Görüşün başlamasına 10 dakika kalmıştı. Jeongguk heyecanla bekliyor, ayaklarını sallıyordu. Babasını uzun zaman sonra ilk defa görecekti. Ayda iki kez açılan görüşe gitmesine yanında kaldığı adam izin vermiyordu. Yaklaşık 2 3 aydır gidemiyordu babasını doğru düzgün. O yüzden fazlasıyla heyecanlıydı. Konuşacağı şeyler de kötü şeyler değildi, bu da onu sevindiriyordu. Gerçi biraz gergindi. Babasının, o ve Taehyung hakkında ne diyeceğini kestiremiyordu.
Taehyung'a karşı hisleri olduğundan oldukça emindi. Kabulleneli çok uzun süre olmamıştı. Yanına yaklaştığında kalbi sanki kuş olup uçacak gibi oluyordu. Onun gülüşünü her gördüğünde tamamen farklı bir evrende gibi hissediyordu.
Bunların aşk olduğunu düşünüyordu. Yanılma payı da bırakmıştı gerçi. Ya değilsem diye her düşündüğünde gözlerinin önüne Taehyung geliyor sonrasında yine büyüleniyordu.
"Açık görüş başladı!"
Jeongguk, görevli kadının seslenmesiyle kafasını kaldırdı. Heyecanla Taehyung'a döndüğünde onun zaten kendisine baktığını fark etti. Bu onu fena halde utandırmıştı. Bunu kısa tutarak hızla ayağa kalktı ve Taehyung'un elinden tutarak içeri çekiştirdi.
"Gel hadi."
"Küçüğüm babanla tek kalmak isteyebilirsiniz. Ben beklerim dışarıda."
"Babam seni görsün sonra çıkarsın. Hadi Tae-shii!"
Taehyung çocuğun heyecanına gülümsedi ve ona zorluk çıkarmadan adımlarına eşlik etti. Jeon, Taehyung'un gömleğinin bilek kısmından tutmuştu sıkıca. Taehyung bu görüntüye gülümsedi. Küçük bir çocuk gibiydi ve bu hali inanılmaz şirin gözüküyordu.
Taehyung'un özel isteği üzerine Jeon'un babası görüşme için ayrı bir odaya alınmıştı. Doğruca oraya yönlendirildiler. İçeri girdiklerinde babası kafasını kaldırdı. İkisini gördüğüne sevinmişti. O sırada ellerinin halini görünce gözü orada kısa süre duraksadı. Ardından kafasını kaldırmış, oğluna sıkıca sarılmıştı. Jeongguk bunu fark etmese de Taehyung'un gözünden kaçmamıştı. Baba oğul sarılırken Taehyung ise duvar yaslandı ve ikisine baktı. Kollarını önünde bağladı ve sessizce onların hasret gidermesini izledi.
İkisi ayrıldığında Bay Jeon, Taehyung'a döndü ve yanına yaklaşarak ona sarıldı. Taehyung şaşırmıştı, bunu beklemiyordu. Çok hafif karşılık verdi ve ayrıldılar. Bay Jeon ona gülümsedi ve elini sıktı.
"Teşekkürler Taehyung."
"Teşekküre gerek yok Bay Jeon."
"Benimle yeniden resmi konuşmaya başlamışsın." Hafifçe omzuna vurdu ve gülerek konuştu. "Nereye gitti 'abi' demelerin?"
Taehyung gülümsedi ve başını hafifçe salladı. "Pekala abi. Ben sizi yalnız bırakayım."
"Sağol Taehyung."
"Bir şeye ihtiyacın var mı?"
"Yok oğlum sağol."
"Olursa söylemekten çekinme. Yine gelirim ben. Görüşmek üzere." Taehyung gülümsedi ve odadan çıktı. Babasının dediği aklına takılmıştı. Ona oğlum diye seslenmişti. Bunu özlemiş sayılırdı. Dışarı çıkıp arabasının yanına ilerledi. Biraz hava almak ona iyi gelirdi. Yanına gelen adamla da hafifçe gülümsedi ve konuşmaya başladılar.
Jeongguk ise babasının karşısına oturmuş, ona anlatmak istediklerini hangi sırayla ve nasıl anlatacağını düşünüyordu. Babası ise içeriyi anlatıp, durumunun iyi olduğunu söylüyordu. Oğlundaki dalgınlığı fark eden Bay Jeon sözünü yarıda kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy -TaeKook- ✓
FanfictionÜlkenin en tehlikeli mafya lideri Kim Taehyung, hapiste tanıştığı adam için oğlunu kaçırıp, kurtarmayı kabul eder. #ukekook -20 #semetae -29