Kim Taehyung. Kesinlikle hayatta karşılaşılabilecek en tehlikeli mafyanın lideri. Herkesi karşısında etkisiz kılabilirdi, kılıyordu da.
Kısa bir süreliğine hapishaneye girdi. Bu suçlandığından veya polislerin ona dokunabildiğinden değil, bir işi olduğu içindi. Aslına bakarsanız daha kısa sürede çıkacaktı, planları öyleydi. Fakat bir adamla tanıştı. Onu tanıyan biriydi ancak diğerlerinden farklıydı. Ona yalakalık yapmamış, çıkartması için yalvarmamıştı. Hatta aslına bakarsak, bu adam çıkmakta istemiyordu zaten. Kendince sebepleri vardı ve bunu istememişti hiç. Taehyung'a da baba şefkati ile yaklaşmış, dost gözüyle konuşmuş, abi tavsiyeleri vermişti.
Bunlara ihtiyacı olmasa da Taehyung hepsini teker teker dikkatle dinleyip aklının bir köşesine kazımıştı. Kaldığı bir haftada bu adama güvenebilecek kıvama gelmişti. Normalde kimseyle sohbet etmezdi ancak bu adam farklı görünüyordu gözüne.
Çıkmadan önceki gün adama döndü. Gözlerine bakıyordu ihtiyarın.
"Ben yarın çıkacağım, buradaki işimi tamamladım. Dışarıdan istediğin bir şey var mı abi? Söyle, ne istersen."
"Benim bir oğlum var. O iyi adamların elinde değil. Benim günahlarımı o çekiyor. Onu kurtar, başka bir şey istemem. Buradan çıkınca da sana borcumu öderim. Yeter ki ben çıkana kadar oğluma sahip çıkasın."
"İsteğin oldu bil. Borç saymam, çıkınca da haberim olsun. Şimdi anlat bakalım şu bahsettiğin oğlunu."
O gece sabaha kadar sohbet ettiler. Adam oğlunun onda olan fotoğrafını verdi Taehyung'a. Fotoğraftaki çocuk çok şirin duruyordu. Açık mor saçları ve gülünce ortaya çıkan gamzeleri ile tatlı bir çocuktu.
Sabah ise erkenden çıktı. Zevkine beyaz jip ile geziyordu. Farklı olmayı hep sevmişti zaten. Mekanına giderken elindeki fotoğrafı ön koltukta oturan adamına verdi. Soğuk ses tonuyla konuştu.
"Fotoğraf çoğaltılıp adamlara dağıtılsın. En kısa sürede çocuk hakkında her şeyi öğrenmek istiyorum. Nerede olduğundan ne yiyip ne içtiğine kadar her şey."
"Tabii efendim."
Cama çevirdi bakışlarını. O çocukla yakından ilgilenecekti. Şimdilik uğraşması gereken biri vardı.
...
Aradan 1 hafta geçmişti. İlgilendiği adamı eline geçirmişti. Gerçi bunu zevk alarak yapmıştı. Adama onu öldüreceğini söylemiş ve kaçacak delik aramasını sağlamıştı. İyice paranoyak olduğundan birçok hata yapmış, işe iyice zevk katmıştı. Yakalandığı gibi de her zaman işini hallettiği yere götürtmüştü. Bu sefer kendi ilgilenmişti.
"Kaldırın bunu buradan."
Üzeri kan olmuştu. Adamla yakından ilgilenmiş, işlerin iyi gittiğinden emin olmuştu. Ellerini ıslak beze sildi ve çıkışa yöneldi. O sırada yanına gelen adama baktı. Adam nefes nefese konuşmaya başladı.
"Efendim, aradığınız çocuğu bulduk. En ince detayına kadar raporladık."
"Oku."
Yukarı çıkana kadar adam bilgileri Taehyung'a anlattı. Dikkatle dinlerken aklında planı oluşturmaya başlamıştı bile. Dışarı çıktıklarında yanındaki adama döndü.
"Bu gece. Bu gece çıkıp o oğlanı alıp geleceğiz. Hazırlığınızı yapın, vakit kaybedemem."
Adam onaylayıp hızla yanından ayrıldı. Herkes yapılacak baskın için hazırlanıyordu. Bu gece bir mafyaya baskın yapılacaktı, elbette ki basit bir şey değildi.
Tabii Kim Taehyung, bunu umursamıyordu bile. Gözü kapalı adam öldüren biri ufak bir mafya parçasından mı korkacaktı?
Adamlar aşağıda toplandığında Taehyung da kıyafetini değiştirip yanlarına indi. Hepsi hazır olda duruyordu resmen. Hiç birinin bu adama bakabilecek cesareti bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy -TaeKook- ✓
FanfictionÜlkenin en tehlikeli mafya lideri Kim Taehyung, hapiste tanıştığı adam için oğlunu kaçırıp, kurtarmayı kabul eder. #ukekook -20 #semetae -29