"Belki de duygularını ona anlatmalısın." Alev'in bu dediğine hızlıca kafamı sallamıştım, sağa sola.
"Peki ya bunu gizlice yapsan?" Nasıl yani der gibi bakıyordum yüzüne.
"Nasıl olacak ki o?" Sorgularcasına yüzüne baktığımda telefonu gösterdi. "Yeni bir hat alsan ve oradan ona yazsan?" Dudak büzmüştüm. En azından duygularımı anlatabilirdim ve yıllardır içimde sakladığım şeyleri dışarı çıkarabilirdim.
"Belki, olabilir."
Alt sınıflardan koşarak yanıma gelen kıza baktım.
"Helin abla, İrem abla sana sallamaya başladı. Takımdakileri sana karşı kışkırtıp kaptanlığı almak istiyor." Bu söylediği şeyle kafamı salladım.
"Teşekkürler Aslı, ben halledeceğim."
Derin bir nefes alarak spor salonuna ilerledim.
"Derdin ne İrem? Açıkça bana gelip söylemeli, arkamdan iş çevirmemelisin. Bunu hâlâ öğrenemedin mi?" Alayla söylediğim şeyden sonra İrem'in kızardığını görmüştüm.
Kim haber vermişti bilmiyorum ama spor salonunun tribünleri yavaş yavaş doluyordu. "Helinciğim, takım arkadaşlarından bazıları senin takım kaptanı olmanı istemiyorlar." Seda hocanın söylediği şeye gülümsedim.
"İyi olan kazansın mı hocam?" Gururlu bir ifadeyle bana bakıyordu. "Kazansın."
İrem'e doğru bir adım attım o kadar insan bizi izlerken. "Tek maç, forma yarışı. Eğer kurduğun takım kazanırsa, kaptanlığı sana devrederim ve takımdan ayrılırım." Söylediğim şeyle salondaki uğultular yükselmeye başlamıştı.
"Peki ya sen kazanırsan?" İrem'in söylediği bu şeyle gülümsemem büyüdü.
"O zaman paşa paşa herkese bu takıma torpille girdiğini itiraf edersin ve ben istediğim müddetçe takımda oynarsın." Kulağına söylediğim şeyle alaycı bir şekilde gülümsedi.
"Kaybetmeyeceğim." Bu söylediği şeyle sırıttım.
Ben Helin Toksöz, ben asla kaybedeceğim iddialara girmem.
Önceliği İrem'e vermiştim çünkü kimleri seçeceğini biliyordum.
İrem çok tahmin edilebilir bir kızdı ve beni yanıltmamıştı.
Takımlar kurulduktan sonra üzerimizi değiştirip sahaya indik. Artık salon tıklım tıklımdı. Tribünler arasında o bakışları gördüm. Güven verici bir şekilde bana Arda'ya gülümsedim.
O da biliyordu kazanacağımı, güveniyordu.
10 Numaralı formam üzerimde topa odaklanmıştım. Seti açık ara farkla almıştık.
Alev heyecanla üzerime atladığında gülümsedim. Alev smaçördü ve işini sahiden iyi yapıyordu.
Ben ise liberoydum ve gerçekten bu iş için doğmuştum.
Maçı bizim takım aldığında Seda hoca gururla bakıyordu. "Evet İrem, şimdi."
İrem alayla kahkaha attı ve bunu yapmayacağını söyledi.
"Pekala o zaman bu torpili belgelerle ben yaydığımda kabul etmek zorunda kalırsın ve voleybola sonsuza dek elveda dersin." Gülümseyerek söylediğim şeyle kaşları çatılmıştı.
Elimde belge olduğu falan yoktu, ortaya sadece blöf atmıştım. O da bu blöfü yerdi.
"Burayı dinleyin! Ben İrem Aslantürk bu takıma torpille girdim." Söylediği şeyle gülümsedim.
Yuhlamaları duyduğumda keyfim yerine gelmişti.
Aslında benim kötü bir insan olduğumu düşünebilirsiniz. Ancak bilmediğiniz şeyler var. Ben bu koleje ilk geldiğimde takım kaptanı İremdi ve herkese fazlasıyla zorbalık yapıyordu. Fiziksel özellikleri, oynayışları hakkında herkesi aşağılıyor ve sadece kendisinin iyi olduğunu iddia ediyordu.
Öyle değildi işte.
Erkeklere yaranmaya çalışan ve sadece bedeniyle bir yerlere geleceğini düşünen biz kız çocuğuydu sadece.
Üzerimi değiştirip çıktığımda Alev de yanımdaydı. Arda'yı gördüğümde gülümsemem büyümüştü.
Arda, kolunu omzuma attığında nefesim kesilmişti sanki. Normalde temastan pek hazzetmezdim ama Arda'nın yanında olmak bilmiyorum işte.
Anlatamadım ama anladınız değil mi?
"10 Numara insanlara bu kadar mı yakışır be kardeşim." Emir'in söylediği bu şeyle kahkaha attım.
"Çok güzel maçtı, tebrik ederim 10 Numara." Arda'nın bu söylediğiyle daha da çok gülümsedim sanki mümkünmüş gibi.
"Teşekkürler 10 Numara."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 Numara || Arda Güler
Fiksi PenggemarNeden böyle olmuştu? Yıllarımın beraber geçtiği bu çocuğa neden deli gibi aşık olmuştum ben? Acıyla inledim. "Lütfen dayan." Arda'nın sorusuyla bakışlarımız kesişti. İşte ilk defa farklı bir gözle bakıyordu sanki bana. Gözlerinde beni kaybetme ihti...