"J-Jong In.."
"Luhan.."
İkimiz de şok olmuştuk. Sehun'un üzerinden kalkıp çamaşırımı giydim. İkisi de yüzümüze bakıyorlardı. Önce Luhan sonra da Jong In oturma odasına gittiler. Hem de tek kelime etmeden..
Sehun hala bana bakıyordu.
"Kalksana gerizekalı! Devam etmem için mi bekliyorsun?!"
"Sadece şaşkınım.. Ne yapacağız Soo?"
"Sence? Bizi bu halde gördüler Sehun! Ne yapmamızı bekliyorsun? Gözüne bir şey kaçmış diyecek halim yok! Üzerindeydim! Cidden neden seni seviyorum ki ben? Salaklığı bazen zirvede yaşıyorsun!"
"Kırıcı oluyorsun ama sevgilim. Panikledim sadece."
"Saklayacak bir şey kalmadı Sehun. Sana yapmayalım demiştim! Eğer senin yüzünden Jong In oğlumu elimden alırsa çok kötü olur! Anlıyor musun beni? Lanet olasıca isteğini bastıramadığın için seni mahvederim!"
"Sakin ol lütfen. Ben açıklayayım olur mu?"
"Hayır Sehun! Her şeyi batırmanı istemiyorum!"
Giyinip içeri gittiğimizde yan yana oturuyorlardı. Luhan'ın yüzü asıktı, Jong In ise durgun görünüyordu.
"J-Jong In ben.."
"Otur Soo! Sen de Sehun!"
Bu sessizlik beni korkutuyordu. Bağırıp çağırsa belki rahatlayabilirdim ama bağırışı bile sakindi. İkimiz de koltuğa geçtik. Sanki anne babasından ceza alan yaramaz çocuklar gibi görünüyorduk.
"Bana sormuştun değil mi Soo? Neden ayrılmak istediğimi merak etmiştin!"
Cevap veremiyordum. Sehun da arada yandan bana bakıyordu.
"Sana diyorum kafanı kaldır yüzüme bak!"
Bakamıyordum. Lanet olsun ki bu şekilde yakalandığımız için ikisinin de yüzüne bakamıyordum. Bilmediklerinde daha kolaydı belki, daha arsızca davranabiliyordum.
"İlişkiniz olduğunu biliyordum Soo. Bir süre geçici olduğunu düşündüm. Ama sen sürekli ona gidiyordun."
Gözlerimi iki katı açarak Jong In'e baktım. Sehun da şaşkındı. Hem de fazlasıyla..
"Beni aldattığını ilk gördüğüm gün çok canım yanmıştı biliyor musun?"
Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Kalbimde bir ağrı oluşmuştu. Bunca zamandır biliyor muydu?
"Hani sana ilk aşkımdan bahsetmiştim hatırlıyor musun?"
Kafamı salladım. Çünkü tepki vermediğimde sesini yükseltiyordu.
"İşte o Luhan'dı. Ben ona aşıktım Soo. Ama platonik bir şeydi ve asla dile getirmemiştim. Unutmak istemiştim. Beni kendine aşık ettiğinde ise tamamen sana ait oldum. Aşkımı en derinlere gömdüm."
Ne diyordu bu? Yıllardır bizimleydi Luhan. Ben varken bile ona mı aşıktı? Belki başkası olsaydı şaşırmazdım ama resmen şok olmuştum.
"Sen hayatımdayken bu duygu azalarak yok oldu Soo. Üstelik bunu bile bile hayatıma girdin. Ama sonra gerçekten sana aşık oldum. Senin oldum.."
Nereye çıkacaktı bu konuşma? Sonu neydi?
"Soo sana kızmıyorum. Biliyorum belki öyle için rahatlayacak. Bu yüzden vicdanını rahatlatmak istemiyorum."
"J-Jong In.."
"Daha önce de söylemiştim, sizi iyi yaşatırsam her şey yolunda gider sanıyordum. Seninle yeteri kadar ilgilenemedim ve sen sevgi gördüğün kollara koştun. Ama biliyor musun o kendi bebeğini bile istemeyen bir kalpsiz! Ne sanıyorsun? Sana aşık olduğu için mutlu mu yaşayacaksın? Ben de seviyordum seni Soo! Eğer sevgi seni mutlu ediyorsa benim yanımda da mutlu olabilirdin. Sorun seninle ne sıklıkla yattığım mıydı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk ✓
FanfictionBu hikayenin fikri ve ilk 2 bölüm @kritaonunkyungini 'ne aittir. Bilenler vardır elbet. O artık hesabını tamamen bana devretti. Ailesiyle yaşadığı sıkıntı yüzünden tamamen gitmek zorunda kaldı. Bu hikayenin de kapağını ben hazırlamıştım. Kim derdi...