"Hazır mı herkes?" Jeon geniş koridora çıkmış seslenmişti.
"Hazırım, geliyorum!" Jimin hızla merdivenlerden inerken kol saatini takmakla uğraşıyordu.
Jimin son olanlardan sonra Jeongguk'un ısrarıyla onların evine yerleşmişti. Taehyung ise buna minnettardı. Çocuğa defalarca söylemesine rağmen asla kabul etmemiş, kendini borçlu olarak gördüğünden korumalığını yapmaya başlamıştı. Şimdi ise Jeon, onu ikna etmiş ve korumalığı bırakıp evlerine taşınmasına karar kılmıştı.
Jeon'un canı da zaten oldukça sıkılıyordu. Sevgilisi işteyken koskoca evde tek başına kalmak istemiyordu. Taehyung sırf bunun için işlerini evde halledip çok çıkmamaya çalışıyordu ancak bütün işi evden yürütemezdi. Mecbur olarak çıkması gerekiyordu. Şimdi ise Jeon'un bir arkadaşının evde olması onu rahatlatmıştı. Güvendiği bir insan, sevdiğine arkadaşlık ediyordu.
Taehyung, yavaş adımlarla aşağıya indi. Sarışın çocuk ile sevgilisi konuşuyorlardı. Onlara yaklaştığında fark edilmişti. Jeon, sevgilisini süzdü ve kaşlarını çattı. Taehyung böyle bir tepki beklemiyordu. Kendi üzerine baktı.
"Olmamış mı?"
"Hayır! Çok yakışıklı olmuşsun, herkes sana bakacak orada."
Taehyung kıkırdadı. "Şirin şey."
Jimin ikilinin bu haline güldü. "Çıkalım mı? Geç kalacağız."
Jin'in düğünü vardı bugün. Taehyung'un tek samimi arkadaşının düğünüydü. Evden erkenden çıktılar. Jimin arabayı sürerken ikili arkada oturuyorlardı.
Varmaları çok uzun sürmemişti. Jimin arabayı uygun bir yere park etti ve hep beraber indiler araçtan. İçeriye ilerlerken yüzleri gülüyordu. İçeri geçip bir yere oturdular.
Taehyung etrafa göz gezdirdikten sonra Jeon'a döndü. "Ben bir Jin'e bakıp geleceğim birtanem. Hemen gelirim."
Jeongguk kafasıyla onayladı ve Taehyung'un yanağına bir öpücük kondurdu. Taehyung yanlarından ayrılıp arkadaşının yanına ilerledi. Jeongguk ile Jimin yan yana oturuyordu. Hem sohbet edip hem de etrafı izliyorlardı. Sahneye dans için çiftler çağırıldığında ikili arkasına yaslanıp izlemeye başladı.
Biraz ilerideki siyah uzun saçlı bir adam yanlarına yaklaştı ve Jimin'e elini uzattı. "Benimle dans etmek ister misiniz bayım?"
Jimin'ün kalbi teklemişti. Jeon'a döndü. Jeongguk gülümseyerek göz kırptı. Jimin elini nazikçe adamın eline koyup ayağa kalktı. Jeon onlara bakarken gülümsüyordu. "Çok yakışıyorlar." Kendi kendine mırıldandı.
Karşısındaki sandalyenin çekilmesiyle görüş alanı kapanmıştı. Karşısında oturan kadınla duraksadı. Tanımadığı birinin böylece masalarına oturması garipsemesine sebep oldu.
"Ah, oturabilir miyim?" Çantasını masaya koyup bacak bacak üstüne atarken konuşmuştu kadın.
Jeon anlamsızca kaşlarını kaldırırken iğnelercesine konuştu. "Oturdun zaten."
Kadının rahatsız edici kahkahası kulaklarını tırmalamıştı sanki. "Taehyung, nerelerde ya?"
Jeon duraksadı. Bu kadın Taehyung'u tanıyordu, o yüzden buradaydı. "Tanışıyorsunuz sanırım?"
"Evet, üniversiteden arkadaşız." Kadının ilgisini çeken konu açtığını fark etmişti. "O zamanlar Taehyung çok yakışıklıydı ama kimsenin çıkma teklifini kabul etmezdi." Kadın güldü ve masaya hafifçe eğilerek devam etti. "Bende hoşlanıyordum ancak arkadaş şeklinde yaklaştım ona. Bağımız koptu sonradan ama artık bir beyefendi olduğundan yaklaşacağından eminim. Hem her erkek bir kadına ihtiyaç duyar, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy -TaeKook- ✓
FanfictionÜlkenin en tehlikeli mafya lideri Kim Taehyung, hapiste tanıştığı adam için oğlunu kaçırıp, kurtarmayı kabul eder. #ukekook -20 #semetae -29