3.4

15.1K 994 238
                                    

051****: Elifcik nasılsın bakalım

051****: İyice düşünüyor musun?

051****: Bir günün kaldı ona göre

Telefonumdan gelen titreşim yüzünden gözlerimi yavaş yavaş araladım. Telefonumu elime alınca yine Ömerden mesaj geldiğini anlamıştım.

Elif: Salsana beni

Elif: Doğruyu söyle arkadaşın felan yok diye mi hep yazıyorsun sen?

051****: Saçmalamayı ne zaman keseceksin acaba?

Elif: Hmm düşüneyim

Elif: Sen ne zaman keseceksen o zaman

051****: Vermen gereken karar varken burda vaktini boşa harcama derim ben

Elif: Hep ağzın laf yapıyor

Elif: Hani ortada bir şey yok

051****: Göreceksin sen yarın

Elif: He he tm

051****: Yazık olacak ama

Elif: Bir avukatı tehdit etmek mi?

Elif: Yürek yemişsin sen

051****: Bakalım Mert adı bu camiadan silinince de böyle konuşacak mısın?

"Güzelim, uyandın mı?"Sesin geldiği tarafa baktım. Bu Mertti.

Bana yaklaşıp, başımın ucuna geldi. Saçlarımı koklayarak öpücük kondurdu. Ve yine saçlarımla oynamaya başladı.

"Dün gitmedin mi?"dedim. Gitmemişti işte.

"Seni öyle bırakıp nasıl gide bilirdim ki?"bu lafına düşmüştüm biraz. Yerimde diklendim. Bana bakıp elini yanağıma koyunca, gözlerimi kapattım. Burası çok huzurluydu.

Yatağımın yanındaki telefonu görünce aklına gelenle kaşlarını çattı.

"Kiminle konuşuyordun?"

Söylesem sinirlenecekti ama söylemesem de olmazdı.

"Ömerle."dedim. Adını duyar duymaz boynundaki damarlar gerildi sanki. Dudağını birbirine bastırarak derin bir nefes aldı.

"Ne söyledi yine o şerefsiz? Sana demedim mi ben, ona cevap verme diye?"

"Aynı şeyleri söyledi. 1 gün vaktım kalmış da falan."dedim sakince. Söylediklerim yüzünden daha da sinirleniyordu sanki.

"Telefonunu bana ver."diyerek elini açtı. Ne yapacağını anlamamıştım. Ama dediğini yaptım.

Ömer'in numarasına tıklayıp, aradı.

"Ooo, kimler aramış beni? Yoksa kararını verdin mi Elifcik?"diyerek alay eden bir ses gelmişti telefonun ucundan. Mert yanımdaydı diye aydın duya biliyordum onu.

"Elifcik lafını senin bir yerin sokarım görürsün. Benim sevgilimin adını ağzına alma!"diye başlamıştı söze.

"Mert?"dedi Ömer şaşkınça. Sesinde bir titreme geldi sanki.Korktunuz mu beyefendi?

"Yaa... Mert. Mert tabi. Kolay öyle tehdit etmek değil mi? Bakalım katlana bilecek misin bu yaptıklarına?"

"Ne tehditi."dedi Ömer. Utanmadan bir de hiçbir şey yapmamış gibi davranıyordu.

"Beni mahvedecekmişsin ya. Hatta Melisanın babasıyla plan bile kurmuşsun."dedi alaycı gülüşüyle. Ömerden ses gelmedi. Planının ortaya dökülmesi onun için pek de hoş olmamış gibiydi.

"Mert."diye konuşacaktı ki, Mert onu böldü.

"Kes sesini ve beni iyi dinle. Melisanın babası Harun bu planın mahvolduğu için üzülecek sanırım ha? Sonuçta o kadar güvenmişti sana. Tüh ya... Ben de az önce babamla konuştum.Tanırsın babamı Faruk Özberk. Gerekirse Harunu buralardan silermiş. Yazık olacak ama siz istediniz bunu."diyerek öyle konuşuyordu ki Mert, ben bile ikna olmuştum.

"Yapmazsın sen. Babandan asla yardım almazsın."dedi Ömer inanmayarak.

Mert sahte bir gülüş atıp"Doğru almam. Ama söz konusu sevdiklerim ise her şeyi de yaparım. Bunu bilmelisin bence." Hayır içimdeki bilesssinn sesi suss! Sırası değil!

"Ya hayatımızdan defolup gidersin. Ya da ben hepinizi zorla gönderirim. Anladın mı?"sona yakın sesi yüksek çıkmıştı. Ömerden cevap gelmeyince Mert daha da bağırdı "ANLADIN MI DEDİM?"

"Tamam... İstediğin gibi olsun."dedi Ömer.

"Güzel. İstanbul, hatta İzmir de bile görmeyeyim seni. Şimdi s-"benim yanında olduğumu görünce küfürüne devam edemedi.

"Neyse. Anladın sen."diyerek kapadı telefonu.

Hayranlıkla ona bakıyordum. Bunu görünce sırıttı."Noldu?"dedi.

"Hiç."dedim ve devam ettim"Gerçekten babanla konuştun mu?"

"Cık."gibi bir ses çıkardı. Gözlerimi tam açtım.

"Mert, yalandan mı konuştun yani?"

Yanıma yaklaşıp beni sakinleştirerek"Tam da öyle sayılmaz. Zaten birazdan konuşacağım. Hem babam bilirse rahat durmaz. Şimdilik korkması yeterli."dedi.

Bu lafının ardından ayağa kalkıp, ona sarılarak "İyi ki varsın."dedim.

"Asıl sen iyi ki varsın. Benden saklamadığın için de teşekkür ederim."diyerek sırtımı sıvazlar gibi yaptı. Ondan ayrılıp gözlerine baktım. Birisi olsa normal kahverengi göz işte derdi. Ama benim için öyle değildi işte. Hayatımda asla rastlamadığım, oldukça güzel 1 çift gözdü. Ben öyle ona dalmışken, onun bakışları dudaklarıma kaydı. Bana yaklaşınca gözlerimi kapadım. Yavaşça dudağını dudağıma değdirdi. Tüy kadar hafif öpüyordu. Ben de ona karşılık verdikten bir müddet sonra ayrıldı benden. Aklına gelenle panikledi.

"Kahvaltı...Kahvaltı hazırlamıştım."Onun bu haline karşı güldüm.

"Hadi yiyelim o zaman."dedim.

"Ama Sinan'la Cansuya anlatmalıyız bu olanları. Trip atacaklar bize."diyerek dudağımı büzdüm.

"Onlar kaçmıyorlar ya. Hadi gel kahvaltımız bizi bekliyor."Haklı adam akıla giden yol mideden geçer.

Bölüüümmm sonuuu

Beni dövmeyin ama Finale az kaldı diyebilir miyim? 3-5 bölüm falan kaldı.

Kumralım || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin