm. Başımı kaldırmadan yana çevirdiğimde Bahar'ın yüzü düşmüş bir şekilde bana bakmakta olduğunu gördüm. O hızla gözlerini kaçırırken kaşlarımı çattım.

Gözleri mi dolmuştu onun?

Hayır, halüsinasyon görüyorum. Değil mi?

Bana öyle geliyor olmalı.

Onu kıracak bir şey mi söyledim?

Gözlerimi kapattım ve kendimi düşüncelerimin arasına hapsettim.

***

Biliyorum, biliyorum. Yine kısa bir bölüm. Ama uzun bölüm yazamıyorum napıyıımmm

Söz bir sonraki bölüm güzel olacakk:)

Bahar RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin