Luhan öpücüğüm karşısında donup kaldı. Öylece duruyordu. Bir süre sonra karşılık vermeye başladı. Gitgide derinleşiyordu ve duygu kontrolüm zorlaşmaya başlamıştı. Öpüşmenin şokunu atlatınca gözlerimi araladım. O ağlıyor muydu?
Gözünden süzülen yaşı görünce geri çekildim. Kalbimi tuhaf bir his kaplamıştı.
"Ben.. Üzgünüm Luhan.."
Bir anda ne yapacağını bilemeyerek etrafa baktı. Ne yaptım ben diye içimden kendime sövüyordum. Tamam ben aldatılmıştım ama o henüz aldatıldığını bile bilmiyordu. Üstelik Sehun'a deli gibi aşıktı. Bana karşılık vermesini nasıl yorumlamalıydım?
Ben Luhan'a doğru bir şekilde çekiliyordum belki. Ama o sadece sevdiği adam ona dokunmuyor diye mi dürtülerine yenilmişti..?
Aniden ayağa kalktı.
"Şey... Ben.. Ben... Üzgünüm.. Yani... Önemli değil.. Eve dönsen iyi olacak."
Beni postalamaya mı çalışıyordu? Biz daha önce de öpüşmüştük ve bunu da aşabilirdik. Üstelik ben öpücüğü bölmeseydim belki de şuan.. Neyse!
"Gitmem gerçekten gerekli mi Luhan? Biliyorsun biz.."
"Evet biliyorum daha önce de öpüştük. O zaman lisedeydik Jong In ve hormonlarımızın kontrol edemeyeceğimiz kadar çok etkisindeydik. Bu kez farklı.. Kendimi şey gibi hissediyorum.. Sehun'u aldatmış gibi."
"Belki de sadece beni öptüğün için iğreniyorsundur."
Kalbim kırılmış hissediyordum. İçimdeki his tuhaftı.. Bir kez daha aldatılmış gibi...
"Sadece kendimi kötü hissettim. Bunu yapmamalıydım tamam mı!"
"Öylemi Luhan? Kendini suçluyorsun yani? Sadece öpüştüğümüz için kendini kötü hissediyorsun!?"
Konuşmanın gittiği yeri fark edip sustum. Ona söyleyemezdim. En azından söylememeliydim. Ama yapamadım. Lanet olasıca çenemi tutamadım. Çünkü Sehun onu sürekli aldatıyordu. Ama o bir öpücük yüzünden kendini sürtük gibi hissediyordu.
"Onun ne yaptığından haberin var mı Luhan? Sana soruyorum! O ne yapıyor biliyor musun? O her gece Soo'yu kollarına alıyor. Sana dokunmayan adam benim dokunmaya kıyamadığım adama dokunuyor.
"Ne?"
" Bunun anlamını bilmiyor musun? Sana uzun zamandır yapmadığı şeyi ona yapıyor! Soo beni Sehun'la aldatıyor Luhan! Sana bunu söyleyemedim çünkü acı çekiyordun. Ama kendine bunu yapmanı izleyemem. Lanet bir öpücük yüzünden kendini suçlayacak kadar temizsin. Uyan artık dostum onlar her gece gizlice buluşup... Lanet olsun!"
Yüzüme öylece bakıyordu. Şok geçirdiği için bu normaldi. Ama bir tepki vermesi gerekiyordu.
"Hah!" diyerek elini saçlarına atıp arkasını döndü.
Aslında arkadaşımın gerçeği görmesini istemiştim. Beni yalancılıkla suçlamasını değil..
"Defol git Jong In! Hemen defol"
"Ne diyorsun Luhan?"
Asıl şoku ben geçiriyordum..
"Sadece kötü hissettiğimi söyledim. Nasıl böyle bir yalan söyleyebilirsin? Birbirimizden uzaklaşmış olabiliriz. Ama bu senin de dediğin gibi bir dönem ve geçecek. Bu dediğin çok saçma! Hah! Soo ve Sehun! Sen gerçekten ne dediğini bilmiyorsun!"
Ne diyordu bu? Neyle suçlanıyordum Tanrı aşkına?
"Bak Luhan.. Şaşırdığını biliyorum ama bu gerçek. Bana neden inanmıyorsun anlamıyorum. Ama ben onları birlikte gördüm. Birbirlerine sarıldıklarını gördüm Luhan. İnan benim için de zor. Sadece-"
"Defol git dedim sana Jong In! Hala sevgilimi suçluyorsun. Evde olmadığı için onu böyle suçlayamazsın. Bebeğimizi kaybettik biz. O sadece acı çekiyor."
"Kendine gel Luhan. O bebeği istemiyordu bile. Şimdi yasını mı tutuyor sanıyorsun?!"
"Lanet olsun defol!"
Son söylediğiyle yere oturup ağlamaya başlamıştı. Korkuyordum.. Canını yakmak istememiştim.. Canım yanıyordu..
Yavaş adımlarla yanına yaklaşıp oturdum.
"Sakin ol Luhan. Lütfen.." dedim.
Kafasını çevirip gözlerime öfke ve nefret dolu gözleriyle baktı.
"İntikamını benimle mi almak istiyorsun? Söylediğin şeylere inandırıp istediğini elde edeceksin. Değil mi? O beni seviyor Jongin ve eğer dediğin gibi bir şey olursa ben ölürüm. Anlıyor musun? Yalandı değil mi? Gerçek olmadığını söyle.. Lütfen.."
"T-tamam Luhan. Üzgünüm.. Sana yalan söyledim. Özür dilerim." dedim.
Gerçekten tam bir geri zekalıydım. İşleri iyice boka batırmıştım.
"Bunu neden yaptığını sormayacağım. Çünkü ilgilenmiyorum. Bir daha lütfen bana bunu yapma."
Ağladığı için kalbimde bir sızı vardı ve geçmek bilmiyordu.
İkimiz de yerde oturuyorduk. Aniden Luhan'ın bakışları bir yere sabitlendi. Emekleyerek baktığı yere doğru ilerledi. Ne yapıyordu bu?
"Bu da ne?" diyerek elini koltuğun altına soktu. Oradan deri kaplı etrafında lastik takılı küçük bir defter çıkardı.
"Bu evde sen yaşıyorsun Luhan. O ne?" diye sordum.
Defteri açtığında gözlerini kırpmadan bir şeye bakmaya başladı. Dolan gözlerindeki yaşları serbest bıraktı. Ama tepki vermiyordu. Fazla sakindi. Gözlerime bakıp sordu.
" Bu gece burada kalır mısın Jong In?"
Yanına gittiğimde şok olmuştum. Defterin arasında bir fotoğraf vardı.
İçkilerle dolu bir masa.. Tek eliyle fotoğraf çeken bir Sehun... Dudaklarını dudaklarına bastırdığı bir Kyung Soo..
Bir sonraki bölüm SeSoo'ya geçiyorum :)
Geçeyim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk ✓
FanfictionBu hikayenin fikri ve ilk 2 bölüm @kritaonunkyungini 'ne aittir. Bilenler vardır elbet. O artık hesabını tamamen bana devretti. Ailesiyle yaşadığı sıkıntı yüzünden tamamen gitmek zorunda kaldı. Bu hikayenin de kapağını ben hazırlamıştım. Kim derdi...