Sabah olur ve Efe uyanır. Güne enerjik bi şekilde başlar. Şarkı söyleyerek kendisine kahvaltı hazırlamaya başlar. Bu sırada Yağız uyanır, uykulu halde Efe'nin yanına gelir.
Yağız - günaydın, sabah sabah ne bu enerji?
Efe - sana da günaydın uykucu. Bu saate kadar uyunur mu?
Yağız - olum saat daha 06:30, ben mi geç uyandım? Sen mi çok erkencisin? Bi düşün bakalım..
Efe - ben erken falan kalkmadım. Çünkü gece hiç uyumadım.
Yağız - sorması ayıp, uyumayıp naptın?
Efe - düşündüm...
Yağız - e işte ne düşündün?
Efe - Naz'a kendimi nasıl affettiriceğimi..
Yağız - bu kadar mutlu göründüğüne göre buldun herhalde..
Efe - aklımda bu kaç plan var diyelim
Yağız - peki, öyle diyelim bakalım..Naz uyanır, rüyasında dün Efe'yle çadırda geçirdiği geceyi görmüştür. Acaba o gece bişey yaşandı mı diye düşünmeye başlar. Sonra kendi kendine "yok ya, uyuduk sadece" der ve konuyu kapatır. Kalkıp mutfağa gider ve Elif'in kahvaltı hazırladığını görür.
Naz - günaydın. Ben mi çok geç kalkdım? Yoksa sen mi erkencisin?
Elif - sana da günaydın Nazcım, yok sen geç falan kalkmadın, beni uyku tutmadı sadece.
Naz - ooo, sofra da şahane.
Elif - hadi geç de, ağız tadıyla bi kahvaltı edelim.
Naz - hiç aç diğilim ama, bu sofra karşısında hayır diyemicem.
Tam sofraya otururken kapı çalar. Naz bakmaya gider. Gelen Ülkü'dür
Naz - hoşgeldin
Ülkü - hoşbulduk... ee, içeri davet etmicek misin?
Naz - kusura bakma daldım bi an, geçsene
"İçeri girer"
Ülkü - hazırlığını yap bu gece deniz'e açılıyoruz..
Naz - ne? Nerden çıktı şimdi?
Ülkü - Arda'dan. Bu gece için yat kiralamış. Ben de dedim ki, ben en sevdiğim arkadaşım, bi tanecik Naz'ım olmadan hiçbir yere gitmem. O yüzden sen de bizle geliyosun, itiraz istemiyorum!
Naz - benim ne işim var ya, siz gidin işte iki aşık. Beni niye peşinizden sürüyosunuz?
Ülkü - merak etme yalnız olmicaksın. Arda'nın iş yaptığı ortaklarından biri de olucak.
Naz - kim? Ben tanıyo muyum bu şahsı?
Ülkü - Arda'nın iş yaptığı insanları sen nerden tanıyacaksın? Gel ki, bi tanış sosyalleş. Günlerdir evden işe, işden eve. Gel de bi insan yüzü gör.
Naz - tamam gelicem, belli ki senden kurtuluş yok...
Ülkü - hah şunu bileydin..Naz odasına gider. Elif fırsat bulup sessizce Ülke'ye sorar...
Elif - senin yüzünden belli, sen bişey saklıyosun. Arda'nın iş ortağı dediğin aslında Efe dimi?
Ülkü - nerden anladın? Naz da anlamışmıdır sence?
Elif - yok ben abla'mın yalanlarından alışkınım, o yüzden anladım. Naz anlamamıştır merak etme. Ama artık bıkmadınız mı birbirini sevmeyen iki insanı sürekli yan yana getirmeye çalışmanız? Yani rahatsız oluyolar görmüyo musunuz?
Ülkü - Elifcim, bilmediğin işlere burnunu sokma hayatım. Bu sefer herşeyi Efe planladı. Artık o da hatasını anladı ve Naz'a kendisini affettirmeye çalışıyo.Naz gelir, ve "hadi çıkalım, benim halletmem gereken bazı işler var" der. Ülkü'yle birlikte çıkarlar. Elif evde tek kalır, ve kendi kendine "son gülen iyi güler Ülkücüm" der.
Akşam üstü olur. Ülkü ve Arda yatda Efe ve Naz'ı bekler. Biraz sonra Efe gelir, ve tam yat'a geçerken ilerden Elif'in sesini duyar. Dönüp Arda'ya şöyle söyler.
Efe - siz geçin içeri ben geliyorum.
Elif - Efe sana söylemem gereken bişey var
Efe - noldu Naz'a bişey mi oldu?
Elif - hayır, konu Naz değil. Konu sen ve ben
Efe - anlamadım...
Elif - Efe ben sana ağışım, hem de ilk gördüğüm andan beri
Efe - Elif sen ne saçmalıyosun? Sen'le tanışdığımızda ben Naz'la sevgiliydim, ve hâlâ onu seviyorum. Sen böyle bişeyi nasıl düşünürsün
Elif Efe'nin sözü daha bitmeden onu öpmeye çalışır. Bu sırada Elif'in arka tarafından Naz gelir ve öpüşdüklerini zanneder. Bedeni kas katı kesilir, gördüklerine inanamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans
Fiksi Remajayanlış anlaşılmalardan dolayı ayrılıan, ama bi türlü bir'birilerinden uzak duramayan iki aşığın hikayesi..