1.4

765 44 59
                                    

Hazırlanıp evden çıkmıştık. Elena'nın arabasıyla gidiyorduk. Telefonuma baktığımda bir sürü mesaj ve bir sürü cevapsız arama vardı. Hiç birine bakmayacaktım, ya da görüldü falan atardım en fazla. Ama dikkatimi çeken şey Yazgı'nın beni aramasıydı. Neden aramıştı acaba? "Neyin var?" Dedi Elena.

"Hiç... Hiç bir şeyim yok." Gözünü yoldan ayırıp bana baktı ve tekrar yola döndü. "Lavin söyle işte, uzatma." Ona döndüm. "Yazgı... Beni aramış." Bir kaç dakika bir şey diyemedi. "Geri arasana." Arayamam... "Kimseyi aramayacağım demiştim. Kendime söz verdim Elena." Gülümseyip elimi sıktı. "Güzelim tamam da, bak bu kız seni hiç arıyor muydu? Belki bir şey olmuştur. Ara bi öğren neden aramış. Sonra kimseyi arama tamam mı." Kafamı sallayıp numarasını tuşladım.

Çalıyor...
Çalıyor...

"Alo?" Dedi üzgün, bitkin, ağlamaklı her nasıl yorumlarsanız. Kötü bir sesle açtı kısaca.
"Alo Yazgı? İyi misin, noldu?"
"Lavin ben... Normalde... Seni aramazdım biliyorsun."
"Hm hm."
"Lavin, sen gittiğinden beri herkes çok kötü oldu. Mert abi, Riva, Vera... Aklına kim geliyorsa. Ama Arda hepsinden beter."
"Ne?"
"Arda sana 'kardeşim gibi' der ya hep. Gerçekten de kardeşi gibi görüyorumuş seni. Mert aradı bir kaç saat önce; Lavin yok, dedi. Lavin gitmiş, dedi. Arda'yı görecektin. Evde vazo kalmadı her şeyi parçaladı. Bağırdı çağırdı, hiç sıkıntı yok. Ama sonra..." Devam edemedi.
"Sonra?"
"Sonra suçu... Bana attı. Benim yüzümden gitmişsin, öyle diyor. Hatta bana vuracaktı, bana ya!" Ağlamaya başladı.
"Nerede şimdi?"
"Gitti, evde değil. Bir sinirle çıktı."
"Ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Beni aldatmasından korkuyorum."
"Kimseyi aramayacağıma söz verdim Yazgı, bu yüzden arayamam Arda'yı. Benimle konuştuğunu da söyleme, kimsenin haberi olmasın. İstemiyorum."
"Peki, nasıl istersen."
"İsak'ı falan ara, belki yardımcı olur."
"Tamam, teşekkürler. İyi eğlenceler. Tabi eğleniyorsan."
"Görüşürüz, dikkat et."

Elena ve Elisa bana sorar gözlerle bakıyordu. "Ben gittiğim için herkes çok kötü olmuş. Arda da vazo falan kırmış, sinir krizi geçirmiş. Yazgı'ya da vuracakmış, vurmamış. Evden de gitmiş. 'beni aldatmasından korkuyorum.' diyor." Dedim. "Bence bi bokluk var." Dedi Elisa ellerini teslim olmuş gibi kaldırıp indirdi. "Bence de ya. Yani seni hiç aramayan biri neden sevgilisi evi terk edince arasın ki, bir de sen yurt dışındasın." Kafamı onaylar gibi salladım.

"Haklısınız." Dedim. "Bakın bu stil çok güzel bundan yaptıralım tırnaklarımıza." Dedi Elisa arkadan öne doğru bir telefon uzatarak. Uzattığı telefonu aldım ve açık olan resme baktım. Açık pembe tırnaklar üzerine kırmızı kalpler. "Olur, ben beğendim." Diyerek telefonu Elena'ya çevirdim. İki saniye falan baktı telefona, yola bakması gerektiği için. "Güzelmiş" diyebildi sadece.

"Ne kadar kaldı?" Mızmızlanarak konuştu Elisa. Gülümsedim. "Az kaldı, iki dakikaya ordayız." Dedi Elena. "Tamam. Lavin, Arda seni aramış mı?" Dedi Elisa. "Evet aramış, 16 kere..." Gözlerini kocaman açtı. "Oha!" Dedi Elisa. "Abartmış sanki biraz." Dedi Elena. İkisine de gülümsedim. "Merak etmiştir..." Elisa kafama vurdu. Kendine gel senden daha büyüğüm.

"Âşık sanaaa." Gözlerimi devirdim. "Aynen bana aşık olduğu için Yazgı'yla çıkıyor." Göz deviren bu kez Elena'ydı. "Herkes bir gün doğru yolu bulur hayatım." Koluna hafifçe vurdum. "Doğru yol bensem, mümkünse bulmasın." Diye mırıldandım. "Ay yeter ya! Aşıksın işte kabul et." Dedi Elisa. Anlama vurdum. "Allah'ım ya sabır ya selâmet! Değilim ya. Aşık falan değilim şu siktiğimin futbolcusuna."

"Öyle deme lazım olur ilerde." Dedi Elisa ve Elena'yla birlikte gülüşmeye başladılar. "Kafiyene öldüm hayatım." Dedi Elena kardeşine. "Şu da Arda'ya ölse her şey çözülecek." Dedi Elisa, Elena da kafasını sallayarak onayladı onu. "Üf, tamam düşünürüm." Elisa iki eline vurdu ve bağırarak konuştu. "İşte buuu!" Elena arabayı park ettiğinde indik ve güzellik salonuna girdik.

İmkansızım | Arda Güler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin