Sehun hevesle ayrılacağını söylediğinde tüm vücudum gerilmişti. Pişmanlığım kalbimi avuçlarına alıp sıkmaya devam ederken buna nasıl dayanabilirdim?
Olayların en kötü yanı da Sehun'dan gerçekten hoşlanıyor olmamdı. Kalbimin atışlarını değiştirebilen ve uzak duramadığım tek erkekti o artık. Jong In'i seviyordum evet. Ama bu farklıydı. Sehun beni anlamış kalbime dokunmuştu. Jong In gözlerime bakmayalı uzun zaman oluyordu. Birkaç kez bana dokunmuştu. Ama dokunuşlarında aşk yoktu. Hissizdi.. Bu bana acı veriyordu.
"Sehun sen ne diyorsun. Bunu nasıl yapacaksın. Luhan... İyi değil." dedim.
Tabi ki Luhan'ı düşünmüyordum. Belki de düşünüyordum bilemiyorum. İyi olmayan biri varsa bu kesinlikle bendim. Sehun Luhan'dan ayrılırsa benden de bunu bekleyecekti. Benim bir bebeğim vardı ve bunu göze alamazdım. Üstelik onları aldattığımızı anladıklarında her şey çıkmaza girecekti.
Asla bizim ne hissettiğimizi önemsemeyeceklerdi. Neden diye sormayacaklardı. Biz kötü olacaktık. Bizim açımızdan bakıldığında ise kötü olan onlardı.
Sehun bir kez daha gözlerime baktı. Kalbimi ele geçiren bu bakışları seviyordum.
"Bak Soo ben.. Senin ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben... Ben senden hoşlanıyorum. Belki de aşk diyebilirim buna bilmiyorum. Ama duygularım inan fazla yoğun. Sadece senin yanında kalmak istiyorum." dedi.
"S-Sehun.." diyebildim sadece. Hislerimi kontrol edebiliyordu resmen.
"Bir şey hissetmiyor musun Soo? Hiç bir şey hissetmiyor musun?" diye sordu.
"Ben.." dedim. Devam edemiyordum. Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Kalbimdekileri söyleyemezdim. Çünkü biliyordum ki Sehun her şeyden vazgeçebilirdi. Ama bunu yapamıyordum. Her aşkta en büyük pislik ben oluyordum!
"Sana kapıldım Soo. Buna engel olamıyorum. Luhan'a dokunmadım bile. Senden sonra bunu yapamadım. Sadece seni istiyorum. Bir şey söyle."
Ben yapmıştım. Pişman olup Jong In'e dönmeyi düşündüğümde tenimden onun izlerini silmek istemiştim. Jong In'e dokunmuştum.
"Ben bunu yaptım Sehun. Jong In'e dokundum. Bir kaç kez.."
"Ne!? Bak tamam artık olmuyor değil mi? Bunu kabul edebilirim. Siz evlisiniz biliyorum. Artık olmuyor değil mi? Soo bir şey söyle yalvarırım. Dayanamıyorum."
"S-Sehun.."
"Adımı mı ezberliyorsun Soo. Bir şey söyle bana. Sevmiyorum de, hiç bir şey hissetmiyorum de. Ama bir şey söyle. Delirdiğimi mi görmek istiyorsun?"
Dayanamıyordum. Lanet olsun ki kopmaya çalıştıkça bağlanıyordum. Bizi birbirimize bağlayan bir ip vardı. Ondan kaçmaya çalıştıkça etrafımıza dolanıyordu. Bizi daha çok birbirimize yaklaştırıyordu.
Benden bir açıklama bekliyordu değil mi? Anında onu kendime çekip dudaklarına yapıştım. Ne kadar durabilirdim ki? Karşımda beni sevdiğini söyleyen biri vardı. Kalbimi ele geçirmişti ve ben uzak kalmak istemiyordum.
Bir şey söylemek istiyordu ama geri çekilmesine izin vermiyordum. ama yine de şuan fazlasını istemiyordum. Sadece söylediği sevgiyi istiyordum. Geri geri yatağa doğru yürüdüm. Dudaklarının hafif kıvrıldığını hissedebiliyordum. Yatağın oraya geldiğimde hızlıca onunla yer değiştirip ittim.
"Yat şuraya."
"Beni korkutuyorsun Soo. Düşündüğüm şeyi.."
"Yat dedim Sehun!"
"Soo ciddiyim bak korkutuyorsun."
"Lanet sapık sadece uyuyacağız. Yatar mısın şuraya."
"Ohhh.. Ben de bir an sandım ki.."
İstemsizce gülmüştüm. Evet ben lanet bir sürtüğüm. Jong In bebeğimizle uyurken burada en yakın arkadaşının sevgilisiyle oynaşıyordum. Kabul ediyorum!
"Beni böyle mi seviyorsun? Her seferinde bana dokunabileceğini mi sanıyorsun? Benimle sadece bu yüzden buluşmuyorsun değil mi Sehun?"
"Saçmalama Soo. Sana az önce ilanı aşk ettim. Bunu mu anladın gerçekten?"
"Sadece susalım mı?"
Yatağa yerleşen Sehun'a iyice sokuldum. Sıcaklığını istiyordum sadece. Anlamış olacak ki çok geçmeden elleri saçlarımda gezinmeye başlamıştı.
"Bir daha sormayacağım Soo. Ama senden duymaya ihtiyacım var. Ne hissediyorsun?" diye fısıldadı. Beni yormak istemiyordu. Ama bir cevap istiyordu.
"Seni.." dedim. Fazla açıklama yapmak istemiyordum.Anlayacağını da biliyordum. Belki temiz değildi bizimki ama özeldi hissediyordum.
"Söylediklerimin bir önemi olmadığını sanmıştım." dedi.
"Sen önemlisin Sehun. Sadece korkuyorum anla.. Etrafımızı bir enkaza dönüştüremeyiz. Mutlu olamayız. Benim bir bebeğim var. Jong In onu benden alır. Anlıyorsun değil mi? Buna dayanamam." dedim.
"Anlıyorum." dediğinde yüzüne baktım. Hüzün kaplıydı sanki. Gözlerindeki ışık sönmüştü. Artık söylemem gerekiyordu. Bunu hak ediyordu. Karmaşa yaşamak istemiyordum. Ama bir kez daha susmadım..
"Sehun ben.. Se-seni seviyorum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk ✓
FanfictionBu hikayenin fikri ve ilk 2 bölüm @kritaonunkyungini 'ne aittir. Bilenler vardır elbet. O artık hesabını tamamen bana devretti. Ailesiyle yaşadığı sıkıntı yüzünden tamamen gitmek zorunda kaldı. Bu hikayenin de kapağını ben hazırlamıştım. Kim derdi...