Umut, Yeniden...

277 21 2
                                    

Hemen hemen her sabah, bir rutin haline gelmiş olan baş ağrısının aksine, bu sabah içi garip bir huzurla dolu bir şekilde uyandı Maya. Sanki günlerdir uyuyor gibiydi. Dinç ve her zamankinden daha sağlıklı hissediyordu kendini. Ve bu garipti çünkü dün gece çok geç bir saatte uyumuş ve tam da şu anda, oldukça erken bir saatte uyanmıştı işte.

Yatağından doğrulduğunda kolu, hemen yanındaki komidinin üzerinde duran ve birbirine zımbalanmış sayfalardan oluşan kağıt tomarına çarptı. Kalın tomar yere düştü. Bir an için o şeyin ne olduğunu idrak edemeyen genç kadın, uykunun verdiği anlık algı bozukluğundan çıkmaya başladığı birkaç saniye içinde yerdeki şeyin, dün gece eve döndüğünde okumaya başladığı ve gözleri ona ihanet edip onu uykuya çağırmasına rağmen direnip, bitirene kadar okuduğu oyun senaryosu olduğunu hatırladı.

Senaryoyu komodinin üzerine koyarken gözü telefonunu aradı. Her zaman orada olurdu. Ama bu sefer değildi. Acaba dün gece nereye koymuştu?

Hızlı bir şekilde odaya göz gezdirdi ama telefon görünürde bir yerde değildi. Yerlere, hatta yatağın altına bile bakmasına rağmen, asla yanından ayırmadığı telefonunu bulamadı. Uyku sersemliğinden tamamen çıktığında bir anda sinirle gülmeye başladı. Bu arama tamamen saçmalıktı. Neden ortalığı kaldırmakla bu kadar uğraşmıştı ki?

Yatağın sol tarafındaki komodinin üzerinde duran ve yerel bir hattın bağlı olduğu telsiz telefonu kaldırdı. Cep telefonu numarasını tuşladı. Birkaç saniye içinde telefonun sesi duyuldu odanın içinde. Üstelik çok da yakından geliyordu. Maya etrafına biraz dikkat kesildiğinde sesin yatağın içinden geldiğini fark etti. Yatmadan önce üzerine aldığı örtüyü kaldırdı ama altında yoktu. Yastığını biraz ileriye doğru itti ve işte oradaydı. Bu genç kadını şaşırtmıştı çünkü bunu hiç yapmazdı. Telefonunu her zaman başucunda duran komidinin üzerine koyardı. Yastığın altına telefon koymak onun uzun zamandır yapmadığı bir şeydi. Neredeyse liseden beri...

Genç kadın odanın ortasında öylece kalakalmıştı. Hala yatağın üzerinde duran telefona bakarken olan biteni idrak etmeye çalışıyordu. Ateş ile yalnızca bir gün geçirmişti ve işte yeniden farkında bile olmadan eskisi gibi, onunla ile olduğu zamanlarda yaptığı gibi, o aradığında ya da mesaj gönderdiğinde bunu kaçırmamak, hemen duymak için yaptığı gibi telefonunu yastığın altına koymuştu. Üstelik bunu yaptığının farkında bile değildi.

Birkaç saniye daha öylece durduktan sonra uzandı ve telefonu aldı genç kadın. Ekranda saat, tarih ve operatör ismi dışında hiçbir şey yoktu. Ne bir arama, ne de bir mesaj... Bir an için bunun onu rahatsız ettiğini fark etti ve şaşırdı.

Yalnızca bir gün... Bir gün bile yeniden onun etkisine girmesine yetmişti işte. Maya kendine inanamıyordu. Buna izin verdiğine inanamıyordu. Nasıl olmuştu da hiçbir şey olmamış gibi, her şeyi bir anda unutabilmişti. İçindeki bir ses 'Hayır,' diyordu. 'Unutmadın. Sadece olayları her iki açıdan da görmeye çalışıyorsun.' Oysa içindeki başka bir ses 'Kendine bunu nasıl yaparsın?' diyordu. 'Kurduğun bu düzeni kendi ellerinle, yeniden yıkacağını bile bile ona nasıl teslim edersin?'

Genç kadın içindeki seslere kulaklarını tıkamak istedi o an için. Gözlerini sıkıca yumdu ve o anda gözünün önüne Ateş'in kendisininkine çok yakın olan yüzü geldi. Ateş dün gece onu öpmüştü. Bu gerçekten de olmuştu. Üstelik o da karşılık vermişti. Birkaç dakika süren bir öpücük vardı ortada ve o an için her şey mükemmel gibi görünürken, bu durum şimdi bir problemmiş gibi geliyordu.

Kafasındaki tüm bu düşüncelerden kurtulmak ister gibi başını hızla iki yana salladı genç kadın ve yatak odasının içinde bulunan küçük banyoya attı kendimi. Ilık bir duş her zaman için ona iyi gelirdi. Sorunlarını çözmezdi elbette ama fena bir başlangıç da sayılmazdı.

UNUTMA BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin