| 4 |

5.7K 255 44
                                    

Arda: Bu kadar mesaja ne demem gerektiğini bilmiyorum. Sadece bana bu kadar güvendiğin için teşekkür ederim demek istiyorum. Haklısın, o formanın hakkını verdim ve olmadı. Hayırlısı buymuş demeliyim. Desteğini hissettirdiğin için teşekkür ederim

0538 *** ** **: Yine tek ama uzun bir mesaj.

0538 *** ** **: Her seferinde seni ne kadar iyi tanıdığımı fark ediyorum.

0538 *** ** **:Dediğim gibi, niyetim duygularıma karşılık vermen falan değil.

0538 *** ** **: Ben sadece bil istedim.

-

"Ne yaptım dedin?" Alev kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Yazdım."

"Kızım sen demedin mi bana yaz diye?" Alev gülmüştü bu çocuksu heyecanıma.

Ardaların geldiğini görünce toparlandık ve sessizliğimize döndük.

Eren sessizliği sevememiş olacak ki konuşmaya başladı.

"Bana dün gece bilinmeyen bir numara yazdı." Gözlerim kocaman açılmıştı. Kafamı hafifçe döndürdüğümde Alev gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Ağzımı oynatarak ona şöyle dedim.

Allah seni kahretmesin.

Arda hiçbir şey demiyordu. Ona da yazmışlardı o neden söylemiyordu?

Gerçi doğru ya. Arda ünlüydü ve ona bu şekilde ulaşmaya çalışan bir sürü insan vardı.

İrem ve arkadaş grubu aniden yanımıza geldi ve masamıza oturdular. İrem, Arda'yla benim arama yerleştiğinde kaşlarım çatıldı.

"Hayırdır İrem, rahat mı battı?" Sorgularcasına hafifçe çıkıştığımda bizimkiler de dahil olmak üzere şaşkınlıkla bakıyordu bu tavrıma.

"Arda, önümüzdeki etkinliğe benimle birlikte katılır mısın?" Gözlerim hayretle açıldı ve Arda'nın vereceği cevabı beklemeye başladı.

"Yani.."

Yani mi?

"Gideriz değil mi?" İrem biraz daha konuştuğunda Arda kafasını sallamıştı.

Gülerek gözlerimi devirdim ve oturduğum yerden kalktım.

Bu durum her zaman böyleydi. Sen ne kadar seversen sev, sevdiğini söylemezsen söyleyen kişi kazanır.

Kafamı dinleyebileceğim tek yer spor salonuydu. Anahtarı sadece spor branşları kaptanlarında vardı.

İçeriye girdiğimde kenardaki basketbol topunu aldım elime. Hiçbir zaman iyi olamamışımdır şu branşta. Topu potaya atmaya çalıştıkça ne kadar beceriksiz olduğumu daha iyi fark ediyordum. Oflayarak topu kenara fırlattım. Voleybol topunu elime alıp duvara doğru smaç çalışması yapmaya başladım. Attığım smaç duvardan sekip bana geldiğinde manşet ya da parmak pasla duvara geri gönderiyordum.

"Sen gerçekten salaksın kızım, Alev seni uyarmadı mı? Uyardı. Ya sen neden kafanın dikine gidiyorsun? Söylesene çat çat böyle diye." Kendi kendime konuşmaya başlamıştım.

"Herkese karşı gelebiliyorsun ama aptal hislerine karşı mı gelemiyorsun." Söylenmeyi huy edinmiştim.

"Belki de karşı gelmemen gerekiyordur." Bu yabancı sesle aniden irkildim. Arkamı döndüğümde gördüğüm simayla kaşlarım çatıldı.

Basketbol takım kaptanı Umut Taşkın.

"Pardon?" Sorgularcasına baktığımda gülümsedi.

"Diyorum ki Toksöz, bazen duygularını gizlememelisin."

10 Numara || Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin