Arda temelli Türkiye'ye dönmüştü. Yine Fenerbahçe'nin 10 numarası olmuştu.
"Halan geldi annem!" Nurgül ablanın kucağındaki Erim'e baktım.
Elleriyle bana doğru gelmeye çalıştığında gülümseyerek onu kucağıma aldım.
"Aşkım!" Ona böyle her seslendiğimde gülerdi.
"Aşkım!" Kahkaha atıyordu şu an.
Kokusunu içime çekmiştim. O kadar güzel kokan bir bebekti ki.
Çalan zille Nurgül abla kalkmıştı yanımdan.
Serap teyze gülümseyerek konuştu.
"Eline de çok yakıştı." Bunu içeriye giren kişilere bakarak söylemişti. Bakışlarım kapıya çevrildiğinde Arda ve yanındaki sarışın kızla göz göze gelmiştim.
Erim bana sıkı sıkı sarıldığında gülümsemeden edememiştim. "Seni çok seviyor." Selen'in söylediği şeyle kafamı salladım. "Elimde büyüdü." Nurgül abla da tebessümle bakıyordu odadaki diğer herkes gibi.
Arda, Erim'i kucağına almak istiyor gibiydi. "Abla al sen Erim'i." Göz ucuyla Arda'yı gösterdiğimde gülümsemişti ama o kadar buruk bir tebessümdü ki bu.
Arda'nın kucağında gördüğüm bu bebekle gözlerim dolmuştu. Ağlamak istemiyordum. Bakışları benimkilerle birleştiğinde şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme.
"Neyse abla ben gideyim." Söylediğim şeyle Nurgül abla gülümsedi ama kaçtığımın farkındaydı.
Hızla aşağı inmiştim, gecenin karanlığında sokaktaydım. Hava çok soğuktu hafif de esinti vardı.
Kolumdan tutulduğumda kaşlarım çatıldı. "Ne yapıyorsun?" Arda'ya bakıyordum dolu gözlerimle.
"Yapma Helin." Söylediği şeyle gözlerimi yumdum, sakinleşmek için.
"Özür dilerim, hatalıyım." Söylediği şeyde samimiydi biliyorum ama yine de onu affedemiyordum. Aslında absürt derecede yaptığı bir şey yoktu.
Aynen Helin, 6 yıl boyunca fark edememiş mi hatasını?
Kolumu ondan çektiğimde peşimden gelmiyordu.
Onu orada bırakıp oradan uzaklaşmıştım.Mezarlığa geldiğimde kalbim çok hızlı çarpıyordu.
Annemin mezarının yanına geldiğimde gözyaşlarımı serbest bırakabilmiştim sonunda.
"Ben geldim anne." Titreyen sesimle başlamıştım konuşmaya
"O geldi biliyor musun? Hiçbir şey olmamış gibi" O gece uzun uzun anlatmıştım anneme olanları, duygularımı.
-
"Özür dilerim Yasemin teyze." Mezarın başında sesi titreyerek konuşan bu tanıdık bedeni gördüm. O benim geldiğimin farkında değildi.
"Kızının her zaman yanında olamadığım için özür dilerim. Sen haklıydın, duygularımı dinlemeliydim. Kariyerimle de mutlu olsam bile hiçbir şey Helinleyken hissettiklerimi hissettiremezdi bana ben bunu düşünemedim."
"Gençtim, o an onları yapmak çok mantıklı geliyordu. Gittikten sonra sürekli dönmek istedim. Arayamadım, mesaj yazamadım. Çünkü Helin kincidir, benden nefret etmiştir diye düşündüm. Sonra zaman geçtikçe daha da zorlaştı yazmak. Eğer yazarsam yine söylediğim en ufak şeyden üzülebileceğini düşündüm." Duraksıyordu sürekli.
"Alev, Eren, Emir, Annem ve ablam sürekli haber veriyorlardı bana. Senin öldüğünü söylememişlerdi ama. Onlara sordum buraya gelmeden önce, neden söylemediniz diye."
Sesi titriyordu ve yanakları ıslaktı.
"Helin'in daha çok üzülmesini istememişler. O kadar haklı ki Helin. Özür dilesem kaç yazar?"
"Kızını çok sevdim, seviyorum ve hep seveceğim." Bu söyledikleriyle gülümsedim ama kırgınlığımdan.
"Yanımdaki kızın ailesi onu zorla biriyle evlendirmeye çalışıyordu. Nerede olursan, hangi çağda olursan ol. Aile baskısı hiç değişmezdi. O da benim arkadaşımdı ve onu oradan kurtarmam gerekirdi. Ben de doğru bildiğimi yaptım ancak şu an Helin her şeyin kocaman bir hiç olduğunu düşünüyor."
"Ne yapmam lazım Yasemin teyze, Helin beni nasıl affeder?"
Of bol ağlamalı bölüm gibi oldu bu ya. Ben finallerime yakın bölümlerde çok mu mutsuz oluyorum acaba :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 Numara || Arda Güler
FanfictionNeden böyle olmuştu? Yıllarımın beraber geçtiği bu çocuğa neden deli gibi aşık olmuştum ben? Acıyla inledim. "Lütfen dayan." Arda'nın sorusuyla bakışlarımız kesişti. İşte ilk defa farklı bir gözle bakıyordu sanki bana. Gözlerinde beni kaybetme ihti...