6. Bölüm

14.7K 669 153
                                    

~yazarın ağzından.~

Tarık evden içeri girerken, arkasından Seyfi koşarak geldi.

"Abi." Dediği anda Tarık hızlıca arkasını döndü ve "Buldunuz mu? Nerede?" Diye sordu anında.

"Abi, sorun da bu. Sabahtan beri iz yok çocuktan." Dediği zaman Tarık'ın kaşları çatıldı.

"Nasıl olur? Evine de mi gitmemiş?" Diye sorduğu zaman endişe ile Seyfi kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Abi sabahtan beri şehirde aramadığımız yer kalmadı, en son babası ile görülmüş." Dediği zaman Tarık dişlerini sıktı.

"Ne oluyor Tarık?" Diye tanıdık ses gelince Tarık yorgun bir şekilde nefes verdi.

Gülendam Hanım oğlunun yanına doğru adımlarken, Tarık'ın bakışları ona döndü.

"Bir hâller var sende." Dediği zaman Tarık dişlerini sıktı.

"Eve getirince anlarsın ana." Dediği zaman Tarık hızlıca evin çıkışına doğru ilerlemeye başladı.

"Neyi getireceksin oğul?" Diye Gülendam Hanım arkasından ona yetişmeye çalışarak bağırdı.

"Sen misafir odasını hazırla, yeter." Dediği zaman Tarık hızlıca gömleklerinin kollarını ilikledi.

Başını çıtlatırken, bakışları Seyfi'ye döndü ve "Seyfi arabaları hazırla, bizimkilere haber sal." Dediği zaman Seyfi anında kafasını salladı.

Tarık hızlıca cebinden telefonu çıkarttı ve aradığı numarayı hızlıca rehberde arattı.

Hemen ardından hiç durmadan numarayı çevirirken, yanına gelen arabaya hızlı bir şekilde bindi.

Hat çalarken, telefonu kulağına getirdi. Dişlerini sıkarken, boşta duran kemikli elini de sıktı.

Bir kaç saniye sonra telefon açılınca tanıdık ses "Ne var ırz düşmanı!?" Oldu.

Tarık sinirli bir nefes verirken, gözleri titredi ve "Sadece bir kez soracağım Uygar, Kaan nerede!?" Dedi sesini sonlara doğru sertleştirerek.

Telefondaki adam kısık bir gülüş atarken, genç ve esmer adamın kaşları sinirle çatıldı.

"Onun için planlarım var." Diye gülüşün ardına eklediği an Tarık cama tüm gücüyle vurdu.

Cam hafif çatlarken, araba koltuğundaki şoför ve Seyfi korku ile titredi.

"NEREDE O!?" Diye bağırdı zaman telefondaki adam dalga geçer gibi kıkırdadı.

"Oğluma madem bu kadar değer veriyordun o hâlde neden böyle bir şey yaptın?" Diye sorduğu zaman genç adamın gözleri seyirdi.

"Uygar..! Son kez soruyorum, eğer başına bir iş gelirse YAŞATMAM SENİ!" Diye sinirle konuşurken sonlara doğru bağırdı.

Telefondaki adam yüzündeki gülümseme ile gözleri kan çanağına dönmüş olana dönerken gülümsedi.

"Madem ona bu kadar değer veriyorsun, o zaman şehirdeki büyük müzayedeye gel." Dediği zaman Tarık'ın kalp atışları korkuyla hızlandı.

"Büyük müzayede..." Diye dişlerinin arasından konuştuğu zaman şoför hızla kafa salladı.

"HIZLI OLUN!" Diye ardına bağırdığı zaman şoför ve Seyfi yerinde korkuyla titredi.

"Geliyorum, eğer ona en ufak bir şey olursa seni oraya da gömerim." Dedi dişlerinin arasından.

Şimdi yeşil gözlerinin feri sinirden kırmızıya boyanmıştı. Gözlerindeki akmayı bekleyen korku ve endişe ile oluşan sular ise cabasıydı.

~~~~

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin