1.1

40K 2.2K 272
                                    

Gözlerimi araladığımda sabah olduğunu anlamıştım. Yavaşça gözlerimi masaj ettikden sonra ayağa kalktım. Hemen Mert'in benim için ayarladığı odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Karşımda gördüğüm manzarayı ağzı açık izliyordum.

"Noldu?"dedi gülerek karşımdaki Mert. Yemek hazırlıyordu. Mert Özberk sabah yemeği hazırlıyordu.

"Hiç. Hiç bir şey."dedim yüzümde gülümseme oluşturarak.

"Geç otur." dedi ve ekledi "Neyi seversin tam bilemedim o yüzden hepsinden koydum."

Sandalyeye oturarak "Teşekkürler. Baya zahmet etmişsin."dedim.

"Yok ne zahmeti."

"Şey.. Peki bu gün ne yapacağız?" dedi ağzına önündeki peyniri atarak.

Çayımdan bir yudum aldım. "Bilmem. Ama arkadaşlarınla ve menajerinle konuşmalıyım. Onlar da şüpheli bu durumda. Bir de yapımcıyla konuş sen."

"O iş yaş."dedi bana bakmadan.

"Nasıl yaş?"diyerek kaşımı kaldırdım.

"Ben senden önce bir avukatla konuşmuştum. Bir şey yapamayacağını söyledi." diye omzunu sandalyeye yaslayarak bana baktı.

"Ee yani?"dedim onu aldırmadan.

"Ne yanisi? En iyisi biz gidip şehiri gezelim. Boş ver şu işleri. Benimde tatile ihtiyacım vardı zaten. Hem-"diye konuşacakken lafını böldüm.

"O avukat bu durumu çözemeyecekse kendi problemi. Ben bir söz verdim ve köstebeği bulucağım."diyerek ayağa kalktım. Daha sonrasında bir ekleme yaparak konuştum.

"Ha birde...Tatili daha sonra bol-bol yaparsın. Gezeriz de. Fakat şimdi sırası değil."

"Öyle olsun avukat hanım. Bu sefer sizin dediğiniz olsun." dedi.

"Olsun."dedim kanepede oturarak.

"Ama bir yerden başlamalıyız." diye de ekledim.

"Bak en iyisi biz gidelim senin günlük yaptığın şeyleri yapalım. Bir şeyler buluruz belki ha? Hem beni şu menajerin ve Sinan'la da tanışdırırsın."

"Ne meraklısın sen onlarla tanışmaya."diye mırıldandı.

Ama duydum ki, duydum ki.

"Ne?"dedim sanki duymamış gibi.

"Hiç. Diyorum ki gideriz ne acelesi var ya. Relax."dedi yanımda oturarak televizyonu açtı.

"Saçmalama. Tabi ki acelesi var. Oturup televizyon mu izleyeceğiz?"dedim ona bakarak.

"Aslında ben de sevmem izlemeyi. Ama neden olmasın."dedi rahatlıkla.

"Neden izliyoruz?" dedim.

"Çünkü seninle vakit geçirmek istiyorum, Elif." Sağa dönerek bana baktı. Gözlerimin içine.

"Neden?" diyerek ona yaklaştım.

"Çünkü... Seni tanımam gerek diye düşündüm."kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

Etkilenmiştim.

"Peki neden?"ben de fısıldar gibi söyledim.

Oyun oynuyorsa oyun oynardık.

"Evime gelen ve kısa zamanda bu kadar yakın olduğum birini tanımak hakkım." dedi geri çekilerek. Yüzünde çapkın bir gülüş vardı.

İçine ettin.

Bir şey demedi ben de artık daha fazla sormadım. Eline tabletini alıp biraz haberlerde gezindi ve son haberi görünce dellendi.

Evet dellendi.

"BU NE?!"dedi ayağa kalkıp bağırarak.

"VAR YA BU SEFER ÇOK İLERİ GİTTİN BU SEFER ÇOK!!"elini alnına koyarak siniri geçsin diye masaj ediyordu. Tableti elinden alıp haberi okudum.

"Olamaz."dedim.

Biri bizim mesajlaştığımızı ve şuan bu evde olduğumu yaymıştı. Hatta bir de bize sevgili diye ittiham da bulunmuştu.

Ne alaka?

Buna mı takıldın şimdi?

"Ben yapmadım biliyorsun değil mi?"diyerek ona doğru yaklaştım.

Cevap gelmedi.

"Mert, ben yapmadım. Sen de biliyorsun." dedim karşısında durarak.

Biraz sinirle gözümün içine baktı. Sonraysa bana sarıldı.

"Biliyorum. Sen yapmadın. O köstebeğin işi bu. Şimdide hacker falan takmış peşimize." dedi ve benden ayrıldı.

Pencereye doğru yaklaştı."Sen haklıydın." dedi evin penceresinden dışarı bakarak.

"Nasıl yani?" dedim ne dediğini anlamayarak.

"Bu işin acalesi var. Çabuk bulmalıyız o köstebeği. Öyle çabuk ki... Onu ben ..."diyerek elini sıktı.

"Sakin ol."dedim elimle sırtını sıvazlarken.

"Hazırlan."dedi geri çekilerek.

"Dışarı mı çıkıyoruz?"diye sordum.

"Dediğini yapacağız." Yüzünde bir sırıtış belirdi.

Fakat bu öylesine bir sırıtmak değildi. İntikam almak için olan gülüştü.

Kumralım || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin