Kilometreler

51 10 2
                                    

keyifli okumalar, oylamalarınız ve yorumlarınız benim için çok önemli, bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Günler oldukça rahat ve huzur verici geçiyordu. Ne okul stresim ne de gelecek kaygım beni köşeye sıkıştıran tüm dünyanın hıncını benden çıkarabiliyordu. O benim koruyucu kalkanım olmuştu. Kalbimin koruyucusu ruhumun sahibi.

Tüm dünya ve o, tüm evren ve o, kalbim ve o her zerrem ona tutuklu, her köşesi ona ait, her şey onun yanında bir hiçti.

Uyumuş olmalıydı, uyumadan birkaç satır yazıp yollamıştım. Gün içinde birkaç defa konuşmuştuk ama rahatsızlık vermek istemediğimden pek de yazmamıştım, sanırım iki defa da görüntülü konuşmuştuk, tabi konuşmak diyemezdim ben onu izlerken susmuştum, o da benim ona kapılışımı izlemişti dakikalar akıp gitmiş hatta telefonun dakika sınırı aşıldığı için kapanmıştı.

"Rüyalarımın anlamsız kabuslarımın yersiz olduğu dönemde anlam katanım sevgilim, ben senin kalbin için doğdum sanki ellerim senin yüreğini tutmak için yaratıldı. Ben seninle anlam kazandım, ruhum senin kalbinde huzur buldu. Tatlı prensim benim yakışıklı prensim ruhumu senin için daha önce hiç geçmediğim yollardan geçiriyorum, senin için kendimi kalbimi ve benliğimi unutuyorum, benim her zerreme işleyen aşkın için her şeyi yapmaya hazırım. Şu an uyuyorsun biliyorum, senin için dualar ediyor kalbinin temizliğinin hayatına yansımasını umuyorum mışıl mışıl uyu sevgilim, her ne kadar seni özlüyor ve yanımda olmanı istiyor olsam da imkanlar buna izin vermiyor. Kader utanıyor mu acaba bizi bu kadar uzak tuttuğu için? bilmiyorum belki de en iyisi budur. Şimdilik uzaktan sadece öpücüklerimi yolluyorum."

Kader beni onunla tanıştırmıştı ya benim için yeterdi, yan yana olmayıp tenine dokunamasam da ben ve o biz, ruh ve beden yan yana çoktan gelmişti.

Koyduğum kurallar yaşantım ve hayallerim benimle yürüyordu, Yavuz'a yürüyorduk tüm benliğimle ona gidiyordum.

Benimdi onunlaydım, bedenimle olmasa da ruhum onun kalbine yerleşmişti ve ben kendimi onunla hissediyordum evet zor olsa da başarabiliyordum, aşk kilometreleri yorulmadan, ışık hızında gidip geliyor, aramızda gözle görülemeyen bir bağ oluşturuyordu.

Aşk masalları yeniyordu,

Ruh aşkı ile buluşuyordu...

Ben yenilmiştim, kabul ediyorum bana kelimeleri peş peşe sıralatan adama yenilmiştim, onun bedeninde huzur bulmuştum ben ona esir düşmüştüm.

Dün gece attığı üniformalı fotoğraflarını tek tek incelemiştim, uykum yavaş yavaş gelmiş olmasına rağmen ellerim telefonu bırakmaya cesaret edemiyordu, kalbim beynimi çokta ele geçirmişti.

Sabah uyandığımda tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Bir taraftan telefonun açık ekranı bir taraftan hala çalan müzik, neyse ki kimseyi rahatsız etmeden geceyi kapatmıştım.

Rüyalarıma kadar yaşadığım Yavuz resimlerle yanımda olabiliyordu, belki de özlemimi görüntülü konuşarak giderebiliyordum evet hayatımı özlem dolu hale getirmiştim, her anımı buruk ve onun hasretiyle yaşıyordum ve bununla yaşamaya alışıyordum. Bir insan özlem duygusuna alışabilir miydi ben alışıyordum. Ruhumu yavaş da olsa eğitmeyi başarabiliyordum.

"Günaydın prenses"

"Ne zaman uyanırsınız prenses hanım"

"Uyansanız da günüm gökyüzünden bile daha güzel bir hale gelse!"

Telefonun panelini indirdiğimde Yavuz'un attığı mesajı görür görmez cevap vermiştim "uyandım balım" birini balım diye sevmek özeldir, birkaç gün önce sosyal medyada denk geldiğim bir sözdü ve ona özel olduğunu hissettirmek hoşuma gidiyordu, ben ne kadar böyle düşünsem de o umarım böyle hissediyordur.

Prensesin AskeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin