Sehun'a hak ettiği cevabı vermiştim.
"Sehun ben.. Se-seni seviyorum.."
Gözlerime baktığında gözleri tekrar parlıyordu.
"Tanrım! Bu gerçek mi? Ben de seni seviyorum Soo ve inan her şeye hazırım. Ayrıca ben.. Bebeğin için.. Yani onu da yanımıza alabiliriz. O sana ait Soo. Bunu kabul edebilirim."
Aslında saçma olan kendi bebeğini istemeyen adamın benim bebeğimi kabul etmesiydi. Ona inanmamalıydım belki. Güven önemliydi. Ona ne kadar güvenebileceğimi bilmiyordum.
Birbirimize onlarca kez dokunmuştuk. Sımsıkı sarılıp saatlerce dertleşmiştik. Biz Sehun'la çok şey paylaşmıştık. Ama geriye bakınca bazı parçalar oturmuyordu.
Ortada büyük bir sorun yokken Luhan'a kötü davranmaya başlamıştı. Bebeği istemediğini söylemişti. Luhan defalarca kez ağlama krizlerine girmişti. Sehun sadece kendini düşünüyordu.
Böyle bir adama güvenebilir miydim? Belki hayır. Ama Sehun bana farklı bakıyordu.. Jong In'in hiç bakmadığı gibi... Özeldi..
Ben de Sehun gibiydim. Bir bebeğim vardı. Jong In ilgisizdi belki ama mutsuz değildik. Duygu boşluğumu başkasının yatağında doldurmaya çalışıyordum.
Aslında hepimiz kötüydük!
Jong In'in bir platonik aşkı vardı. İlk aşkı.. Hiç bir zaman söyleyemediğini ve onu önceden çok sevdiğini anlatmıştı bana.. Belki de sadece onu unutamıyordu bilemiyorum. Ama Sehun'un baktığı gibi hiç bakmamıştı.
Sabah uyandığımda yine kollarındaydım. Ne kadar uzak duracağımı söylesem de yapamamıştım. Gözlerini açtığında ilk işi dudaklarıma yumuşak öpücükler bırakmak olmuştu.
"Gitmemiz gerek Sehun. Bebeğimi özledim.."
"Biraz daha kalamaz mıyız? Buna dayanamıyorum."
Biz belki karşımıza çıkan seçeneklerden yanlış olanı seçmiştik. En zor yolu seçip ilerlemeye başlamıştık. Ama bunun bedelini acı çekerek ödüyorduk.
"Ben de istemiyorum. Ama biliyorsun.. Lütfen.." dedim.
Üzüldüğümü fark ettiği anlarda hemen şebeklik yapardı veya üzerime çıkıp beni gıdıklamaya başlardı. Yine onu yaptı.
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen kahkahalara boğulmuştum. İyice bana doğru eğilmişti. Gözlerime baktığını görebiliyordum ama gülmekten tek kelime edemiyordum. Beni gıdıklayan eller durduğunda kollar altımdan geçirilip bedenime dolanmıştı.
"Seni seviyorum Soo. Seni özlüyorum.."
Tekrar kısa ama sıcacık öpücükleriyle hislerimin alt üst olmasına sebep olmuştu. Gülen yüzüm ciddi bir hal almıştı. Kendimi onun öpücüklerine bırakmıştım. Hala üzerimdeydi.. Ama bana sıkıca sarılıyordu. O kollar bana çok şey anlatıyordu. Beni bırakmak istemediğini bağırıyordu.. İkimiz de o sessizlikte birbirimizin kalplerinden gelen çığlığı duyuyorduk.
Şuan bebeğimin yanında olmalıydım.. Ama karşı koyamadığım duygular yüzünden bir pisliğe dönüşmüştüm. Yapamıyordum..
Kollarımı boynuna doladım. Ona olan aşkımı sorguladım bir kez daha. Evet ben kesinlikle bana sevgiyle bakan bu adama aşık olmuştum.
"Seni seviyorum Sehun. Seni özlüyorum.." dedim.
Yanlış da olsa yaşamalıydım.. Yaşayacaktım da.. Artık hiç bir duygunun bize engel olmasına izin vermeyecektim. En azından onun yanındayken..
Dudaklarına tutkuyla dudaklarımı bastırdım. Kısa sürede bana zihnimin tamamen devre dışı kalacağı şekilde karşılık vermişti.
Vazgeçemiyordum..
Bir kez daha Sehun'a yenilmiştim..
Bir kez daha onun olmuştum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk ✓
FanfictionBu hikayenin fikri ve ilk 2 bölüm @kritaonunkyungini 'ne aittir. Bilenler vardır elbet. O artık hesabını tamamen bana devretti. Ailesiyle yaşadığı sıkıntı yüzünden tamamen gitmek zorunda kaldı. Bu hikayenin de kapağını ben hazırlamıştım. Kim derdi...