Bölüm-13: Kalp Yalan Söyler Mi?

107 18 51
                                    

"Diğer şarkıları da izleyecek miyiz?" dedi Kiraz.

"Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkasam iyi olacak. Sen git oturacak bir yer bul, ben sonra gelirim."

Kiraz muzipçe gülümsedi. Tam konuşmak içi ağzını açmışken fırsat vermeden konuştum.

"Şştt! O konuyla alakalı tek kelime etme."

"Tamam be!" dedi Kiraz bozulmuş bir şekilde.

Okula doğru yürümeye başladım. Okula girip merdivenleri çıkarken arkamdan gelen birkaç ayak sesi duydum. Fakat umursamadım. Derhal lavaboya gidip aynada kızarma seviyemi kontrol etmeliydim.

Lavabonun önüne geldiğimde ayak sesleri hala devam ediyordu. Ama ben gözümün ucuyla bile arkaya bakmadım.

Hızla aynalardan birinin önüne geçtiğimde iki elimle yanaklarıma vurdum ve başımı sağa sola çevirerek inceledim.

"Pek fazla kızarmamışım. Bu iyi."

Musluğu açıp soğuk suyu birkaç kez yüzüme çarptıktan sonra artık kendimi daha iyi hissediyordum.

İki elimi lavabonun kenarlarına koyup aynadan kendimi incelemeye başladım.

"Yüreği kimin için atıyor acaba?" diye mırıldandım kendime. Rüzgar'ın sahnedeki hali bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

Bana baktığına göre, benim için mi? Ya arkamda başka bir kız oturduysa ve Rüzgar ona baktıysa? Arkamda kim oturuyordu? Eslem? Yok artık!

Düşüncelerimi kovmak için kafamı hızlıca iki yana salladım. "Aman be! Kimin için atıyorsa atıyor, bana ne bundan. Merak etmiyorum bile!" Düşünceli bir ifadeyle yukarı baktım. "Belki de, sadece şarkı söylemiştir. Sözleri bir anlam ifade etmiyordur."

Ellerimi çektikten sonra ofladım. Lavabodan çıktım ve koridordaki pencereye doğru ilerledim. Amacım eğer buradan gözüküyorsa Rüzgar'ı izlemekti. Fakat gözlerim ne kadar bahçeyi tarasa da Rüzgar'ı bulamamıştı.

Kulağıma ismimin fısıldanmasıyla irkildim. "Bahar?"

Konuşan kişiye döndüğümde Rüzgar'la karşı karşıya geldim. Duymuş olduğum ayak sesleri ona ait olmalıydı.

"Rüzgar?" dedim soru sorarcasına. Bu 'Burada ne arıyorsun sen?' demekti.

"O güzel gözlerin kimi arıyor bahçede?"

Gözlerimin güzel olduğunu söylemesine mi heyecanlansam, ne cevap vereceğimi mi düşünsem bilememiştim.

"Hiç, öylesine göz gezdiriyordum." Yalan söyledim.

Gülümsedi. Öğlen güneşi saçlarına vururken ne kadar yakışıklı gözüktüğünden haberi var mıydı acaba?

Birden ifadesi değişti, önemli bir şey söyleyecek gibi bakmaya başladı. Bana doğru yavaş ve temkinli bir adım attı. Ayaklarım geri gitmeye yeltense de arkamda kalan pencere yüzünden olduğum yerde kalıverdim.

"Gerçekten..." dedi yüzümü ezberlemek istercesine gözlerini üzerimde gezdirirken. "Gerçekten yüreğimin kimin için attığını merak etmiyor musun?"

"Sen," Gözlerimi kıstım. "Beni mi dinledin?"

"Kulak misafiri oldum diyelim." Rüyalarımdan fırlamışçasına gülümsüyordu. Ve ben bu rüyadan uyanmaktan çok korkuyordum. Başını hafifçe yana yatırdı. Az önce sorduğu sorunun cevabını bekliyordu.

Yanaklarım daha az önce yıkamamışım gibi cayır cayır yanmaya başlarken tüm cesaretimi toplayıp kısık sesle konuştum.

"Aslında, merak ediyorum." Bakışlarımı ondan alamıyordum. "Söyleyecek misin?"

Bahar RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin