Keşifler

324 27 2
                                    

Ateş, sırtı bir kutuya dayalı bir şekilde, salonun zemininde uyandığında, bir gece önce içtiği tüm içkiye rağmen her şeyi gayet iyi hatırlıyordu. Ne olduğunu, ne hissettiğini ve ne istediğini... Hepsini hatırlıyordu. Ve bu, kafasındaki şeyi yapması için ona cesaret veriyordu.

Tozlu zeminden hızla kalktı ve henüz birkaç gündür çalışmaya başladığı avukatlık şirketini aradı. Kendisini berbat hissettiğini, taşınma yorgunluğu yüzünden muhtemelen hastalandığını söyledi. Şirketten, ihtiyacı olan bir günlük izni aldığında bir an için her şey daha kolay geldi gözüne.

Kilitli el çantasını aradı gözleri ve tekli kanepelerden birinin üzerinde olduğunu gördü. Akşamdan kalma birisi için oldukça hızlı sayılabilecek bir şekilde hareket ediyordu evin içinde. Çantasını aldı ve içinden dizüstü bilgisayarını çıkardı. Teknolojiyi seviyordu. Özellikle de interneti... Çünkü internet, aradığınız birini bulabilmenin en kolay yoluydu.

Bilgisayar açıldığında gülümsediğini fark etti. Bunu yapmayı gerçekten istiyordu. Garip bir mutluluk yayıldı içine. Uzun zamandır hissetmediği türden bir his... Özlediği türden bir his...

Bunu yapabilirdi. Yeterince hızlı olursa yapabilirdi. Kartın üzerindeki tarihe göre çok zamanı yoktu ama bu onu pes ettirmeyecekti. Ateş'in gözü ister istemez bilgisayarın sağ alt köşesindeki tarihe takıldı. 14 Mayıs 2016... Bu on iki gün demekti. Maya'yı bulmak ve ona 'o soruyu' sormak için tam on iki günü vardı. Onun nerede olduğunu bilmiyordu. Hala Türkiye'de yaşadığından bile emin değildi aslında. Ama on iki günü vardı. Bu 288 saat demekti. Ve bu da 17280 dakikaya denk geliyordu. Maya'yı bulmak için 17280 dakikası vardı ve Ateş, her dakikayı değerlendirmeye hazırdı.

İnternet tarayıcısını açtı ve Google'a girdi. Maya'ya ait bir Twitter ya da Facebook hesabı bulabilmeyi umuyordu. Aradığınız insanları bulmanın en kolay yoluydu bu. Google bunu size verebilirdi.

Genç adam derin bir nefes aldı ve "Başlıyoruz," diye mırıldandı. Parmakları klavye üzerinde dans eder gibi hareket etti ve Enter'a bastı. Birkaç saniye içinde ekran hızla dolmaya başladı. Ateş bilgisayara iyice yaklaştı ve çıkan adresleri inceledi.


http://mayafirat.com

http://tiyatrokarakutu.net

http://tr.wikipedia.org/wiki/Maya_Firat

http://twitter.com/MayaFirat


Açılan sayfalar Ateş'in kafasını karıştırdı. Sanırım Maya Fırat adında tanınmış birileri vardı ve Google, ona öncelik tanıyarak onunla ilgili siteleri dökmeye başlamıştı. Bir resmi site, hatta bir wikipedia sayfası... Ateş gülümseyerek 4. sıradaki Twitter sayfasına tıkladı.

Grinin tonlarıyla düzenlenmiş bir Twitter sayfası açıldı bir anda. Sağ taraftaki mavi logo takıldı Ateş'in gözüne. 'Onaylanmış Hesap' logosu... Ünlülerin, hesabın gerçekten kendilerine ait olduğunu kanıtlamak için kullandıkları logo... Ateş hayal kırıklığına uğradı bir anda. Bu onun Maya'sı değildi anlaşılan. Yine de yazılan mesajlara göz atmadan edemedi.

Son mesaj yaklaşık sekiz ay önce gönderilmişti. 'Ünlü biri için garip bir hareket,' diye düşündü genç adam ve sondan başa doğru okumaya başladı sayfadakileri.

Şu anda kimi gördüğümü tahmin edin. Vazgeçtim. Asla tahmin edemezsiniz. :) (25 Eylül 2015)

@aylinnefer Evet tatlım, haklısın. Ama unutma, gerçekten yetenekliysen eninde sonunda fark edilirsin. (24 Eylül 2015)

@EsraBozok Sana hayvanlı bir kazak alacağım. Eski günlerin hatırına :) (20 Eylül 2015)

Ateş kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Esra Bozok... Hayvanlı kazak... Tanıdığı, hayvanlı kazaklara düşkün tek kişi Esra Bozok'tu idi. Maya'nın en yakın arkadaşı Esra... Ateş, Maya'nın onun hayvanlı kazakları ile nasıl dalga geçtiğini ve onu nasıl da bir moda katliamcısı ilan ettiğini hatırladı bir anda. Heyecan tüm bedenini sardı. Bu Maya'ydı. Onun Maya'sı...

UNUTMA BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin