| 30 |

3.4K 173 18
                                    

"İzin vermiyorum." Babamın söylediği şeye abim de gülmüştü.

"Senden izin alan olmadı?" Abimin bu hâlini görmek oldukça mutluluk vericiydi. Abim ve Nurgül abla evlenmeye karar vermişlerdi.

Arda, abimle alışverişe giderken ben de Nurgül ablayla gitmiştim. Gelinliğini seçmişti. Her şey hazır sayılırdı, uzun bir süredir bizden gizli zaten hazırlık yapıyorlarmış.

"Eee sizi ne zaman evlendiriyoruz?" Serap teyzenin söylediği şeyle kızarmıştım. "Şaka yaptım kız, üniversite okumayı ne kadar çok istediğini biliyorum. Üniversiten bitmeden de evlenmenizi açık konuşmak gerekirse istemem." Kafamı sallamıştım, benimle aynı düşüncede olması beni gülümsetmişti.

"Küçüklüğünden beri belliydi ayaklarının üstünde duran bir kadın olacağın." Gülümsemeden edemiyordum her söylediği şeyle.

Annem de bizimleydi ama pek konuşmuyordu. "Neden kendine bunu yapıyorsun anne?" Onun yanına gidip sessizce söylemiştim bunu.

"Ne yapıyorum kızım?" Biliyordu yaptığı şeyi ama benden duyduğunda daha etkili olacaktı herhalde.

"Babama neden katlanmaya devam ediyorsun."

Omuz silkmekle yetinmişti. Biraz dayan anne, ben halledeceğim.

-

"Elbisene bakayım." Arda'nın söylediği şeyle kafamı iki yana salladım. "Ya göstersene." Merakla bakıyordu bana. Sürpriz olacağını söylediğim için de söyleniyordu.

Arda her şeyin üzerime çok yakışacağını söylerdi ancak hep de merak ederdi böyle özel günlerde ne giyeceğimi.

Onu giyemezsin diyecek bir insan da değildi zaten, sadece biraz fazla meraklıydı konu ben olduğumda.

Arda'nın yanından ayrılıp eve gittiğimde evde yalnızca babam vardı. İçeriye girdiğimde selam vermeden odama ilerlemiştim.

Ayak seslerini duyuyordum, peşimden geliyordu.

"Benden neden bu kadar nefret ediyorsun?" Sorgularcasına baktığında kahkaha attım.

"Sence?" Bilmiyormuş gibi yapıyordu ve bu fazlasıyla komikti.

"Ben henüz çocuktum be senden ilk dayağımı yediğimde. Ben senin yüzünden kendimi korumasını öğrenmek zorunda kaldım. Yaşıtlarım bebekleriyle oynarken ben morarmış yerlerimi kapatmaya çalıştım hep."

"Senin o çocuklarının yerinde neden olamadık baba? Neden hep onları bizden daha çok sevdin?" Gözlerim dolduğunda onunkiler de doluyordu.

"Bizim suçumuz neydi ne yaptık biz sana?" Bana doğru bir adım attığında elimle dur işareti yaptım.

"Umarım o çocuklara da bize yaptığını yapmamışsındır, yaptıysan iki elim hep yakanda olacak."

-

Abimin aldığı yudumdan sonra oluşan yüz ifadesine gülüyordum. Bakışlarımız Arda'yla kesiştiğinde benim gülümsememe gülümsediğini fark ettim. Ne güzel bakıyorsun sen öyle?

"Allah'ın emri peygamber efendimizin kavliyle kızınız Nurgül'ü oğlumuz Onur'a istiyoruz." Annemin söylediği şeyle gülümsedim. Bakışlarımız Serap ablalardan tarafa döndü.

Ümit amca gülümsedi ve sözü devraldı.

"Bizim çocuklar birbirini görmüşler, sevmişler. Bize de böylesine güzel bir sevginin yanında olmak düşer öyle değil mi?"

"Söz kurdelesini de bana kestirmeyeceksiniz öyle değil mi?" Gülerek sormuştum makası bana uzattıklarında.

"Al bakalım, güzel de bir konuşma yap." Abim gülümseyerek makası vermişti.

Makası elime aldım ve yanlarına yaklaştım.

"Bu güzel ilişki biraz sürpriz olmuştu bana açıkçası. İlişkinize n'olursa olsun sahip çıkın, kırmayın birbirinizi, alınmayın. Herhangi bir sorununuz olursa birbirinizle konuşarak çözün ve birbirinizden herhangi bir şey saklamayın. Birbirinizi çok sevin ve çok saygı duyun. Çok mutlu ve güzel bir aile kurun." Konuşmamdan sonra gülümsemişti herkes.

Kurdeleyi kesecekken hep yapmak istediğim o şeyi yaptım.

"Abi makas kesmiyor." Kahkaha atmıştı evdekiler. Abim cebinden para çıkarttığında bereket versin diyerek çeneme sürtmüştüm.

Herkesle sarılmışlardı ve onları böyle mutlu görmek bizi mutlu etmeye yetiyordu.

10 Numara || Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin