Bölüm-7: Güzel Bir Sabah

157 23 2
                                    

İstanbul Beyefendisi - Yaşlı Amca

Yarışmaya bir gün kala...

Müzik yarışmasına katılmaya karar verdiğimiz günden beri her sabah anlam veremediğim bir heyecanla uyanıyordum.

Kiraz'la uzun uzun konuşup hangi şarkıyı çalacağımıza karar vermiştik. Bana göre çok hoş bir şarkıydı ve piyanoyla da oldukça güzel duyuluyordu. Aynı zamanda şarkıyla Rüzgar'a gönderme yapmaya karar vermiştik. 

2 gündür Rüzgar ile Mert'i hangi şarkıyı çalacaklarını söylemeleri için sıkıştırıyordum fakat nafile... Kafalarına silah dayasam bile söylemeyecek gibiydiler. Kahretsin ki ben Rüzgar'ın bu inatçı hallerine bile bayılıyordum.

Provalar son hızıyla devam ediyordu, herkesin içinde ufak telaş kırıntıları belirmeye başlamıştı bile.

Ve ben bu sabah, yani yarışmaya sadece 1 gün kala, diğer günlerden daha enerjik bir şekilde uyanmıştım. Bugün Kiraz'la son provamızı yapacaktık.

Hayret! Ben ve sabahları enerjik olmak? Başımıza taş yağmasa bari!

Uyandığımda yaptığım ilk iş lavaboya gidip elimi yüzümü yıkamak oldu. Yüzümü yıkayıp iyice ayıldıktan sonra mutfağa yöneldim.

Kahvaltı benim için atlanamayacak kadar önemli bir öğündü.  Karnım açken hiçbir şeye odaklanamıyordum. Hoş, bir kez kahvaltı yapmadan evden çıktığımda okulda açlıktan bayıldığım için de olabilirdi ya, neyse.

Masaya oturduğumda annemin yaptığı pankeklere doğru eğildim ve kokusunu içime çektim.

"Hmm, nefis kokuyor!"

Anneme baktığımda tebessüm ederek bana baktığını gördüm. Gülümseyerek ona karşılık verdiğimde konuştu.

"Hadi ye bakalım, soğutma!"

Küçük bir bıçak kapıp nutellaya yöneldim. Boşta kalan elime bir pankek aldım ve bıçağımla aldığım bir parça nutellayı üzerine sürdüm. Büyük bir parça ısırdım ve çok beğendiğimi göstermek için gözlerimi kapattım.

"Ellerine sağlık anne!" dedim ağzım hala doluyken.

"Afiyet olsun kuzum." Balı benim olduğum tarafa doğru koyarken tekrar konuştu. "Sizin bu müzik yarışması işi ne oldu?"

"Bugün son provamızı yapacağız. Yarışma yarın."

Annem şaşırdığını belli eden bir ses çıkardı. "Veliler de geliyor muymuş izlemeye?"

"Yok anne, öğrenciler arasında olacak."

"Tamam, anladım." dedi bozulduğunu belli eden bir sesle. Ona bakarak gülümsedim.

"Merak etme videomuzu atarım sana."

"Peki, öyle olsun bakalım."

Kahvaltımı bitirdikten sonra hazırlanmak için odama yöneldim. Kulağıma servisin kornasının sesi gelince hareketlerimi hızlandırdım. Servis hangi ara gelmişti ya?

Biraz daha bekletirsem beni almadan gideceklerini bildiğim için okul formamı hızlıca üzerime geçirdim. Saçlarımı  ellerimle gelişigüzel bir şekilde taradıktan sonra akşamdan hazırlamış olduğum çantamı tek koluma geçirdim. Evin kapısını açtım ve alelacele spor ayakkabılarımı giydim. Kapıyı arkamdan kapatırken anneme seslenmeyi ihmal etmedim.

"Anne, çıkıyorum ben!"

"Tamam, kendine dikkat et!"

Merdivenleri neredeyse Flash'a dönüşerek indiğimde nefes nefese kalmıştım. Sonunda servisin gitmediğini görünce derin bir nefes verdim.

Hızlı adımlarla yürüyüp servise bindim. Neyse ki bu sefer oturacak bir yer bulabilmiştim. Hem de tekli koltuk! İnanabiliyor musunuz? Ne kadar da şanslıyım!

Kemal amcanın geç kaldığım için birbiri ardına sıraladığı azarlamaları dinliyormuş gibi yaptım ve yüzümü pencereye çevirip etrafı izlemeye başladım.

Normalde cebimdeki kulaklıklarımı çıkartıp müzik dinleyebilirdim fakat bugün servisin radyosunda çalan şarkı kulağıma güzel gelmişti.

Ve onla bakıştıktan sonra ben kesildim

Ne Roma, ne Londra

Ne Madrid, ne Viyana

Mırıldanarak şarkıya eşlik etmeye başladım. "Bir İstanbul beyefendisi gibi. Bir İstanbul beyefendisi." Aynı zamanda farkında olmadan ayağımla ritim tutuyordum. "Agresif ama oldukça nazik. Bir İstanbul beyefendisi."

Şarkıyı dinlerken aklıma ister istemez Rüzgar gelmişti. Şarkı çalmaya devam ederken ben çoktan onu düşünmeye dalmıştım bile.

Bir süre sonra servis durduğunda okula gelmiş olduğumuz anladım. Herkesin servisten inmesini bekledikten sonra en son ben inmiştim.

Okulun kapısından girdikten sonra dalgın dalgın yürürken Kiraz'ın beni gafil avlayıp üstüme atlamasıyla ufak bir çığlık attım.

"N'apıyosun kızım ya!"

"Günaydın balım, ben de seni seviyorum!"

Gözlerimi devirip suratımı astım. Kiraz bana hala sıkı sıkı sarılmaya devam ediyordu.

"Bıraksana boğulacağım!" dedim sonunda kendimi tutamayıp gülerek.

"Aman peki!"

Kiraz bana sarılmayı bırakıp yüzünü bana çevirdi ve gülümseyerek konuştu.

"Son provaya hazır mısın bakalım?"

"Hazırım! Peki ya sen?"

Kiraz artık alışkanlık haline getirdiği saçlarını savurma hareketini yaptı. "Sence hazır olmamam gibi bir durum olabilir mi? Ben dünden hazırım!"

"Dünkü prova için de böyle diyordun!" dedim kahkaha atarak.

"Olabilir, ne olmuş yani?" Sözlerinin ardından koluma girerek her zamanki gibi beni okula sürüklemeye başladı. Bu sefer ona uyum sağlayarak zorluk çıkarmadım ve peşinden gittim.

Bugün güzel başlamıştı, umarım güzel devam ederdi.

***

Lütfen bölüm kısa olduğu için bana sövmeyinn qşğpıwdsw

Bugün bir bölüm daha gelebilirr

Bahar RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin