Jeon bir süredir fazlasıyla mutluydu. Henüz ilişkilerinin tam bir adı olmasa da araları fazlasıyla iyiydi. Sevişiyor, öpüşüyor, beraber uyuyorlardı.
Küçük olan, sabah yanındaki hareketlenmeyle gözlerini açtı. Büyüğünün kalktığını görünce hafifçe dikeldi. Saate baktığında ise henüz erken olduğunu gördü. Taehyung, bu saatte evden çıkmazdı ki?
"Tae-shi?"
Dolaptan gömleğini çıkaran Taehyung kafasını duyduğu sesle küçüğüne çevirdi. "Uyandırdım mı bebeğim?"
"Uykum hafif, hareketlenince uyandım."
Taehyung gülümsedi ve düğmelerini iliklerken küçüğünün saçlarına küçük bir öpücük bıraktı. "Uyu sen küçüğüm, benim biraz işim var."
"Bu saatte mi? Nereye gidiyorsun ki?"
"İşim çıktı güzelim, geleceğim ben. Bekleme beni, uzun sürebilir."
"Ne işi bu saate ama..?"
"İş işte Jeongguk, geleceğim ben. Uykuna geri dön." Telefonu çaldığında Taehyung elini cebine attı ve anında kulağına dayadı. Ne konuşulduğunu duyamamıştı. Taehyung ise aceleyle apar topar evden fırlamıştı.
Jeon'un bütün uykusu kaçmıştı. Ona neden ismiyle seslenmişti? Artık onu sevmiyor muydu yoksa? Her zaman işe gitmeden önce öperdi küçüğünü ama bugün öpmemişti. Belki küçük şeylerdi bunlar ancak Jeon bu ilgiye alışmıştı. Her şey bir anda bitince boşlukta gibi hissetmişti kendini.
Bütün gün Taehyung'tan tek bir mesaj veya arama gelmemişti. Onu özlememiş miydi hiç? Jeongguk, kötü düşünmeye başlamıştı. Ya başkasına aşık olduysa? Ya ondan sıkıldıysa veya soğuduysa?
"Ahh, hayır! Bunları düşünmemeliyim!"
Kafasını dağıtmak için bie film açtı ve izlemeye başladı. Çok sade başlasa da sonradan bl olduğunu fark etti. Kapatmayı düşünse de sarmaya başladığında bundan vazgeçti. Her sahnesinde Taehyung ile kendini hayal ediyordu. Seks sahnesi geldiğinde Jeon gerildi. Oradaki olaydan değil, Taehyung ile olan ilişkileri geldi aklına. Bu sırada ise akşam olduğunu fark etmemişti bile.
Bir süre hayale dalmışken altından gelen sızı ile kendine geldi. Kendini belli eden şişlik canını yakıyordu. Fena halde canı yanıyordu ama daha önce kendine hiç dokunmamıştı. Taehyung'u beklemeyi düşündü ancak ona da yük olmak istemedi. Zaten saat geç olmuştu, geldiğinde yorgun olacaktı.
"Kendim halletsem daha iyi olacak."
Televizyonu kapatıp banyoya geçti. Üzerini çıkardı ve geniş küvete girdi. Suyu ılığa ayarladıktan sonra hafifçe açtı. Elini aletine attığında boşluğuna gelmiş ufakça inlemişti. Elini yavaşça aletine sardı ve okşamaya başladı. Kafayı yiyecekti.
"Uhm, olmuyor! Onun verdiği zevki veremiyor!"
İpin ucunu kaçırmış, kendini sertçe çekmeye başlamıştı. Ne kadar yaparsa yapsın, Taehyung'un ona verdiği zevki alamıyordu. Kendini o kadar kaptırmıştı ki kapının sesini bile duymamıştı.
Taehyung, bütün gün çalışmıştı. Eve girdiğinde Jeon'u göremeyince merakla yukarı çıktı. Gelen inleme sesi ile şaşırmıştı. Yavaşça banyoya ilerlediğinde Jeon'un kendini rahatlattığını fark etti. Kapıyı çalmadan açtı.
"Jeon?"
Jeongguk'un gözleri fal taşı gibi açıldı kapıdaki kişiye baktığında. Fena halde utanmıştı. "Sen ne zaman geldin?"
"Kendine dokunuyorsun demek. Sana artık zevk veremeyeceğimden mi korkuyorsun?"
"Hayır!"
"Neden o zaman? Burada bir sevgilin varken, sağ elin daha mı zevkli geliyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy -TaeKook- ✓
FanfictionÜlkenin en tehlikeli mafya lideri Kim Taehyung, hapiste tanıştığı adam için oğlunu kaçırıp, kurtarmayı kabul eder. #ukekook -20 #semetae -29