Baran'ın beni öpmüş olması hala inanılmazdı. Evet belki masum, yanaktan bir öpücüktü fakat bana kesinlikle öyle gelmiyordu. Belki kendim saçma sapan düşünüyordum fakat buna da inanamıyordum kendimi. Hem daha tanışalı ne kadar olmuştu ki?
Üstümdekileri çıkardığım gibi kendimi banyoya soğuk suya attım. Belki kendime gelir, mantıklı düşünebilirdim. Gerçi daha neyi düşünecektim ki.
Kalbimin hala olduğundan fazla hızlı atması, derin nefesler almam hayra alamet gibi gözükmüyordu. Kaşlarımı çatarak duşumu almaya devam ettim. Saçlarımı güzelce şampuanladıktan sonra yıkadım. Vücudumu da iyice ovduktan sonra son kez suyun altında tuttum kendimi.
Duştan çıktıktan sonra iç çamaşırlarımı ve üstümü giyindim. Saçlarımı kafamdaki havlu ile kurulamaya başlarken ayağıma tüylü pembe terliklerimi giydim ve salona indim.
Salona indiğimde koltukta oturmuş olan Nesrin sultanı görüne ağzımı açık kaldı. Sahi o bugün geliyordu! Aptal kafam.
"N-Nesrin sultan?"
"Nesrin sultan ya, hayırsız kız. Geldi eve suratımıza bakmadı." dedi hafif kızarak. Eh, haklı tabii. Yanına giderek kocaman kollarının arasına girerek sarıldım.
"Hoş geldin sultanım. Eşekliğime say valla bak bir daha yapmam. Zaten ben seni görmem mi kız? Benim aklım bir şeye takıldı ondan görmedim." dedim açıklama yaparken.
"Üzdüler mi benim mis kokulu kızımı?" dedi.
"Yok nesrin sultan. Kim üzecek beni?" Diyerek elimle kendimi işaret edip omuzlarımı dikleştirdim.
Nesrin teyzem güldü ve kafamın üstünü öptü. "Damatla mı birlikteydiniz bu saate kadar?" Diyerek en nefret ettiğim konuyu açtı.
"Aday var mı ki Nesrin Hanım." diyerek içeri giren Yağmur'a sinirle baktım.
Nesrin teyzem iyidir ama konu evlilik olunca günler boyu nasihat dinlemen bile gerekir. Yağmur'a da az fırça atmamıştı yani.
"Kız! Bacaklarını kırarım senin. Bu güzellikle bekar mı yaşayacaksın hayatı?" diye başladı Nesrin sultan.
Kafamı yasladığım göğsünden kaldırarak suratına baktım. "Deme Nesrin sultan. Hayatıma bakıyorum işte." Diyerek yanağını öptüm. "Hem var biri." dediğimde Yağmur içtiği portakal suyunu püskürttü. Nesrin teyzem ise kolumu moraracak derece sert bir şekilde yapıştırdı koluma.
"Sahi mi kız?" suratına güller açmış, iyi teyze haline geri dönmüştü. bende kocaman gülümsedim. "Sahi kız."
Küçük bir yalan bir şey yapmazdı değil mi? Sonuçta o bugün beni öpmüştü. Yani yanaktan falan ama öptü yani.
"Zengin mi?" Nesrin sultanın bu sorusuna ona döndüm.
"Babasının ve en yakın arkadaşının babasının ortak holdingi var. Birde kendi galerisi var." dedim. Bu yalan değildi işte. Cidden arkadaşı ile bir galeri açmışlar ve işlerinin iyi olduğunu söylemişti.
"Yemin et? Bak Yağmur, kız nasıl zengin koca bulmuş." Kocaman sırıtışla Yağmur'un vereceği cevabı bekliyordum. Birazdan benim dinlemediğim nasihatları o dinleyecekti.
"Teyze benimki de kendi işinde patron." diyerek oturduğu yerden kalktı, teyzeme sarı kolları açarak ortamıza oturdu ve parmağını gösterdi. "Biz hazırlıklara başlıyoruz bile." dedi.
"Heh! Aferin kızlarım benim. Aşk karın doyurmaz. 'Benim sana açabileceğim kalbim var.' deseler de inanmayın onlara. Aşkta önemli elbet ama önce cebe bakacaksınız. İkinizde çok iyi kızlarsınız. E, işlerinizde var elinizde. Kocanız sizin eline bakmasın, siz bakın onun eline ama hiç bir zaman muhtaçta olmayın ona." diyerek başlamış, güneş doğana kadar nasihatlarını dinlemiştik. Gerçi sabaha kadar o konuşmuş bizde birbirimize sarılmış, gözlerimiz kapalı bir şekilde her dediğine ya 'haklısın teyze' ya da 'hı hı' diye cevap vermiştik. Sabah ne hatırlıyorsun dersen koca bir hiç!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baloncu Kız
Novela JuvenilAlış veriş merkezinin üç katlı olması benim avantajımdı galiba. Şirin bir alış veriş merkezinin en alt katında balon ve bir sürü şeker satan o namı değer ‘Şeker Kız’ bendim. Üniversite parası için kuzenimle açmış olduğum bu dükkanla birlikte çok iy...