Keyifli okumalar diliyorum, umarım beğenirsiniz.
Oylarınızı bekliyorum.
Basılma yolunda adım adım ilerliyoruz sizin yorumlarınız ve oylarınız kararımı etkileyecek.
Gelmemişti.
Otobüsten iner inmez gözüm onu aramıştı ama o yoktu, belki de otogarın içerisinde beni bekliyor diye düşünmüştüm ama girip baktığımda uğruna onlarca yol geldiğim adamı bulamamıştım.
Duygu durumum heyecandan daha çok öfkeye dönüşmüştü beynimde yaşayan huzursuz kız ayaklanmıştı çığlıklar atıyor "kandırıldın" diye haykırıyordu ve evet haklıydı ben kalbime söz geçirememiştim, sözde mantık insanı Asel birden yenik düşmüştü. Şimdi ne olacaktı ki?
Elime apar topar telefonumu alıp aramaya başlamıştım ısrarla çalıyordu ve her defasında sonlanan çağrı beni deliye çeviriyordu. Son çareyi mesaj atmakta bulmuştum "neredesin Yavuz?" birkaç dakika sonra yanıt vermişti bende bu sırada bir banka çökmüştüm dizlerim ayakta durmayı reddediyordu. Birden aydınlanan ekrandaki bildirime bakmıştım birkaç farklı yerden de gelenler vardı ama yeni düşen ona aitti "konum..." konum yollamıştı bana anlam verememiştim ne içindi bu, beni ayağına mı çağırıyordu küstahlık değil miydi yaptığı?
Sakin olmalıydım gözlerimden süzülen yaşlara aldırış etmeden ayağa kalkıp lavabonun olduğu koridora doğru ilerliyordum o an gözlerim kararmaya başlamıştı vücudumdaki kan çekiliyordu tansiyonum düşmüştü, sabahtan beri ağzıma lokma almamıştım bu da işin tuzu biberi olmuştu. Adımlarımı hızlandırıp elimi yüzümü yıkamıştım az da olsa iyi gelmişti bana.
"Asel bu adrese git ben geleceğim!"
Telefonun ekranı olabildiğince ıslamıştı. Sandığım gibi değildi evet ama ne için gelmemişti ve beni nereye gönderiyordu, ben neyin içine düşmüştüm böyle.
Aşk bana yapmayacağım şeyleri yaptırmıştı, tanımadığım bir şehre tanımadığım birine güvenerek gelmiştim. Hayallerimle şu anki durumum arasında fazlaca fark vardı kendimi suçlamayı bir kenara bırakmalıydım. Sonuçta hep aynı hataya düşmüyordum, her ne kadar hayallerim gerçek olmasa da baktığım gökyüzü, saçlarıma sinen sigara kokusu gerçekti. Yaşadığım, şu anda gerçekti tek bildiğim buydu.
Sahi yapacak neyim vardı ki? Gönderdiği konuma gidecektim. Riskliydi ve aşkım için sadece ona güvenmeyi tercih etmek istiyordum. Neden hep böyle karmaşık şeyleri ben yaşıyordum, neden kalbimi bu denli olayların içinde buluyordum?
Sonsuzluğa inanmak istiyordum.
Bedenine kavuşmak isteyen bir ruh...
Otogarın kapısından kendimi dışarı kelimenin tam anlamıyla sürüklemiştim. Gördüğüm ilk taksiye attığım bedenim bana gerçekten de isyan etmeye başlıyordu, bacağımın seğirmesini taksi şoförüne hissettirmemek için ellerimle tutuvermiştim. Adama konumu uzattığımda "sadece adresi söyleyin yeter demişti" dikkatli inceleyip açık adresi söylemiştim. Trafik beni germeye başlamıştı, taksici on beş bilemedin yirmi dakikaya orada oluruz demişti hatta hızlı gidebilmek için bir iki kez yolu değiştirmişti.
"Evet, gösterdiğiniz konuma geldik ablacım yüz yetmiş dokuz lira tutuyor!"
Ablacım? içimden serzenişimi adama belli etmeden kartımı uzatmıştım, işlem onaylanır onaylanmaz kendimi araçtan dışarı atıvermiştim.
İndiğim yer bir sitenin girişiydi adama verdiğim açık adresi notlarıma da kaydetmiştim açıp baktığımda tam önünde durduğum sitenin on ikinci katıydı. Yavuz bir daha yazmamıştı, nereye gittiğimi söylememişti ama gelecekti, gelmesi gerekiyordu. Ayaklarım tutmuyor bacaklarım titriyordu bakalım karşılaşacağım tablo nasıl olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prensesin Askeri
Teen FictionAşka inancı olmayan kız onu kendinden çok seven çocukla tanışır... Ruh ve beden buluşmuştu. Gökyüzü o gün daha çok yıldıza kucak açmıştı. Asel parlayan yıldızlar içinde görmüştü bedenini. Yavuz hiç beklemediği bir anda onu bulmuştu. Her bakışı tutk...