~~~2 yıl sonra (LayHan)
"Beni dinliyor musun sen Yixing?"
"Pardon bebeğim. O kadar harika görünüyorsun ki duymamışım. Ne diyordun?"
"Burası eskiden okuduğum lise. Seni çocukken yaşadığım yere götürmemi ister misin?"
"Muhteşem olur. Seninle ilgili her şeyi öğrenmek istiyorum."
"Zaten biliyorsun Xingxing. Sana anlatmıştım."
"Sakın Luhan! Buna dayanamadığımı biliyorsun. O biriken yaşları hemen geri gönder."
"Seni seviyorum."
"Seni çok seviyorum."
Kore'ye taşınmıştık. Geçtiğim her sokağı görmek istemişti.
Bana sarılan gamzeli erkeğime sıkıca sarıldım. Hayatımdaki tüm kötü olayları silmiştim. Bir şekilde aşıp tekrar kalbimi sevgiye açmıştım. Yanımdaki adamla mutluydum.
İlk zamanlar zordu. Hem de çok zor..
Çok zor günler geçirmiştim. Ailesini geri isteyen biri vardı karşımda. Jong In'le çok mutluydum ama bir tarafım her zaman buruktu.
Biz eskiden birbirimize aşıktık. Karşılıklı olsa da bilmiyorduk. Yıllar sonra aldatılmanın acısıyla birbirimize itiraf etmiştik. Eski duygularımız karşı koyamadığımız bir şekilde ortaya çıkmıştı. Bu duyguların gerçek olmama ihtimali var mıydı? Gerçek olsaydı başkalarına aşık olur muyduk? Sadece bu bile kafamın karışmasına yetiyordu. Onu çok seviyordum ve beni sevdiğine de eminim. Yine de ne olursa olsun doğru gelmiyordu.
Bir şekilde Jong In'e ayrılma kararımı söylemiştim. Ben giderken ağlaması kalbimden asla silinmeyecekti. Ona son sarıldığım anı da hiç bir zaman unutamayacaktım. Amerika'ya gitmeden hemen önce Kyung Soo'ya gittim. Görüşüp Jong In'e gitmesini söyleyecektim. Ama onu bir türlü bulamamıştım.
En sonunda Amerika'ya gidip, daha önce internet üzerinden bulup iletişime geçtiğim ev sahibiyle görüştüm. Kısa zamanda yerleşip düzenimi kurdum.
Uzun bir süre ağladım. Karnımdaki bebeğe bir gün ne diyecektim? Tek ebeveyni ben değildim elbet. Ama kendimi ilerde Jong In2le görüşmeye hazır hissetmiyordum. Hormonların getirdiği duygusallık hep üzerimdeydi.
Bir gün evin bahçesinde meyve suyu içiyordum. Gelirken getirdiğim eşyaların içinden lise fotoğraflarımızı bulmuştum. Bir yandan sevdiğim adamın yüzünü inceliyor bir yandan da yaşlarını silmeye çalışıyordum. Karnım yeteri kadar belirgindi. Çoğu insana çirkin görünüyor olsam da bebeğimin varlığını görmek bana huzur veriyordu. Karnımı okşadım. Sonrasında ise daha fazla hıçkırıklara boğuldum. Canım yanıyordu ve sebebini bile bilmiyordum.
"Neyiniz var?"
Aniden bahçeme çoktan girip yanıma kadar gelmiş olan adamın sesiyle irkildim.
"Korkmayın, ağladığınızı görünce merak ettim. İyi misiniz?" diye sordu.
Gülümsemesi.. Gamzesi.. Anında ağlamam durmuştu. Büyülenmiş gibi ona bakıyordum. Karnıma baktıktan sonra tekrar konuştu.
"Eşiniz nerede? Ona ulaşmamı ister misiniz?"
Tekrar şiddetli bir şekilde ağlamaya başlamıştım. Bunu sormak zorunda mıydı?
Yanıma yaklaşıp eğildi.
"İyi misiniz? Lütfen bir şey söyleyin."
"Eşim yok benim. Yalnızım!"
"Ben.. Gerçekten özür dilerim. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk ✓
FanficBu hikayenin fikri ve ilk 2 bölüm @kritaonunkyungini 'ne aittir. Bilenler vardır elbet. O artık hesabını tamamen bana devretti. Ailesiyle yaşadığı sıkıntı yüzünden tamamen gitmek zorunda kaldı. Bu hikayenin de kapağını ben hazırlamıştım. Kim derdi...