Hırs; dünyada ki en kötü duygulardan biridir. Karşında ki her kimse onu tüketme, küçük düşürme ve ya hissettirme biçimidir.
Yanağımda hissettiğim dokunmayla hafif bir acı olurken gözlerimi Rüya'ya çevirdim. Gözleri dolmuş ağlamamak için alt dudağını dişleri arasına almış, ellerini yumruk yaparak sıkıyordu.
"Sen! Sen beni nasıl bir mal olarak görebilirsin? Etiketim bu mu? Pahalı bir yüzük mü?" Elinde tuttuğu yüzüğü kaldırarak mutluluktan uzak bir kahkaha attı. "Ben bu kadar mı ediyorum?! Peki, ne diye kullanacaksın beni ? Hizmetçi mi? Yoksa sehpa gibi bir şey mi?" Ettiği laflara, attığı tokada sinir olarak bağırdım.
"Kes sesini!"
Rüya yükselttiğim sesim yüzünden saniyelik bir şok geçirse de hemen çenesini dikleştirerek işaret parmağını tehditkar bir şekilde bana salladı.
"Ben mal değilim! Beni öyle zannediyorsan o mal sensindir! Hemde tüm Türkiye için işe yaramaz bir mal!" Sinirle yüzüğü arabanın içine atarak arabadan çıktı.
Rüya'dan...
Evin içine girdiğimde gözüm hiç bir şey görmüyor, kulaklarım hiç bir sesi işitmiyordu. Beynimde dolaşan saçma görüntülerle uğraşıyor bir yandan da sinirle ağlıyordum.
Baranla geçirdiğim zaman diliminde bana asla bağırmamıştı. Bağırmasını önemsemiyordum. Bende tokat atmıştım ve ağır sözlerde bulunmuştum. Baran'ın beni küçük düşürmesi onurumu, gururumu kırmıştı. Bunca şey yapmış ona yarım etmiştim.
Sinirle odama girdim. Saat geçti ses çıkarırsam Yağmur uyanır sabaha kadar ne olduğunu sorardı. Üstümde ki elbiseyi sinirle çıkararak banyodaki aynanın önüne geçtim. Makyajım tamamen akmıştı ve ben bir zombiden farksız görünüyordum. Duşu açarak kendimi suyun altına tuttum. Hiç bir şey yapmadan kafamdan sular akarken kafamı eğmiş, omuzlarımı düşürmüştüm. Paramparça olmuş bedenim hareket işlevini yitirmişti.
Banyoda fazla durmadan çıktıktan sonra pijamalarımı giyerek yatağıma uzandım.
Ağzım, burnum ve kaşlarım tamamen kızarmıştı ağlamaktan. Yatağımda bir sağa bir sola dönüyordum fakat gözüme uyku girmiyordu. Neden bilmiyorum ama kalbime saplanan bir şeyler vardı ve öyle böyle değil canımı fazlasıyla yakıyordu. Ona vurmuştum. Onun canını yakmıştım fakat o da beni mal gibi görmüştü. Hangi kız hak ederdi mal gibi görülmeyi?
Kaşlarımı çattım. Ona üzülmekte neyin nesiydi? O bu olanların daha büyünü hak ediyordu. Böyle bir şey hayatımda ilk gez görüp, yaşamıştım.
Düşündükçe göz yaşlarım çoğalıyor, başım daha çok ağrıyordu. Yatakta doğrularak sırtımı başlıya yasladım. Ellerimle göz yaşlarımı silerek burnumu çektim. Başımın ağrısı gittikçe artmıştı. Ellerimi şakaklarıma getirerek sıktım. Bastırarak masaj yapmaya başladım. Gözlerimi kapattıkça o sahne geliyordu aklıma. Ah ne güzel şeylerde demişti o öyle değil mi?
'Sen benim rüyamsın ve ben bu rüyadan uyanmak istemiyorum.'
Beni cidden öyle mi görüyordu? Onun için rüya mıydım gerçekten ? Ah! Kimi kandırıyorum. Kesinlikle o yaptığı 'mal' vurgusundan sonra yumuşatmak için söylemiştir.
"Gerzek herif! Seni zorba herif!" Sinirlerime hakim olamıyordum. Karşımda sanki o varmış gibi oldum bir an. İşaret parmağımı kaldırdım.
"Sen, sen işe yaramayan, gereksiz, bozuk bir adamsın!"
Hışımla kafamı yastığa koydum ve uyumak için gözlerimi kapattım.
Yazar'dan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baloncu Kız
Teen FictionAlış veriş merkezinin üç katlı olması benim avantajımdı galiba. Şirin bir alış veriş merkezinin en alt katında balon ve bir sürü şeker satan o namı değer ‘Şeker Kız’ bendim. Üniversite parası için kuzenimle açmış olduğum bu dükkanla birlikte çok iy...