Baloncu Kız

Alıntı BK -8-

Yanağımda hissettiğim dokunmayla yanağımda hafif bir acı oluşurken gözlerimi Rüya'ya çevirdim. Gözleri dolmuş ağlamamak için alt dudağını dişleri arasına almış ellerini yumruk yaparak sıkıyordu.

"Sen! Sen nasıl beni mal gibi görebilsin? Etiketim bu mu? Pahalı bir yüzük mü?" Elinde ki yüzüğü kaldırarak mutluluktan uzak kahkaha attı.

"Ben bu kadar mı ediyorum! Peki, ne diye kullanacaksın beni? Hizmetçi mi? Yoksa sehpa gibi bir şey mi?" Ettiği laflara, attığı tokada sinir olarak bağırdım.

"Kes sesini!"

Rüya yükselttiğim sesim yüzünden saniyelik bir şok geçirse de hemen çenesini dikleştirerek işaret parmağını tehdiktar bir şekilde bana salladı.

"Ben mal değilim! Beni öyle zannediyorsan o mal sensindir! Hemde tüm Türkiye için işe yaramaz bir mal!" Sinirle yüzüğü arabanın içinde atarak arabadan çıktı.

***

Eve kırmızı görmüş gibi giren şekilde girmişti her gençte evlerine.

Rüya üstünü bile çıkarmadan kendisini odasına kapatmış hıçkırıklarında boğulurken, Baran kırmızı görmüş boğadan farksızdı. Evin kapısını kıracakmış gibi kapattıktan sonra eline geçen her şeyi kırmıştı.

"Bana mal dedi!" Elindeki vazoyu yere attı.

"Benim etiketim bu mu diye sordu!" Masanın üstünde duran tabakların altındaki örtüyü çekerek masanın üstündekileri yere saçtı.

"Bana, bana tokat attı!" Masayı tüm gücüyle itlemişti.

Her şeyi kırıp döken Baran'ın bu sinirine kim olsa anlam veremiyordu aslında. Neden bu kadar büyük bir tepki veriyordu ki?

Sürekli nefes alıp veren Baran kafasını hafifçe sağa çevirdiğinde boydan boya olan aynada kendisini gördü.

Yüzü kızarmış, göğsü sürekli inip kalkıyorken iki adımda aynadaki yansımasına yumruğunu geçirdi. Cam parçaları yere saçılırken Baran elindeki yarayı aldırmadan alnını duvara dayadı. Siniri geçmek bilmeyen delikanlı yenilgiyi kabul etmeyerek kendi kendine fısıldadı.

"İstesen de istemesen de bu yüzüğü sana takacağım. Kendi adıma ant içerim ki seni kendime aşık edip postayı koyacağım. İşte o zaman attığın tokadın, yaptığın havanın hepsinin mutluluğunu seni izleyerek ben yaşayacağım.

***

Bütün gece ağlamış küfürlerini hem kendine hemde Baran'a hediye etmişti Rüya. Akşam uyumadan ağlamıştı. Yaptığı saçmalıklara sövmüş Baran'a hak vermişti ilk önce. Çok ağır konuşmuştu belki ama içinden gelenleri söylemişti. Hele attığı tokat yok muydu?

Bütün gece hem Baran'a etmişti küfürlerini hem de ettiği küfürlerden kendi nasibini almıştı.

Şimdi ise suratsızın teki olmuştu. Sabahtan beri bunları düşünüyordu. Okula gelmişti ama ders falan girdiği yoktu kafasında. Dalmış gidiyordu şişmiş suratıyla. Ağlamaktan şişmiş suratı öğlen olsa bile kendisine gelememişti. Baran'a attığı tokadı düşündükçe kafasını bir yerlere vurası geliyordu.

Şimdi ise dersleri bitmişti fakat arkadaşları isteği üzerinde bankta oturuyordu.

İleriye dalmış içinden kendine küfürlerini sıralarken karşı yerde simsiyah bir araba durmuştu. Durmuştu durmasına ama Rüya görmemişti arabayı. O kadar uzaklara dalmıştı ki.

Baran'ın azap dolu sesini işitti ilk önce. "Rüya!"

Etrafına bakındı. İlk önce sağından başlayıp arkasına döndü. Arkasında da kimseyi göremeyince kaşlarını çatıp sinirle önüne dönmüştü ki gözlerinde ölümün haberini taşıyan, sinirinden kendini kasarak gelen Baran'ı gördü.

Rüya'nın arkadaşları buradaydı. Bir şey olmasını istemiyordu.

"Ba-Baran" tedirgince çıkmıştı ağzından ismi.

Baran kısa bir sürede arasını kapatıp kızın suratını sertçe elleri arasına almıştı.

Rüya daha ne olduğunu anlayamamıştı ki delikanlı bu güzel kızın dudaklarına kapanmıştı.

Evet, Baran tüm hayvanlığını göstermişti bir kez daha. Gözlerini kapatmış Rüyan'ın dudaklarını sömürüyordu. Rüya ise gözlerini sonuna kadar açmış daha ne olduğunu bile çözememişti.

Baran'ın dudakları Rüya'nın dudaklarını sömürürken genç kız itmeye çalışmıştı.

Baran mı? O güzel tadı sonuna kadar kana kana içmişti.

Tüm sinirimle yayınladığım bir bölüm şuan.

Bursaspor'un bir dişi timsahı olarak maçı baştan sona kadar gözümü kırpmadan izlemiştim. Burada takımımla ilgili uzun bir konuşma yapmak istemiyorum. Kalbimdesin Bursa. Tebrikler Galatasaray.

Bu sizin için güzel minik bir süpriz olsun. Bölümü daha yazmaya bile başlamadığım için tam tamına 2 saat ne yapabilirim diye düşünerek bu çıktı ortaya.

İyi okumalar!